Geleneksel Türk KOBİ’leri, e-ihracatçı yapmaya talibiz

Şenay BÜYÜKKÖŞDERE

1999 yılında eski bir İngilizce öğretmeni tarafından 17-18 kişilik ekiple kurulan Alibaba, henüz 20 yılını doldurmadan 60 bin çalışana ulaştı, dünya devleri arasında yerini aldı. Şirketin kurucusu Jack Ma ise 39 milyar dolarlık servetiyle Çin’in en zengini oldu. Alibaba Grubu, 2008’den bu yana Alibaba.com ile Türkiye’de. KOBİ’leri e-ihracatçı yapmaya soyunan platform, son dönemde bu konuda daha da hızlı koşmaya başlamış. Alibaba.com Türkiye Ülke Müdürü Cüneyt Erpolat, “Türkiye’deki teşvik dünyanın hiçbir yerinde yok” diyor.

TÜRKİYE 2. SIRADA

Alibaba’nın pazarları içinde nasıl bir yeri var Türkiye’nin?

Alibaba.com’un Türkiye’deki hikayesi 2008-2009 yıllarında başlıyor. O zamandan bu yana da Türkiye Alibaba Grubu için hep önemli bir ülke olmuş. Bunun en önemli sebebi Türkiye’deki ticaret hayatının çok yüksek olması. Türkiye hep batının giriş kapısı olarak konumlandırmış. Şu anda Türkiye, Alibaba.com’da ücretli üyelikler konusunda da ilk 3’te. Birinci sırada ise kendi vatanı Çin var. Ücretli üyelik kısmında dünyada Çin’den sonra ikinci sıradayız.

%80’İNİ DEVLET ÖDÜYOR

Türkiye’de büyüme hızı nasıl?

Her yıl yüzde 20-25 büyüyoruz. Son 1.5- 2 yıldır da iş ortaklıklarımızla, devletle yaptığımız işbirlikleriyle çok ciddi büyümeler yakaladık. Ücretli üyelikleri her yıl 2’ye, 3’e katlıyoruz. Şu anda Alibaba.com çatısı altında binlerce KOBİ var.

Devlet KOBİ’lere nasıl yardım ediyor, teşvik veriyor, anlatır mısınız?

Alibaba.com’un yıllık üyelik bedeli 7 bin TL seviyesinde. Devlet ise KOBİ’leri e-ihracata teşvik etmek için, bu 7 bin liralık rakamın yüzde 80’ini ödüyor. Dolayısıyla KOBİ’lere 1500 lira civarında çok düşük bir ödeme kalıyor. Benzer teşvikler Malezya ve Güney Kore’de de veriliyor. Ama bu seviyede değil. Dünyanın hiçbir yerinde bu seviyede bir teşvik yapılmıyor. Tabii bu verilen desteğin karşılığını da vermek gerekiyor bir şekilde. Burada amaç ülkeye döviz girdisi sağlamak. Bu işin başına birini koymak çok önemli. Normal işimizi yapalım, yan tarafta da e-ticaret yürüsün diye bir şey yok. Önümüzdeki 10 yılın ticareti, bugünle hiç alakası olmayan bir noktada olacak.

CÜNEYT ERPOLAT: 17 DİLDE TİCARET YAPMAK MÜMKÜN

Dil bilmeyen, daha önce dünyayla ticaret yapmamış bir KOBİ de ihracatçı olabilir mi?

Tabiiki... Önce bu işi yapmaya kararlılıkla girmesi gerekiyor. Basit gibi görünüyor ama öyle değil. “Normal ticaretimin yanında e-ihracat da gitsin” deyince olmuyor. Mutlaka bu işe kaynak ayırmak gerekiyor. Kaynaktan kastettiğim de sadece bu işle ilgilenecek bir personel. Bizim platformumuza geldiğinde, kişinin profilini oluşturması, aktiviteye geçebilmesi için verdiğimiz eğitimler var. Bu eğitimleri alabilir. Bunları yaptıktan sonra da zaten ticaretine başlayabiliyor. Platformumuza İngilizce olarak girildiğinde, platform bunu 17 dile çeviriyor. Rusya’dan bakan Rusça, Almanya’dan bakan Almanca görüyor. Ondan sonra gerisi aktivite. Gerisi gelen tekliflere cevap vermek.

Formula 1 araçlarına parça üreten bile var

KOBİ’leri ihracatçı yapıyorsunuz. Bununla ilgili enteresan hikayeleriniz vardır…

Olmaz mı… Mesela şöyle bir hikayemiz var. Ördek düdüğü üreten Bursalı bir şirket bizi buldu. Avcıların ördek avlamaya çıktıklarında kullandıkları bir düdük türü. Ve tabii Türkiye’de çok büyük bir pazarı yok. Alibaba.com’a girdikten sonra ciddi şekilde ihracatı yapılan bir ürün haline geldi. Formula 1’e araba parçası gönderen firmamız bile var.

Online’ın payı yüzde 50’yi geçecek

Ticarette siz nasıl bir denge öngörüyorsunuz?

Ticarette dominant kısmın, yani yüzde 50’den fazla kısmın online üzerinden olacağını düşünüyorum. Şu anda Çin’in yıllık toplam ticaretinin artık yüzde 20-21’i online’dan geliyor. İkinci sırada İngiltere var. Türkiye’de bu oran henüz yüzde 4’lerde. İtalya, İspanya, Türkiye gibi ülkelerde bu oran biraz daha yavaş büyüyor. Çünkü biz daha çok dışarıda yaşayan insanlarız. İklim uygun, seviyoruz da dışarıda olmayı. 

ŞİRKETLER HIZLA HAREKETE GEÇMELİ 

E-ticaret ciddi bir hızla büyüyor, ileride bizi nasıl bir ticari hayat bekliyor?

4-5 yılda daha çok hibrit yapı görmeye başlayacağız. Omni chanell (çoklu kanal) dediğimiz online offlirne dönüşümünün daha hızlı yapıldığı bir ekosistem göreceğiz. Şirketlerin de bunun için bir an evvel haretkete geçmesi lazım. Bekleyen şirketlerin çok büyük dezavantajı olacak.

Peki Amazon’un Türkiye pazarına girmesi sizin için ne ifade ediyor?

Ekosisteme katılan her oyuncu Türkiye için kazanç. Geç bile geldiler. Çok mutlu olduk, hoşgeldiler. İnşallah büyür ve iyi iş yaparlar. Ticari hayatta rakipten kaçınmak diye bir şey yok.  Tersine kaliteli rekabet hem müşteriye hem firmaya katkı sağlar. 

"Çanta üretiyorsanız, sizin rakibiniz artık sadece yan dükkan değil, Çin’den de  geliyor, İtalya’dan da... Bu vizyonla büyümeliler."

GLOBAL OYUNCU YARATMAK İSTİYORUZ

Hedefiniz nedir Türkiye pazarında?

Türkiye’de 67-70 bine yakın ihracat yapan KOBİ var. İtalya’da ihracatçı KOBİ sayısı 210 bin civarında. Bizde 1.5 milyon şirket var. Onlarda 3 küsur milyon şirket var. Nüfüslarımız yakın. Fakat bizim ihracatımız 140 milyar dolar; onların ihracatı 530 milyar dolar. Türkiye’de her yıl düzenli olarak ihracat yapan 11 bin şirket var. Geriye kalanı, bir yıl yapıyor, 2 yıl yapmıyor. Bizim kemik ihracatçı sayımızı artırmamız gerekiyor. Hükümetle, bakanlıklarla yaptığımız çalışmanın temelinde bu yatıyor. Biz ihracat oyununu değiştirmek istiyoruz. Düzenli ihracatçı sayısını artırmak ve bu şirketleri global oyuncu haline getirmek istiyoruz. Konvansiyonel ihracattan dijital ihracatçı KOBİ’ler yaratmak istiyoruz. İşin içine de olabildiğince çok KOBİ çekmek istiyoruz.

"Alibaba.com’da Türkiye’nin dominant olduğu sektörlerin başında yiyecek-içecek tekstil, mobilya geliyor."