Eker: 2.Dünya Savaşı bitti 1.Dünya Savaşı sürüyor

Ortadoğu’da büyük hareketlilik sürerken Türkiye içerisinde siyaset hareketli. AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, sıcak gündemi Pınar Işık Ardor’a değerlendirdi.

1

PINAR IŞIK ARDOR

Katar krizi görüyoruz ki; çapı büyüyerek devam ediyor. İngiltere, Kuveyt, Almanya  gibi ülkelerden de arabuluculuk çağrıları geldi Türkiye gibi. Ne bekliyorsunuz?

“AKIL DIŞI BİR DURUM”

Küresel ekonomi ve doğu batı ilişkileri açısından  son derece önemli bir bölge. Burada ilave bir sorun  çıkması tabii ki çok üzüyor. Biz bunu hem bölgesel  istikrar açısından hem küresel barış açısından son derece de önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Doğrusu şaşırmamak  mümkün değil. Katar iddia edildiği gibi terör örgütlerini destekliyorsa ki; buna dair herhangi bir şey ortaya çıkmış değil. İhvan ve  Müslüman Kardeşler teşkilatının  son 15-20 yıldır tavırları  bütün dünya tarafından biliniyor. Demokratik çözümler üzerinden çözüm önerdiklerini herkes biliyor. Şimdi onları terörist örgüt ilan etmek ve onlar üzerinden de Katar bunlara ev sahipliği yapıyor demek  çok akla yatkın değil. Açıkça iyi niyet de görünmüyor. 

Ne var arkasında peki?

Ortadoğu’da hesapları olan küresel güçlerin satranç oyunu var.  Herkesin çok dikkatli olması. Bu sorun büyütmeden  sorunun çözülmesi yönünde çaba sarf edilmesi lazım. Türkiye böyle  yapıyor.

-Türkiye bu adımı attı ardından Amerika’dan da bir takım adımlar geldi

“ABD’DE İTİLAF VAR”

Amerika’da Devlet ile Başkan arasındaki itilaf  kamuoyuna yansıdı. Dışişleri Bakanlığı  devletin müesses nizamıdır. O kurulu düzen başka bir şey söylüyor. Katar ile ilgili olan yaptırımların abartılmaması üzerine net ve açık mesajlar veriyor. Trump ise  twitterda başka bir şey söyledi. Biz umuyoruz ki akıl selim galip gelir. Türkiye bu konuda çok çaba sarf ediyor. Türkiye diplomatik çabalarını sonuna kadar sürdürüyor.

Uluslararası nitelikli bir sıcak çatışma bekler misiniz? Olasılığı varsa Türk askerinin varlığı tehlikede olur görüşü var katılır mısınız?

“SAVAŞ KİMİN İŞİNE YARAYACAK?”

Kişisel olarak çatışma beklemediğimi ifade etmek istiyorum..Bir senaryo başlatıldı orada. Her oyunda bir tek aktör ve bir tek taraf yok diğer taraflar da var. Dolayısıyla onu dengeleyen dengeleyecek olan mekanizmalar var. Oradaki çatışma kimin işine yarar? Öyle bir şeyin  fitili ateşlendiğinde o Katar’la sınırlı durur mu? Bunu bütün taraflar dikkate alıyorlar. Onun için  beklemiyorum.

-Katar bu krizi sizce nasıl yönetiyor?

KATAR’A YAPILAN ASİMETRİK VE ÖLÇÜSÜZ

Şu ana kadar başarılı buluyorum. Bir kere soğukkanlılar. Aklı selim davranıyorlar. Bazı ülkelerin onlarla ilgili olarak aldıkları tedbirler gerçekten aşırı ve tabiri caize asimetrik ve ölçüsüz. Katar’ın bu adımlara mukabil aynı şekilde adımlar atmaması önemli.  Birisi bir yanlış yaptığında eğer siz de o yanlışa başka bir yanlışla cevap verirseniz o sorun büyür. Siz meselenin muhatabı  olarak  aklı selimi elde tutar ve  ilave yanlışlar yapmazsanız  o zaman siz  dengelersiniz. Haklıysanız da  güçlü olursunuz. Katar’da gelişmeler o yönle. Katar  nüfus itibariyle küçük bir ülke  ama ekonomik güç olarak büyük . Daha da önemlisi sahip olduğu enerji rezervleri  yani sıvılaştırılmış gaz yatakları açısından  çok çok önemli.

Bu krizin ekonomik sonuçlarını nasıl görüyorsunuz. Katar’da gıda güvenliği önemli sorun. Türkiye bu noktada ne yapıyor?

“KATAR’LA GIDA TİCARETİ İLERİ NOKTAYA GİDEBİLİR”

Orada  bir gıda ambargosu  var ve  gıda biliyorsunuz  çok çabuk bozulma  niteliğindedir. Böyle olunca uzun süre gıda depolanması mümkün değil.  Raflarda bitti mi, fabrikada imal edilmedi mi veya çiftlikte üretilip oraya gelmedi mi arkası kesilir. Gıda endişesi insanları panikletir. Türkiye’den oraya bir takım gıda ürünleri vs  gidiyordu ambalajlı  gıdalar. Türkiye için orası aslınında potansiyel bir pazardır. Belli ki şu son süreçte  bu yardımlar üzerinden bu biraz daha farklılaştı. İleri noktaya  taşınabilir.

-İran ile  görüş ayrılıkları olan bir ülkeyiz. İran Dışişleri Bakanı  Zarif'in  Çavuşoğlu ile görüşmeleri Türkiye ve İran için bir fırsata dönüşebilir mi?

“1. DÜNYA SAVAŞI BİTMEDİ”

Her krizin içinde bir fırsat vardır. Önemli olan onu  görebilecek  hikmete sahip olmaktır.  İran’la  asırlardır  yan yana yaşıyoruz. Medeniyet havzasında  ortak alanlarımız çok. Bu da kaçınılmaz olarak 

birbirimizle sadece ikili ilişkilerimizi geliştirmeyi zorunlu kılmıyor aynı zamanda bölge meselelerini ele alırken de işbirliği yapmamızı gerektiriyor. 1850’lerden sonra  Ortadoğu enerji kaynakları varlığı itibariyle dikkat çeken bir coğrafya oldu.

Biri İngiliz öteki Alman firmaları tarafından  19. Yy sonu ve 20.yy’ın ilk on yılında yapılan demiryolları Ortadoğu’nun  enerji kaynaklarının kalbine doğru bir hamledir. Şimdi bir şeyi bilmeniz lazım. Batı dünyasınn kendi arasında çıkardığı bir savaş var 2. Dünya savaşı.  2. Dünya Savaşı  AB projesiyle bitirildi. Fakat 1. Dünya savaşında  İslam dünyasıyla da bir savaş vardı yani Osmanlı ile. O henüz tamamlanmış değil  son gelişmelerden gördüğümüz kadarıyla.  Yani bu savaş sürüyor. Ortadoğu’da harita çalışmaları sürüyor. Biz inanıyoruz ki  İran’da bu hassasiyetle ve bu hikmetle meseleye yaklaşacak.  Kısa vadeli taktik hesaplar üzerinden değil  bölgenin ve kürenin selameti açısından uzun vadeli düşünmemiz gerekiyor. 

15 Temmuz hain girişim ve Avrupa ile ilişkilerimiz. Şuan gündem de olmamakla beraber Türkiye’nin AB süreci ve yaşanan bazı krizler. Mesela Almanya ile İncirlik krizi. AB sürecimiz için ne dersiniz?

“AB ÜYESİ OLURSAK BATI KAZANIR”

Türkiye asırlardır Avrupa ile iç içe yaşıyor. Elli yıllık süreç içinde batı güvenliğine çok büyük  katkı sağlamış bir Türkiye var. Biz batının evrensel değerlerini benimsedik. Bu değerler hikmetli değerlerdir. Hikmet  nerede varsa  biz onu alırız. Hz Muhammet’in sözüdür bu. Nedir bunlar;  insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi, çoğulculuk.

Türkiye bu birliğe neden üye olmak istiyor? Bir, bu değerleri benimsediğimiz  için. İki, batıyla  iç içe yaşadığımız için. Üç, iki tarafın da ortak çıkarları bunu gerektirdiği için. Küresel barış açısından AB’ye katkı sağlayabileceğimiz çok imkan var. Biz AB’de samimi olarak diyoruz ki; bu değerleri biz de benimsedik. Biz AB’nin üyesi olursak siz de bundan çok fayda sağlarsınız. Bu aklın gereğidir. AB’ye biz sırtımızı dönmedik. Batının sığ görüşlü bazı politikacılarının meseleyi yönetememelerinden kaynaklanan bir durum var. Kendi iç sorunlarını çözemeyen ve büyüyen kendi iç sorunlarının tesiriyle bunu başka bir alana çekmeye çalışan aşırı sağcı, ırkçı, islamofobik bir takım odaklar siyaseten alan kazanıyor bazı ülkelerde. Oralardaki bazı dar görüşlü politikacılar bunu yönetemedikleri için onlara  taviz vermek suretiyle Türkiye’ye sırtlarını dönüyor.

-Yanlıştan dönerler mi?

ORTADOĞU’DA YANGINI BEN ÇIKARMADIM AMA ALEVİ BENİ YAKIYOR

Ayrımcılığa tabi tutulmazsak bütün şartların tamamını yerine getirmiş durumdayız. Mesela tarımla ilgili üç tane fasıl vardı. Bir tanesi en zor olan  gıda güvenliği. Onu hemen yaptık. Birisi balıkçılık faslı Kıbrıs’ı aldılar içeriye onu alınca baktılar yapacak bir şey yok dediler. Bunu teknik sebeplerden dolayı değil  siyasi  sebeple koyuyorlar. Tarımı bunun için açmıyor ötekini başka bir şey için açmıyor berikini başka. En son bahane bulamıyor  diyor ki; terörle mücadelede siz şunları yapıyorsunuz. Ya arkadaş ben burada  senin Avrupa’na gelecek olan mültecileri tutuyorum. Suriye’deki, Irak’taki yangını Türkiye çıkarmadı fakat o yangının alevleri  bana geliyor benim canımı  yakıyor.  Ben şehit veriyorum. Terör örgütleri bana saldırıyor , yetmiyor üstüne FETÖ terör örgütü benim ülkemi çökertmek istiyor. Sen niye terör örgütleriyle mücadelede senin yanındayım demiyorsun da tehdit ediyorsun beni.

İç siyasi tartışmaları da sormak isterim. Kabine değişikliği merak konusuyken kulislerde erken seçim mi olacak tartışmaları var.

SEÇİMLER 2019’DA

Erken seçim niye olsun? Yerel seçimler ilkbaharda yapılır. Genel seçimler Kasım’da. Olağanüstü şartlar  yani şu anda öngörülemeyecek bir takım yeni gelişmeler olursa bir şey diyemeyiz ama şu an itibariyle öngörülebilir olan 2019. AK Parti’nin 317 milletvekili var. Milletten yetkiyi ve desteği almış  aldığı yetkiyi ve desteği süresi içerisinde millete hizmet için kullanır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi benimsendi. Sistemin uyumu ile ilgili birtakım düzenlemeler yapılacak bu arada.  Bunun zamanı olması lazım. Türkiye AK Parti ile istikrarı yakaladı. Bizim en önemli alameti farikamız istikrar içerisinde büyümektir.

Son dönemde iç siyasette “damatlar polemiği” sürüyor. Ve FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmaları

“YARGI KENDİ İÇİNDE ÇÖZER”

AK Parti olarak  bir bilgi aldığımız anda bunun gereğini anında yapıyoruz. Yani siyasi ayak diyorlar ya  AK Parti mücadelesi zaten bununla. Bizim için onkolojik bir mücadeledir bu çünkü bizim varlığımıza kast edilmiştir. TC çökertilmek istenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef olduğu herkesin malumudur. Kendi nefsimize yöneltilmiş olan tehlikeyi  gördüğümüz yerde   gereğini yaparız. Adalete teslim ederiz, içimizden de atarız. Bunu zaten yapıyoruz. Kılıçdaroğlu söylesin mesela. Kendine baksın yani  kendi içine. Bazı isimlere gelirsek. O yargının sorunu. Yargı kendi içinde uygulamaları ile ilgili hukuk dışı veya vicdanları rahatsız eden bir şey varsa onu kendi  içinde çözer.

-Yargı FETÖ’den temizlenmiş midir?

“EN SİNSİ, EN PİS, EN İĞRENÇ ÖRGÜT FETÖ’DÜR”

FETÖ  mutlak gizlilik üzerine bina edilmiş dünyanın en sinsi, en pis, en tehlikeli, en iğrenç örgütü. Ben FETÖ’yü virüse benzetiyorum. Virüsler var bakteriler var. İkisi de mikroorganizma ama bakteriyi normal mikroskopla görebilirsin. Virüsü gerebilmen için elektro mikroskop gerekiyor. FETÖ terör örgütü bakteri değil bir virüstür. Dolayısıyla sorun da burada.  Ha temizlendi mi şimdi gizlilik üzerine bina edildiği için bir şey diyemezsin.

 -Kişisel olarak bazı tahliyelere acaba deyip düşündünüz mü?

“SUÇLUYSA BIRAKILMAMALI”

Tahliyeler  vicdanları rahatsız etmeyecek şekilde  ve hukuk içerisinde olmak zorunda.  Hukukçu değilim detayları bilmiyorum. Bir insan suçsuzsa alınmamalı içeri. Bu ne kadar  mümkün FETÖ ile mücadelede çünkü  pratik olarak da hesabını yapmak lazım. Emniyet güçlerimizi suçlamak da istemiyorum bu da doğru bir şey değil. Suçsuzsa alınmamalı, suçluysa da bırakılmamalı. O toplum vicdanını da benim de vicdanımı rahatsız eder. Suçluysa asla bırakılmamalı.

CHP Lideri, Enis Berberoğlu’nun tutukluluk kararının ardından Ankara’dan-İstanbul’a yürüyüş başlattı. Nasıl değerlendirme yaparsınız?

“ADALET YARGIDA ARANIR, ASFALTTA DEĞİL”

Sn.Cumhurbaşkanımızda Sn Başbakanda Demirel’in sözüne atıf yaptılar. “Yollar yürümekle aşılmaz” diye. Doğrusu yürüyüş esnasında başladığı fotoğraf çok enteresan. Halka yaslanmayan halk dışından güçlerden medet uman bir yaklaşımın tezahürü bu. Sn. Kııçdaroğlu’nun 15 Temmuz’da yürümesi lazımdı. Eğer yürüyecekse o zaman yürümeliydi. Adalet yargıda aranır, asfaltta aranmaz. Eğer demokratik eylemse bu  bırakması daha doğru olur. Adalet kararını eleştirebilirsiniz ama bunu tanımamak eylemler yapmak doğru değildir.

Size bir suikast girişimi olmuştu. Gelişmeler ne yönde?

“BANA BİLGİ VERMEDİLER”

Parmak izi bulunanlardan birisi operasyonda ölü ele geçirildi. Diğeriyle ilgili süreç yani hazırlıkta birilerinin dahli var mı yok mu? Nasıl oldu? Bunun için  Savcı, Adliye bir şey yapıyordur diye düşünüyorum bana bilgi vermediler. Yalnız o olay çok büyük bir olaydı. Sadece benim şahsım değil bütün aile efradım bütün akrabalar ve masum yani bayramlaşmaya gelecek olan yüzlerce çoluk, çocuk ve kadın hedef alındı. Arife günü o mezarlığa gittiğimde o bölgenin bütün insanları oraya gelir. Benim bayramlaşmam orada olur. Tam o alanda benim duracağım yere bir varil, iki yanına birer varil yerleştirmişler. Çıkış ve geliş yerine bir ambulans gelme gitme şansı yok. Oraya da 400 kg patlayıcı yerleştiriliyor. Üzerinde de mıcır dökülüyor

Kimse de görmüyor öyle mi?

Kimse görmüyor. Çünkü yolu kapatıyorlar biz inşaat yapıyoruz diyorlar.  Her şey 5-6 gün içerisinde oluyor. Sonuçta en az 150-200 kişi orada öldürülebilirdi.

Siz kimi bu kadar rahatsız ediyorsunuz?

PKK KÜRTLERE EZİYET EDİYOR

PKK terör örgütüdür. PKK’nın Kürt vatandaşlarının hayrına hiç bir iş yapmadığını, bir takım karanlık odakların hizmetinde olduğunu yüksek sesle söyledim. Zalime karşı durdum. Onlarında zalim olduğunu, zulüm yaptığını Kürtlere eziyet ettiklerini söyledim. Kürtlere PKK kadar başka kimse bu kadar eziyet etmemiştir.

PKK ile mücadelede neredeyiz? Bölgeden şehit haberleri geliyor ama örgütün beli kırıldı diyebilir miyiz?

40 yıllık vahşi bir örgüt var. 1978’de PKK kuruldu. 12 Eylül darbesi PKK’ya çok büyük imkan sağladı. Hiçbir dönemde PKK ile mücadelede devlet kurumları arasında siyaset, hükümet, devlet, emniyet, asker ve ilgili bütün birimler arasında işbirliği olmadığı kadar etkin. Şehitlerimiz var maalesef. Uluslararası desteği olan istihbarat örgütlerinden destek alan 40 yıllık bir gerilla tarzı terör eylemleri düzenleyen bir örgütten bahsediyoruz. Nerede saklandıkları belli değil. Sana tuzak kuruyorlar. Mücadelesi kolay değil

Dağa çıkışlar azaldı sanırım

Evet azaldı.  Ak Parti’nin iktidara gelmesiyle başlayan bir süreç var. Bizim  PKK ile mücadele anlayışımız bizden önce ki partilerle aynı değil. Bizim bir felsefemiz var. Biz yanlışla doğruyu birbirinden ayırırız. Kürtler bizim kardeşimizdir. Ben Kürt’üm. Benim anadilim Kürtçe. Ak Parti, TC’de yaşayan herkesin kardeş olduğunu Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Çerkezlerin, Lazların, Boşnakların, Arnavutların, Romanların herkesin TC’nin vatandaşı olarak demokratik haklardan istifade etmesinin eşit olmasının, kendi kültürüyle iftihar ederek yaşayabilmesinin  hayata geçirilmesinin adıdır