1
AKŞAM-PINAR IŞIK ARDOR
Mardin’de 14 yaşındaki bir kız çocuğu evlendirildiği gün kurtardınız ve devlet himayesine aldırdınız. Ardından 2 çocuk daha. Ne oldu toplumda farkındalık mı arttı?
“15 YAŞIN ALTINDA EVLİLİK CİNSEL İSTİSMAR SUÇUDUR”
Biz farkındalığı arttırmak için önemli çalışmalar yapıyoruz. Üzerinde hassasiyetle durduğum konulardan biri erken yaşta ve zorla evliliklerdir. Burada çocuklarımızı korumak için aileyi bilinçlendirmemiz lazım. Farkındalık oluşturmak için çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi Türk Ceza Kanunu’nda bu konuda açık bir suç tanımı var. 15 yaşın altında evlilik cinsel istismar suçu olarak tanımlanıyor TCK’da. 15 yaşın üstünde eğer yaptığı fiilin idrak edemeyecek düzeydeyse bu yine cinsel istismar suçu. 104. maddenin 15-18 yaş arasındaki durumları belirleyen cezai yaptırımları çok ağır ve bunu vatandaşlarımızın bilmesi lazım. Bazı bölgelerde erken yaşta evliliklerin çok daha fazla olduğunu tespit ettik. Yaklaşık bir senedir özellikle 8 ilde çalışma yürütüyoruz. Yaptığımız özel çalışmaların çok faydasını gördük. Mardin’de bu illerimizden bir tanesiydi. Erken yaşta evliliğin çocuklara hem sağlık açısından hem ruhsal açıdan çok zararlı olduğunu tüm ailelerin bilmesi gerekiyor. İzmir mesela erken yaşta evliliklerle mücadele özel çalışma yaptığımız yerlerden bir tanesi. İl il çalışmalar yapıyoruz. Ev ev dolaşıyoruz. Toplumsal bir zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmemiz lazım. Erken yaşta evliliklerle ilgili il bazında özel çalışmalar yürütüyoruz.
Burada resmi nikâh durumu söz konusu değil dini nikâh mı yapılıyor?
“BÜTÜN ÇOCUKLARIN YERİ OKULDUR”
Bakın o yaştaki çocuğun çocukluklarını elinden alamayız. Onların eğitim hayatı içinde olması lazım. Bütün çocukların yeri okuldur. Biz kızlarımızın okumasını istiyoruz. Sadece orta öğretim değil lise ve üniversite öğrenimini de görsünler istiyoruz. Elbette insanların evlenmesi çocuk sahibi olması neslimizin devamını çok önemsiyoruz. Bu yüzden Sn. Cumhurbaşkanımız en az üç çocuk vurgusu yapıyor. Orada da hassas bir nokta var. Türkiye’de şu anda kadın başına çocuk oranımız 2,1 bu yaşlanma sınırı. 2.1’in altına düştüğümüzde yaşlanmakta olan bir ülke olacağız. O yüzden kritik bir eşikteyiz. En büyük zenginliğimiz genç nüfusumuz. Eğer bu konuda bilinçlendirme yapmazsak genç nüfusumuzu 20-30 sene sonra kaybedeceğiz
Mardin’deki o olay bir film senaryosu gibi yaşandı. Özel harekâtta işin içine girdi. Çok zordu sanırım.
“183 HATTIMIZA İHBAR GELDİ”
Müthiş bir çalışma yürütüldü. Mardin’deki olayda il müdürlüğümüze bir ihbar geldi. İl Müdürümüz ve Bakanlık olarak benim talimatımla Müsteşarımız o gece sabaha kadar olayı yakından takip ettiler. Ekiplerimiz, kolluk kuvvetlerimizle birlikte koordine oldu ve en uygun anında olaya müdahale etti. Konya’daki ve yine Mardin’deki çocuk yaşta evlilikle ilgili ihbar 183 hattımıza yapıldı. Bu olaylara da müdahale ettik.
Kim tarafından geliyor ihbarlar?
“LÜTFEN DUYARSIZ KALMAYIN, İHBAR EDİN”
Yakınları ya da duyarlı kişilerden. Bu vesile ile milletimize bu mesajı vermek istiyorum. Böyle bir olaya şahit olduğunuzda lütfen duyarsız kalmayın. Ekiplerimiz ALO 183 hattına gelen ihbarları titizlikle inceliyor ve gerekeni en hassas şekilde yapıyor.
ALO 183 sadece bu tarz vakalar için mi?
Elbette değil, bu Bakanlığımızın bir sosyal destek hattıdır ve 7/24 hizmet vermektedir. Kadınlar, engelliler, yaşlılar kısacası dezavantajlı tüm insanlarımıza ilgili konularda hizmet veren bir hat. Vatandaşlarımızın bu noktada bize ulaşmaları çok kıymetli bizim için.
Erken yaşta evlilik sorunu Doğu illerinde daha mı çok görülüyor?
Öyle bilinse de İzmir Kiraz örneği var. Aydın’da, Antalya’da erken evlilikler karşımıza çıkabiliyor.
MEB, Diyanet’ten destek bekliyorsunuzdur.
Bu konu, Bakanlığımızın tek başına yürüteceği bir mücadele alanı değil. Bakanlığımızın yanı sıra diğer ilgili kamu kurumlarımız, STK’larımız, üniversitelerimiz, iş dünyası, yerel yönetimlerin bu çalışmaların içinde olması önemli. İllere gittiğimde yaptığım toplantılarda da bu yönde bir yaklaşım sergiliyor, paydaş kurum ve kuruluşların temsilcilerini, belediye başkanlarını ve mülki amirlerini de çağırıyoruz.
Cezalar yeterli mi?
Erken yaşta evlilikler konusunda Türk Ceza Kanunu’ndaki cezaların caydırıcı olduğunu düşünüyorum. Bu konunun bir suç olduğu ve cezası olduğu yönünde farkındalık oluşturmak da önemli. 15 yıllık iktidarımız döneminde de bu konuda gerçekte çok büyük ilerleme sağladık. 2003’de erken evlilik oranı 8,6’ydı şu anda 4,7’ye düşmüş durumda. Ama bunu asla yeterli bulmuyoruz. Nihai hedefimiz sıfırlamak. En zor çalışma alanlarından birisi çünkü dediğim gibi zihniyet dönüşümü gerektiriyor.
Bazı İslam yazarlarının açıklamaları oluyor ‘erken yaşta evliliği destekleyen’. Evet, toplumdan büyük tepki geliyor ama bu sizin işinizi zorlaştırmıyor mu?
“ERKEN EVLİLİKLE MÜCADELE DE EYLEM PLANI YOLDA”
Bakın kız çocuklarının okullaşmasında Türkiye’de tarihi bir rekora imza attık. 2002 yılında orta öğretimde kız çocuklarının okuma oranı yüzde 45’di. Bugün yüzde 82-83’e çıktı bu oran. Yüzde yüz olsun diye çaba gösteriyoruz. Bizim dinimiz ‘İlim Çin’de bile olsa alınız’ diyen bir din. İlk emri “Oku” olan bir dinin mensubuyuz. O yüzden kız çocuklarımızın okula gitmesi için biz her türlü desteği veriyoruz. Şartlı eğitim yardımlarımızla kız çocuklarının okullaşma oranında 5 yılda çok önemli bir artışa imza attık. ‘Haydi, Kızlar Okula’ kampanyası Sn. Hanımefendinin öncülüğünde ilerledi. Biz de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak tüm kızlarımızın eğitimlerini en iyi şekilde tamamlamalarını istiyoruz. Bakan olduğumdan itibaren Bakanlığımızın çalışmalarında “güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum” şiarını ön plana çıkardık. Kadınlarımızı güçlendirerek ailelerimizi, ailelerimizi güçlendirerek toplumumuzu güçlendiririz. Bu çerçevede, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele için “Strateji Belgesi ve Eylem Planı” üzerinde çalışıyoruz. Bunu da önümüzdeki ay içerisinde sizlerle paylaşacağız
Biraz açar mısınız? Nasıl bir çalışma bu?
4 yıllık bir strateji belgesi ve eylem planı olacak. Bütün bu çalışmamızı kapsayacak şekilde daha detaylı olarak tüm paydaşlarımızla ortaya koyarak bir çalışma modeli sunmuş olacağız. Bu konuyu çok önem veriyorum. Okumayı çok seven bir insanım. Bütün çocuklarında eğitim hayatlarından kopmadan hakları olan eğitimi alma hakkını gerçekleştirmek için çok ciddi mücadele etmemiz lazım.
Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'ndeki 115 çocuğun hamileliği ile ilgili olay tartışılmaya devam ediliyor. Böylesine korkunç bir olayda neredeyiz? Durum nedir? Konu yargıda.
“BÜTÜN ÇOCUKLARLA GÖRÜŞÜYORUZ”
Şu an Savcılık soruşturmayı yürütüyor. Soruşturma tamamlandıktan sonra konu tüm yönleriyle ortaya çıkacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak süreci yakından takip ediyoruz. Ayrıca Bakanlığımızın yetkilileri ve uzmanlarımızla, olayda adı geçen çocukların evlerine hane ziyaretleri yapıyoruz ve bütün çocuklarla özel görüşmeler gerçekleştiriyoruz, kendilerine sosyal destek veriyoruz.
Bunların geneli Suriyeli mi?
“HİÇBİR CİNSEL İSTİSMAR VAKASININ ÖRTÜLMESİNE MÜSAADE ETMEYİZ”
Yüksek oranda geçici koruma statüsündeki Suriyeliler de var. Tek tek inceliyoruz ama henüz bitmedi çalışmamız. Bir kısmının İstanbul’da yaşamadığını tespit ettik. O illerde bulmak için çalışıyoruz. Hepsine ulaşacağız. Vatandaşlarımızın da içi rahat olsun hiçbir cinsel istismar vakasının örtülmesine müsaade etmemiz mümkün değil.
Bir çete izi gördünüz mü bu olayda?
Soruşturma devam ediyor bir şey diyemem.
Bana göre en zor bakanlıklardan birisindesiniz. Çünkü kadına şiddet tablomuz ve çocuk ve kadın istismarlarında rakamlar korkutucu. Mücadelenin neresindeyiz? Biraz rakam almak isterim. Aile içi şiddette kadın ve çocukta rakamlar neyi işaret ediyor?
Sadece kadına değil, kime ve neden olursa olsun şiddete karşı sıfır tolerans diyoruz. Bizim medeniyet değerlerimizde asla ve asla kadına şiddete yer yok. Kadına şiddet ile ilgili ulusal ya da yerel basında yer alan haberlerin derlenerek ortaya konulan verileri temkinli yaklaşmak gerekir. Zira, her bir olayın bir vaka yönetimi anlayışıyla incelenmesi önemlidir. Kadınların toplumun önünde yer aldığı birçok sivil toplum kuruluşlarında farklı noktalarda toplumla hizmet ettiklerini görüyoruz. Bu konuda da çalışmalar yürütüyoruz. Şiddetle mücadelede en önemli hizmetlerimizin büyük kısmını koruyucu önleyici hizmetler farkındalık eğitimleri oluşturuyor. Bu konuda ülke genelinde yaygın ve etkin bir eğitim programı yürütüyoruz. Ağırlıklı olarak da erkeklere verdiğimiz eğitimler var.
Geri dönüşüm nasıl?
“NÜFUSU 100 BİNİN ÜZERİNDEKİ BELEDİYELER DİKKAT!”
Biz üstümüze düşen çalışmayı en hassas şekilde yapmanın gayretindeyiz. Bakanlık olarak yaptığımız İstanbul Sözleşmesiyle ve 6284 sayılı kadına şiddetle mücadelenin ve ailenin korunması yasasıyla birlikte hem hizmetlerimizde hem yasal anlamda yaptığımız düzenlemelerde hem de kapasitemizde çok ciddi bir ilerleme sağladık. Bugün Türkiye’de 68 ilde şiddet önleme ve izleme merkezlerimiz var ki biz bunu inşallah 81’e ulaştıracağız. 137 kadın konuk evimiz var.
“KADIN KONUK EVLERİNİZİ AÇIN. YOKSA…”
Hiçbir kadın kendini çaresiz hissetmesin, devlet yanında olsun diye çalışıyoruz ve kapasitemizi güçlendirici çalışmalar yapıyoruz. Şu an İçişleri Bakanlığımızla da birlikte çalışıyoruz. Nüfusu yüz binin üzerinde olan belediyelerin kadın konuk evi açma zorunluluğu var. Bu noktada da yaptırımlara başlayacağız. İçişleri bakanlığımızla birlikte titiz bir çalışmaya başladık. Nüfusu yüz binin üzerindeki tüm belediye başkanlarına buradan çağrı yapmış olayım. Kadın konuk evlerinizi açın. Şiddete uğrayan ya da uğrama ihtimali olan kadınlara 7/24 hizmet verilen alanlar buralar. Buralarda kadınlara psiko- sosyal destek veriyoruz. Şiddete uğramış kadınların ve çocukların o hasarlarını gidermeye yönelik bir de kadını güçlendirici destekler veriyoruz ki hayata karşı daha güçlü olsun diye. İŞKUR’la iş birliğimiz var. Tekrar hatırlatayım. Yapmayanlara önümüzdeki dönem yaptırımlar gelecek.
Bazı diziler kadına şiddeti içeriyor. Bu diziler nasıl bir etki yapıyor? Araştırdınız mı?
“DİZİ YAPIMCILARINA SESLENİYORUM: ŞİDDETİ KONU ALIYORSANIZ BİZİM YAPTIĞIMIZ DESTEKLERİ ANLATIN”
Biz medyada kadın temsili isimli çok önemli bir araştırma yapıyoruz. Geçen hafta bunun ilk sonuçları hakkında sunum yaptılar bana. Kadın medyada nasıl temsil ediliyor ve bu temsilin toplumdaki kadına etkisi nasıl oluyor? Kadına şiddeti işlemek bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma açısından önemli. Şiddete uğrayan kadınların çaresiz olmadığının anlatılması senaryolar çok önemli. Ben buradan bütün dizi yapımcılarına da seslenmek istiyorum. Şiddeti konu alıyorsanız bizim yaptığımız destekleri anlatın. Devletin şiddete uğrayan ya da uğrama ihtimali olan kadına verdiği destekleri anlatın ki şiddeti yaşayan kadın ben çaresiz değilim arkamda devlet olacak desin. Şiddet konusunda farkındalık oluşturucu yayınları önemli buluyorum, faydasının olacağını düşünüyorum. Tabi izlenen dizilerin çocuklara, ailelere rahatsızlık vermeyecek düzeyde olması da çok önemli. Biz ne kadar kamu spotu yaparsak yapalım billboardlara koyalım TV’deki etkisine erişemiyoruz.
Bakanlık olarak eylem planlarınız var ve ben açmak istiyorum.
Kadına yönelik şiddette yürüttüğümüz bir eylem planı var. Şiddetle mücadelede il koordinasyon kurulları kurduk. Bütün kurum kuruluşlarla birlikte toplantılar düzenliyoruz. Hem kadınlara hem erkeklere bu konuda farkındalık oluşturmak zorundayız. Toplumsal bir yara ama dünyanın her yerinde olan bir yara. Asla ve asla kadına şiddeti kabul etmemiz mümkün değil. Her gittiğim il ziyaretinde valilerimize soruyorum. Biz tam anlamıyla bu konuları sahiplenir, takip edersek çalışmalar daha sağlıklı bir şekilde yürütülüyor. Devletimizin valileri de sosyal konularda çok daha fazla duyarlı ve bize bu konuda çok daha fazla destek oluyorlar. Bu konu siyaset üstü bir konu. El ele vererek mücadelemizi el birliği içerisinde sürdürmemiz lazım. 2015 yılından bu yana pilot olarak uygulanan kelepçe uygulamamız vardı. 30 kadar kelepçemiz mevcuttu şimdi bu sayıyı 600’e çıkarttık. Şiddet uygulayan kişiye kelepçe takılıyor, mağdur bu şekilde korunmuş oluyor. Belli bir mesafe yaklaştığında hemen kolluk kuvvetlerinin devreye girmesiyle kadınlarımızı koruduğumuz bir sistem. Özellikle yüksek güvenlik riski olan işlerde kullanılıyor. Adalet ve İçişleri Bakanlığımızı sistemlerimize entegre ediyoruz. UYAP’taki veriler artık bizim sitemize düşüyor. Bunun için çok ciddi bir teknik çalışma yaptık. Şiddet mağduru kadınların davalarına müdahil oluyoruz
Bazen geç kalınıyor. Şu cümleyi duyuyoruz. ‘Ölüm göstere göstere geldi’
“BİR KADIN BENİM HAYATİ TEHLİKEM VAR DİYORSA ASLA YADSINMAMALI”
Çok duyarlı olmamız. Kolluk kuvvetleri, polis, karakol, savcılık hepsinin çok duyarlı olması lazım. Bir kadının benim hayati tehlikem var sözünün asla ve asla yadsınmaması lazım. Orada her türlü tedbirin alınması ve gerekenin yapılması lazım.
Kadın istihdamı konusunda çalışmalar var. Neredeyiz? Ne yapılıyor? Kreş ücreti yardımının gelir vergisinden istisnasına yönelik bir hazırlığınız vardı. Açar mıyız bu konuyu?
“BÜYÜYEN TÜRKİYE’YE KADINLARIN GÜCÜNDEN FAYDALANMADAN ERİŞMEK MÜMKÜN DEĞIL.”
2005 yılında yaklaşık 5 milyon 108 bin kadın çalışıyordu. Şimdi 8 milyon 928 bin gibi bir rakam var. Yüzde 74 gibi bir artış var. Kadınların istihdam içindeki oranına baktığımızda yüzde 20’den 29,3’e çıktık. Daha alacak yolumuz var ama geldiğimiz yer azımsanmayacak kadar kıymetli ve büyük bir çabanın eseri. Bu ivmeyi eğer sürdürürsek çok daha iyi yerlere geleceğimizden eminim.
. “KADIN ANNELİK VE KARİYER ARASINDA SEÇİM YAPMAK ZORUNDA KALMAMALI”
Sürdürülebilir bir kalkınma, büyüyen gelişen bir Türkiye için kadınların gücünden, yeteneğinden faydalanmadan erişmek mümkün değil. İki kanatlı bir kuş düşünün tek kanadı ile uçamaz. Kadınların doğum-süt izinleri, yarı zamanlı çalışma hakları bununla ilgili yönetmelik de yayınlandı. Çocuğu 6 yaşına gelene kadar kadınlar yarı zamanlı çalışabiliyor. Erkekler için de bu var biliyor musunuz? Bunlar çok çok önemli çok çok kıymetli destekler. Bir kadın annelik ve kariyer arasında seçim yapmak zorunda kalmasın diye tüm bu destekler. Çalışan bir kadın hem anne olabilir hem çalışmasına devam edebilir. Bilim Sanayi Teknoloji Bakanımızla birlikte ortak bir çalışma yürütüyoruz.
“300 OSB’YE 300 KREŞ PROJEMIZ VAR”
Yakında da kamuoyuyla paylaşacağız 300 OSB’ye 300 kreş hedefimiz var. 300 TL’ye kadar gelir vergisi muafiyetinde de Maliye Bakanlığımızla çalışıyoruz yakında onu da yapacağız.
Mühendis kızlar projesi de var. İlgi mi çekti neden mühendis?
“MÜHENDİSLİKLERDE KIZLARIMIZIN ORANINI ARTTIRMAK İSTİYORUZ”
Türkiye’nin mühendis kızları projemiz var. Liselerde başlıyoruz çalışmaya. Mühendislik eğitimini anlatıyoruz, kızların mühendisliği tanımalarını sağlıyoruz çünkü genelde toplumumuzda mühendis erkek işi gibi bir ön yargı var. Daha sonra üniversitede mühendislik eğitimini seçen kızlarımıza burs veriyoruz ve özel sektörle iş birliği içerisinde eğitimlerini tamamlayan kız çocuklarımıza istihdam noktasında da destek vereceğimiz güzel bir proje. Gerçekten ülkenin geleceğine katkı sağlayacak ODTÜ’de bir kızımız var Bilge Demirkıran bunlar çok kıymetli gerçekten. Genç kadınlarımız rol model olabilecek düzeyde böyle çok sayıda isim var Türkiye’de. Rol model olsunlar ve inşallah sayıları da artsın. Hukuk ve Tıp Fakültelerinde kız öğrenci oranımız yüzde 50’lerde, eğitim fakültelerinde ise bu oranın da üstünde. Mühendis öğreniminde kızlarımızın oranı yüzde 30’larda ve biz bunu arttırmak istiyoruz. Çünkü bilim ve teknolojide rekabet gücümüzü arttırmak istiyoruz.
Çalıştırılan çocuklar konusu da çok önemli. Bu konuda nasıl çalışmalar var?
“SOKAKTAKİ ÇOCUKLARDAN BİRŞEY SATIN ALMAYIN”
Sokakta çalıştırılan çocuklarla ilgili olarak bir çalışmamız var. Yaklaşık 5 aydır yapılan bir çalışma. 81 ilde 111 mobil ekip kurduk ve sokakta müdahale ediyoruz. Çocukların durumunu inceliyoruz, dosya dosya, aile aile. O çocuğun eğer ki bakıma ihtiyacı varsa koruma altına alıyoruz. 600’e yakın çocuğu koruma altına aldık. Çocuklara danışmanlık, eğitim tedbiri koyduk ve takip ediyoruz. Bu konuda vatandaşlarımızdan sokakta çalıştırılan ya da dilendirilen çocuk gördüklerinde ALO 183 hattını aramalarını ihbarda bulunmalarını istiyoruz. Bu çocuklardan su, mendil ya da başka bir şey satın almasınlar lütfen. Para vermesinler. Böyle bir çocuk gördüklerinde ALO 183’ü aramaları yeterli. Biz o çocuğu söyledikleri yerde bulalım, ailesini inceleyelim bakıma ihtiyacı varsa devlet korumasına alalım. Çocukların yeri sokaklar değil okullardır.