Akçay: Halkın seçtiği Cumhurbaşkanına güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, sistem değişiklği sürecinde partisinin duruşunu AKŞAM'a anlattı. Türkiye bir beka mücadelesi vermekte. Mevcut sistemin taşıdığı istikrarsızlık riskini 15 Temmuz'da gördük.  Bugün 'Cumhuriyet elden gidiyor', 'demokrasi bitti' gibi söylemler arabesk bir ruh halinin tezahürü. Sistem değişikliğiyle halkın seçtiği Cumhurbaşkanı'na güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz.

1

Pınar Işık Ardor

Cumhurbaşkanlığı sisteminin Meclis’ten geçip Referandum sürecine gelmesınde kilit rol oynayan MHP yeni değişikliğe nasıl bakıyor? MHP  özellikle CHP kanadından gelen sert eleştirileri nasıl okuyor? MHP sistem değişikliğini neden  istiyor? Mhp grup Başkan Vekili Erkan Akçay AKŞAM Gazetesi'ne konuştu. Akçay bu bir hükümet reformudur derken CHP’yi sert sözlerle eleştirdi.

Bahçeli’nin fiili durumla hukuki durum bağdaşmıyor söylemi ile başlayan anayasa değişiklik teklifinin halkın karşısına geleceği noktadayız.  Partininiz  neye ihtiyaç duyarak bu konuyu gündeme getirdi?  

Türkiye’de her ne kadar uzun yıllardır tek başına bir iktidar yönetimini olsa da  yaşadığımız hadiseler bir istikrarsızlığı işaret ediyor. Bu istikrarsızlık en çok kendisini 15 Temmuz’da  gösterdi. Sn. Erdoğan’ın halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte bu tartışmalar daha fazla arttı ve fiili durum ortaya çıktı.

Hayır cephesinden özellikle de CHP kanadından çok eleştiri var gerek partinize gerekse gelecek olan değişikliğe? 

CHP'Yİ DİNLERSEK YANDIK

Hayır cephesi üzerinden  konuşanları dinleyecek olursak yandık gülüm keten helva. Muhalefetin söylemlerine baktığımızda sanki “biz ölmüşüz de haberimiz yokmuş” Vay işte demokrasi ortadan kalktı, otoriter rejim gelecek gibi bir dizi argümanlar öne sürüyorlar. Bunun akılla mantıkla bir izahı yok. Eğer CHP’nin öncülük yaptığı söylemleri dikkate alarak bir anayasa yapmaya kalksak  hükümetin yapısına kilit vurmanız  lazım. Aslında yasama  daha da güçleniyor.

Yargı bağımsızlığı konusunda  CHP’nin eleştirileri var.  Cumhurbaşkanının  yetkilerinin çok fazla olduğunu HSYK ve AYM üyelerinin atanmasında çok fazla söz sahibi olacağını söylüyor bunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

MİLLİ İRADE DİYECEĞİZ

Geçmiş tecrübeler var. 2010 Anayasa referandumu ile birlikte yargı mensuplarının yüksek yargı temsilcilerini kendilerini seçmesinin ne kadar sakıncalı olduğu da ortaya çıktı. Yargı mensupları kendi  üst yargı yönetimini seçmeye kalktığında daha fazla siyasallaşma meydana geliyor. Bunu halkın seçtiği bir erke vermekte ne mahsuru var. Neticede halkın seçtiği cumhurbaşkanına güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz

Türkiye dört bir taraftan saldırı altında DEAŞ, PKK, FETÖ ve ekonomik anlamda birtakım saldırılar altındayız. Şöyle bir eleştiri var neden şimdi ? Şu anda yapmak gereklimiydi?

ÖNGÖRÜLÜ OLMALIYIZ

Evet şarttı. Zamanlama bakımından en uygun zaman bu zamandır. İhtiyaçlar icatların anasıdır. 15 Temmuz’dan sonra da çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki ; Türkiye bir beka mücadelesi vermektedir. Bir şey harap olduktan sonra yol gösteren çok olur. Ama önemli olan o risklerden mümkün olan en kısa sürede kurtulup  yola devam etmektir.

Federalizm gelecek  üniter yapı bozulacak diyor CHP,  sizin MHP olarak bu duruma nasıl baktığınızı biliyoruz ama bu konuyu biraz daha açar mısınız?

CHP’nin söylemlerine baktığımızda “zırva telve götürmez” diye bir söz var. Hangi maddeye dayanak  böyle bir tez ileri sürüyorlar anlamak mümkün değil. Bu sadece mugalata yapmaktır yani kafa karışıklığı yaratmaktır. İlk dört maddeye ilişkin veya 66., 42. madde de hiçbir değişiklik söz konusu  değil. Bu bir rejim değişikliği değildir buna olsa olsa bir hükümet reformu diyebiliriz.

EGER SİSTEM KİŞİYE ODAKLI OLSAYDI BİZ BUNU KABUL ETMEZDİK

Kararsız MHP’lileri nasıl ikna etmeyi hedefliyorsunuz?

Anketler üzerinden bir pozisyon belirlemeyiz. Doğru neyse onun üzerinden gideceğiz. Devletin devlet gibi yönetilmesi gerekir. Ve bu hükümet etme sisteminin daha doğru olduğunu anlatacağız. Tartışmamız gereken yönetimin kimlerde olduğu değil, ülkemizin nasıl yönetildiği bu “hayır” cephesinin yaptığı en büyük yanlışlardan birisi de kişiye odaklayarak bir eleştiri geliştirmesi. 

Peki kişi odaklı eleştiriler Sn.Bahçeli’yi rahatsız ediyor mu?

EN BÜYÜK YANLIŞLARI

Doğru değil bir kere. Ben de rahatsızım bu tür yorumlardan. Çünkü Anayasa değişikliklerinde genellikle anayasa teorisyenleri ve hukukçular bir iyi gerekçe bir kötü gerekçeden bahsederler. Kötü gerekçe eğer sistemi kişiye odaklı, kişiyi merkeze alarak değiştirmek isterseniz bu kötü gerekçedir. Eğer Erdoğan esas alınarak bir yeni düzenleme yapılmak istenseydi bu bir kötü gerekçe olurdu. Biz de bunu kabul etmezdik.

MİLLET İRADESİ DİYECEĞİZ HERKES SAYGI GÖSTERECEK

Referandumdan Evet çıkarsa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı yardımcı olması yönünde senaryolar ortaya atıldı. 

Bunları şimdiden ön görmek mümkün değil. Fakat şudur: Bu anayasa değişikliğinin kabulünden sonra siyasi yapıda mutlaka ki farklılıklar olacaktır. İşin tekniğine baktığınızda Cumhurbaşkanlığı seçimi iki dereceli bir seçim. İlk seçimde yüzde elliyi aşamazsa bir kişi en çok oyu alan iki aday tekrar yarışa girecek. Bu da ister istemez birtakım uzlaşma arayışlarını getirecektir. Yani  diyorlar ya  diktatörlük işte bunu  engelleyecek en önemli yapılardan birisi de budur. 

Terör odakları bazı kesimlerin  sinir ucuna dokunarak toplumda bir ayrışma yaratır korkusu yaşıyor musunuz? Olmaması için ne olmalı? 

REJİM DEĞİŞİKLİĞİ ASLA YOK

“Hayır” cephesinde yer alan siyasi partiler bakımından veya “evet” diyen MHP  ve AK Parti itibarı ile baktığımızda elbette toplumun bir gerilim  ve kamplaşma içine girmemesi için gereken özeni  göstermemiz gerekir. Özellikle biz siyasetçiler olarak. Cumhuriyet elden gidiyor, Atatürk yok ediliyor, demokrasi bitti gibi felaket tellallığı yapmak  gerçekten marazi ve arabesk bir ruh halidir.  Bu  ruh halinden kesinlikle kaçınılması gerekir. O noktada Türkiye Cumhuriyetinin temel dinamiklerini değiştiren bir rejim değişikliği asla ve kata yok.Asla ve kata olmayacak .Sadece hükümet sisteminde bir reform yapılıyor. 

O ARKADAŞLARIN SAPLANDIKLARI MHP LİDERLİĞİ

Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan, Ümit Özdağ  gibi muhalif isimler “hayır” komitesi kurdu. Bunu bekliyor muydunuz?

Komiteciler entrikacı demektir. Eğer MHP evet yerine hayır diyecek olsaydı bu arkadaşlar da  tersini yapacaklardı. Çünkü  onları harekete geçiren anayasa değişikliği falan değil sadece saplandıkları MHP liderliği  ve Genel Merkez yönetimi. Kimlerle aynı kulvara geldiklerinin farkın da değiller. 

Kimlerle geldiler?

FETÖ’cülerle HDP ile. Bu hayır cephesinin dış dinamikleri de var. Bugün hepsi bir dizi cephe oluşturmuş durumda.

KİME YEDEK LASTİK OLUYORDUK

MHP’ye  gelen AK Parti’nin arka bahçesi hatta bir ara lastik üzerinden giden polemikler de yaşandı.Bu eleştiriler size çok ağır geliyor mu?

Bu üslup tamamen siyasi edepsizliktir. MHP olayların ve olguların karşısında konjonktürel tavır alan bir parti değildir. Şimdi FETÖ’nün 15 Temmuz öncesi yaptıklarına en fazla eleştiren  siyasi parti olarak bilhassa 17-25 Aralık’tan sonra mevcut iktidarın bu cemaatle mücadeleye başlamasını eleştirmemiz mi gerekiyor yoksa bu mücadeleyi desteklememiz mi gerekiyor? Çözüm süreci. En ağır eleştirileri MHP olarak biz yaptık. Peki biz o zaman kime baston oluyorduk? Kime yedek lastik oluyorduk?Kimin arka bahçesiydik? 

CHP ŞİKAYET ETTİĞİ OLAYIN BAŞ SORUMLUSUDUR

Sn. Kemal kılıçdaroğlu’nun Sn Devlet Bahçeli’yi ziyaretini nasıl değerlendirdiniz?

Bu bır nezaket ziyaretiydi. Bu ziyareti olumsuzlandırmak istemem “Üstüme düşen görevi yaptım” dedi. Üstüne düşen görev o değildi. Sadece kendi  kamuoyuna yönelik sanki “dostlar alışverişte görsün” ziyareti mahiyetinde olmuştur. Biz MHP olarak Meclis’te 4. siyasi parti olmamıza rağmen sorumluluk aldık. Aslında derin değerlendirme yapmak lazım. Sabih Kanadoğlu gibi bir hukuçunun kılavuz kargalığında CHP bu 367 garabetini icat etti. Dolayısıyla CHP aslında şikayet ettiği olayın sorumlusudur.

ANAYASA YAPILABİLİR AMA UZLAŞMAYLA

Eğer cumhurbaşkanlığı sistemi değişirse anayasa değişikliği gündeme gelir mi?

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda görüşülüp belli bir olgunluğa erişmiş 60 madde konusu gündeme gelebilir. 1982 Anayasa’sının pek çok maddesi değişti. Yine yapılabilir ama uzlaşmayla elbette. Ülkemize ve TC’nin temel niteliklerine aykırı hiçbir anayasa düzenlemesine izin vermeyiz.