'Dünyayı kurtaracaksa bu jenerasyon kurtaracak' 

'imece'yle toplumsal sorunlara çözüm aradıklarını anlatan Emre Zorlu, ''Dünyada kaynaklar tükeniyor. Eğer biz bugün birşey yapmazsak, yarın şirketlerin üzerinde duracağı bir zemin olmayacak'' diyor.

Şenay BÜYÜKKÖŞDERE

Dünyadaki kaynaklar tükeniyor. Yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, iklim değişikliği artık tek bir ülkenin ya da tek bir toplumun sorunu değil. Ülkeler de artık, ‘kendini kurtarmanın’ uzun vadede çözüm olmadığının farkında. Su, enerji, gıda, sosyal adalet gibi sorunlara artık tüm dünya devletleri kafa yormak zorunda. UNDP’ye göre 2030 yılına kadar sadece gıda, tarım, enerji ve sağlık alanındaki küresel hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için 12 trilyon dolarlık yatırım ve 380 milyon yeni istihdama ihtiyaç var. Bu ne devletlerin ne de hayırsevelerlerin tek başına altından kalkamayacağı bir hacim. İşte tam da bu yüzden son 10-15 yılda dünyanın gündemine yeni bir kavram girdi: Sosyal girişimcilik. 

HAYIRSEVERLİĞİN ÖTESİ 

Hayırseverlikten de sivil toplum hareketinden de çok farklı olan bu kavram, toplumsal sorunların çözümüne serbest piyasa koşullarıyla çözüm arayan bir girişimcilik biçimi. Türkiye’nin sosyal girişimcilik kavramıyla tanışması ise çok daha yeni. Şirketlerin, holdinglerin ikinci kuşaklarının yönetime gelmesiyle birlikte, hayırseverliğin bir adım ötesine geçildiğini söylemek yanlış olmaz. Zorlu Holding öncülüğünde Atölye’nin kurucu ortaklığı ve S360’ın stratejik partnerliğiyle 3 yıl önce kurulan sosyal girişimcilik platformu ‘imece’ bunun ilk örneklerinden. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu da, imece’nin kurucu ortaklarından. Emre Zorlu, “Dünyayı kurtaracaksa, bu jenerasyon kurtaracak. Eğer bugün bunu yapmazsak yarın ne şirketlerin ne de kurumların üzerinde duracağı bir zemin olmayacak” diyor. 

Sizin sosyal girişimcilik maceranız nasıl başladı? 

Benim ilgi alanım sadece sosyal girişimcilik değil, genel olarak girişimcilik. Bunun da altında aslında inovasyon yatıyor. Ben yurtdışında İngiltere’de inovasyon ve teknoloji yöneticiliği konusunda master yaptım. Ve o programdan sonra inovasyonun teknoloji boyutunun yanı sıra bir de sosyal boyutunun olduğunu öğrendim. Türkiye’ye döndüğümde Zorlu Holding'de çalışmaya başladım. Şimdi holdingde 11’inci senemdeyim. Burada çeşitli kademelerden geçtikten sonra bu işin içine girdim. Son 4-5 senedir sosyal girişimcilikle uğraşıyorum. Biz bu sürece nasıl bir sosyal sorumluluk projesi yapmalıyız diye düşünerek başladık. Sonra kendimizi evrilterek, ‘nasıl topluma sürdürülebilir fayda yaratırız’ı sormaya başladık. İmece de aslında bu sorunun yanıtı olarak ortaya çıktı. 

"Biz öğrencileri eğitimlerle geleceğe hazırlıyoruz. Bunun onlara burs vermekten daha faydalı olacağına inanıyorum."

İmece Direktörü Buğra Çelik, imece'nin Kurucu Ortağı Emre Zorlu ve Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Bart Van Bolhus, konsolosluğun da destek vereceği imeceLab için biraraya geldi.  

7 PROJEYE 120 BİNER TL HİBE

İmece ne yapıyor tam olarak? 

Gelenekselleşmiş yaklaşımlar günümüzün karmaşık meselelerini çözmeye yetmiyor. Eğitim, iklim değişikliği, sağlık gibi meselelerde hepimizin sıkıntısı var, bunları çözmek istiyoruz ancak günlük telaş içinde nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Biz de bunun yol ve yöntemlerini aramak üzere 2016 yılında yola çıktık.  

3 yılda nasıl bir mesafe katettiniz? 

Bugüne kadar toplam 24 sosyal girişimin gelişmesine liderlik ettik. Bu 24 projenin 7’sine 120 biner liralık hibe yaptık. Şimdilerde bu girişimler kendi ayakları üzerinde duruyorlar. 

Artık sıfırdan büyük sonuçlar gerek

imece nereye gidecek peki?

imece bundan sonra nereye gider biz de tam olarak bilmiyoruz. Biz Türkiye’de sosyal inovasyonla ilgili fikri olan insanlara dokunmak istiyoruz. İnsanların buluşturulmasını sağlayan bu ekosistemin önemli bir oyuncusu olmak istiyoruz. Bütün bu konuştuklarımız kaynakların daha verimli kullanımıyla ilgili. Her zaman söylediğimiz bir şey var. Bu jenerasyon bir şey yapacaksa dünya kurtulacak. Çünkü artık kaynaklarımızın sonuna geldik. Ekonomide meşhur ‘zero sum game’ teorisi vardır. Biri kaybeder, biri kazanırsa ortaya çıkan sonuç aslında sıfırdır. Bizim artık beraber çalışarak ‘nasıl sıfırdan daha büyük bir sonuç çıkarırız’ı bulmamız lazım. 

Gençlere virüs bulaştırıyoruz

Şimdi gündeminizde bir de laboratuvar var. Nedir imeceLAB? 

imeceLab bir açık sosyal inovasyon laboratuvarı. Bu laboratuvarla gençlerin sosyal, kültürel ve çevresel meselelere birlikte çözüm üretebilmesinin önünü açmak istedik. Lise ve üniversite öğrencilerinin gelecekte ne yapacaklarına dair kafaları karışık.  Biz burada onları potansiyel bir sosyal girişimci olarak düşünüp, kafalarında bu konuda bir fikir oluşmasını sağlamak istiyoruz.. Bu bir tohum, biz bu tohumları yerleştirelim, sosyal girişimcilik virüsünü şimdiden onlara bulaştıralım istiyoruz. 

"İmece’den çıkan TOYİ,  artık fatura kesiyor. 1000 oyuncağı gelirleri düşük ailelerin çocuklarına paylaştıracak yapıya ulaştı."

İstanbul'un trafik sorununa çözüm arayacaklar

Hollanda Konsolosluğu’yla nasıl bir işbirliği yaptınız? 

İmeceLAB’ın ele alacağı ilk konu başlığı trafik. 10 haftalık program kapsamında 400 lise ve üniversite öğrencisi ‘Akıllı ve Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik’ başlığı altında İstanbul’un trafik sorunu dahil pek çok mesele için çözüm önerileri hazırlayacak. İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu da burada özellikle yoğun bisiklet kullanımıyla bilinen Amsterdam’ın ulaşımdaki deneyimlerini paylaşacak.