1
Akşam- Pınar Işık Ardor
Liseye giriş sistemi değişti. TEOG kalktı yeni sistem geldi ancak eleştiriler halen devam ediyor. Yeni sistemin temel mantığı nedir?
“KONUYU ANALİZ ETMEYENLER BİRDEN TEOG KALKTI DİYOR”
Neden yapıldı kısmı önemli. Birden yapıldı deniyor bu konuyu bilmeyenler böyle analiz yapıyorlar. Cumhurbaşkanımız daha başbakanken dershanelerin kaldırılmasını gerekçelendirirken çocukların sınav baskısıyla eğitim öğretim kurumları arasındaki geçişine karşı çıktığını sürekli söylüyordu. Bizde o düşüncedeydik. Kamuoyunda TEOG denen süreç aslında tam da böyle bir süreçti. Aslında TEOG liseye geçişte bir sınavın, sınav baskısının olmadığı bir model.
“İKİNCİ YAZILILARI BİZ GÖNDERDİK, ZATEN YAPILACAKTI”
Çocuk ayrıca bir sınava girmesin ortaokuldaki notlarının ortalamasını bir sıralama listesi haline getirelim o sıralamaya göre başarı puanlarını liseye geçişte kullanalım. Fakat bunu yaparken şu eleştiri gelecekti. ‘ Öğretmenlerin not skalaları, dersleri anlatış tarzları, standart mı ki böyle bir şey yapıyorsunuz’ denecekti. Bu eleştiriyi giderecek şekilde ana felsefeden vazgeçmeden, çocuğu ayrıca bir sınava almayalım. Çocukların girdiği normal yazılı sınavlarında kamuoyunda objektivite endişesi oluşturacak hususları düzeltelim, oradan liseye geçişte ortaokul notlarını kullanalım dedik. Yaptığımız şey şu oldu. İkinci yazılılar yapılırken öğretmen kendisi yapacağına sınavını biz gönderelim. Zaten öğretmen yapacaktı. Türkiye genelinde her öğrenciye matematik dersinin ikinci yazılısının sorularını biz göndererek objektiviteyi görmüş olduk. Öğretmen kolay sordu, torpil yaptı, yüksek not verdi endişesini kaldırmış olduk. O okulda o dersi okutan öğretmene dedik ki siz başka bir okulda görev alacaksınız dolayısıyla gözetmenlik kurumunu da oturttuk objektiviteyi sağladık.
“TEOG KALKTI HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ”
TEOG denen süreç şimdi kaldırıldı. Hiçbir şey değişmedi çocukların hayatında. Yine o dersin ikinci yazılısına giriliyor yine ikinci dönem tekrar yazılılarına giriyor bir şey değişmedi aslında ama kamuoyu enteresan bir biçimde bizim bu uygulamaya çalıştığımız modeli sanki liseye geçişte TEOG adıyla bir sınav yapılıyormuş gibi
‘TEOG zaten bir sınav değildi’ gibi algılıyorum sözlerinizi
“TEOG DİYE BİR SINAV YOK Kİ BİRİNCİSİ OLSUN.”
Tamamen bir algı yansıması. TEOG bir sınav değildi zaten olması gereken derslerin sınavıydı. Ama kamuoyu şöyle yaptı. Okullar, kurslar TEOG sınavına yönelik hazırlıklar yaptı. TEOG birincisi diye kavramlar ortaya çıkmaya başladı. TEOG diye bir sınav yok ki birincisi olsun. Gazetede 17 bin tane birinci var diyorlar tamamen algı problemi. Matematik yazılısının ikinci dönem ki ikinci yazılısında Türkiye genelinde şimdi de aynı yazılı da 20 sorunun 20’sini yapan 7 bin çocuk çıkar.
Peki, ama Sn. Cumhurbaşkanımız da bunu sınav olarak addetmiş olacak ki ‘kaldırın sınavları’ dedi.
“ŞU ANDA TAMAMEN BU SÖYLEMLERLE MÜCADELEDE EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanımız da TEOG’un sınav olmadığını biliyor fakat öyle algı oluştu ki TEOG hazırlıkları çıkmaya başladı, gazetelerde ekler verilmeye başlandı. TEOG birincilerine ödüller verilmeye başlandı. Bunun üzerinden söylemler oluştu. Aslında yaptığımız şey şu anda tamamen bu söylemle mücadeledir.
İsmi yok bu sistemin kodlamaya çalıştım olmuyor.
Evet, isim olmasın diye uğraştık.
Yeni sistem mi diyelim o zaman?
“ YÜZ BİN KİŞİLİK KONTENJAN SINAVLA ÖĞRENCİ ALACAK”
Yeni sistem tabi. Şimdi biz diyoruz ki; her bir sınıftaki öğrenci sayısı 1 milyon 200 bin civarında. Bunun bir milyon 100 bin tanesi herhangi bir sınava ihtiyaç duymaksızın bir liseye yerleşecek. Sadece yüz bin kişilik kontenjan sınavla öğrenci alacak. Tablo böyleyken liselere geçişte sınav var demek doğru değil. Büyük pasta sınavsız.
“PROGRAMINDA FARKLILIK OLAN OKUL SINAVLA ÖĞRENCİ ALACAK”
Bütün kurguyu liselere geçişte sınavsızlık esasına oturttuk ama belli liseler için şimdi şu eleştiriyi yapabilirsiniz. Denebilir ki ‘herkesi adrese göre yerleştirdiğinizde güzel sanatlar lisesine, spor lisesine nasıl öğrenci seçeceksiniz?’ Biz orada şunu ayırdık. Belli okulların şu anda programlarında farklılaştırılmış unsurlar var. Mesela bir Anadolu Lisesi genel program uyguluyor ama Fen Lisesi ayrı bir program uyguluyor. Sosyal Bilimler Lisesi ayrı yani genel düzenlemenin dışında onlara tanınmış haklar var. Proje okulları dediğimiz okullar var.
Onlar mı sınava tabi?
Burada programında farklılaştırma yaptığımız okulları programı farklı olduğu için biz dedik ki bunlara öğrenciler sınavla gitsin çünkü bu okullar farklı programlar uyguluyor.
Nitelikli kelimesini bu kelimelerle açıklıyorsunuz sanırım. Farklı program uygulayan okullar
VATANDAŞ BELLİ OKULLAR İÇİN DİYOR Kİ; BU OKULDAKİ EĞİTİM DAHA İYİ. NİYE DAHA İYİ?
Evet. Farklı program uygulayan liseler sınavla öğrenci alacak diğer liseler mahallinde yerleşme dediğimiz yakınlık esasına göre yerleşme yapacak. Tamamen algı üzerine kurgulanmış bir sorun var. Vatandaş kendi çapında belli okullar için diyor ki; bu okuldaki eğitim daha iyi. Niye daha iyi? Binası mı iyi, öğretmeni mi farklı usullerle atanmış? İyi denen okullara bakıyorum. Öğretmenleri standart prosedüre göre atanmış öğretmen, yani siz bugün Ankara Fen lisesinde öğretmensiniz yarın tayininiz istersiniz Ankara Anadolu lisesine geçersiniz. Fen Lisesi öğretmenliği diye bir bölüm yok. Fiziksel olarak bakıyoruz biz bütün binalarımız için standart kriterler belirledi. Binalar aynı, sosyal donatı alanları aynı, spor salonu, konferans salonu, yemekhanesi, sınıf mevcutları aynı.
Sınıf mevcudu dediniz. O aynı mı? Özel okullarda epey az değil mi? Devlet okullarında 50 kişilik sınıflar yok mu?
Lise düzeyinde 50-60 diye bir rakam yok. Türkiye ortalaması 20. Başka türlü olamaz çünkü yönetmeliğe aykırı. Yönetmelik çok zorunlu koşullarda 40’a kadar çıkacağını söylüyor. Zorunlu hal bir ilçede tek lise varsa olur. Anadolu liselerinde 34 fikstir mönü. 34’ün altında çok lise vardır ama üstünde çok çok istisnai biraz önce söylediğim koşullar hariç yoktur.
Şimdi siz sınav yok diyorsunuz ama ebeveynler şanslarını denemek istemeyecek mi?
“HİÇBİR EBEVEYNİN ÇOCUĞUM ZATEN KAZANAMAZ AMA SINAVA GİRSİN DİYECEĞİNİ SANMIYORUM”
Biz çok sayıda öğrencinin sınava gireceğini varsaymıyoruz. Ben hiçbir ebeveynin çocuğunu zaten kazanamaz ama ben bu sınava bir girsin diyeceğini sanmıyorum. Ben ‘çocuğum belli bir başarı düzeyini elde edemez’ deyip de sınava sokan ve 12-13 yaşındaki bir çocuğu başarısız kazanamadı algısıyla karşı karşıya bırakmaya hiçbir velinin isteyeceğini tahmin etmiyorum. Ancak şimdiye kadar devam eden belli alışkanlıklar var.
Çok güzel okullar var çocuğum orada okusun diye ders aldırmalar ya da etüt merkezi adı altındaki yerlere göndermeyi denemezler mi?
“BEN ÇOCUĞUNUZU İSTEMEDİĞİ YERE GÖNDERMEYECEĞİM”
‘Çocuğum bu sınava girsin evet kazanamaz ama öyle bir puan elde edecek ki evime yakın bir liseye yerleştirebileceğim’ Asıl baskı buradaydı kalkmış oldu. Keçiören’de oturuyorsunuz. Benim çocuğum bu sınava girsin yüksek not alsın ki Keçiören’de bir liseye yerleşsin baskısı var velinin üzerinde. Çocuğun sınava girebilir istersen ama girmezse ben senin çocuğunu Keçiören’den alıp da Ümitköy’deki herhangi bir liseye göndermeyeceğim.
Orada da şu soru giriyor devreye. İmam Hatip var sokağımda ya da Meslek Lisesi ama vermek istemiyorum mesafenin uzak olduğu ama benim istediğim bir okul var. Diğer okul ‘sen uzaksın alamam’ der mi?
“ADRESİNE GÖRE 3 ÇEMBER OLUŞTURACAĞIZ”
Bütün çocuklarımız için tercih ekranları elektronik ortamda oluşacak. Bütün okullarımızı belli standarta getirdik. Öğretmen doluluk oranlarını eşitledik, fiziksel anlamda binaların ihtiyaçlarını giderdik. Ortaokullarda adrese dayalı nüfus kayıt sistemi var. Oturduğun mahalle veridir benim için. Peki, çocuğunu buradaki ortaokula değil de özel okula gönderen veliler ne yapacak? Onlar için de diyorum ki ben oturduğun yere bakarım. Bu veri etrafında her öğrenci için 3 çember oluşturuyoruz. 3 okul türümüz var. Meslek, İmam Hatip ve Anadolu Lisesi. Her bir çember bu üç okulun bulunduğu bir daireyi kapsıyor. Öğrencinin karşısına bu tercih çıktı. 5 tercih yapacak. Burada çocuk yerleşemeyebilir diye düşünürsünüz. O zaman size ikinci bir çember sunuyoruz. Yarıçapı büyüyor ama adresine ikinci derecede yakın üç tane okul sundum size. Sonra bir çember daha çiziyorum. Çemberin çapı biraz daha büyüdü orada da üç tane okul var. Sizin çocuğunuz herhangi bir Anadolu lisesine gitmek istiyor. Birincisi X, ikinci çemberdeki Y, üçüncü çemberdeki Z Anadolu Lisesi. Çocuk mutlaka bu okullardan birine yerleşecek çünkü biz adresleri, liselerin kayıt bölgelerini oluştururken o bölgedeki yaşayan vatandaş sayısı o bölgedeki ortaokullar 8. sınıftaki öğrenci sayısını hep bu okullarla eşleştirdik
Kontenjan doldu durumu olmayacak diyorsunuz.
“MUTLAKA BİRİNE YERLEŞTİRECEĞİMİZİ TAAHHÜT EDİYORUZ.”
Birincisi diyebilir ikincisi diyebilir belki ama üçüncüsüne mutlaka yerleştiriyoruz. 5 tane tercih yapacak. Tercih edeceği 9 tane okul. 3’ü meslek lisesi üçü imam hatip lisesi üçü de Anadolu Lisesi. Çocuk hangisini istiyorsa yazacak. Herhangi bir çocuğu zorla imam hatipe göndermek diye bir seçenek yok. Mutlaka da birine yerleştireceğimizi taahhüt ediyoruz.
‘Aileler evlerini taşıyacak’ dendi ya da illegallik oluşacak dendi. Böyle bir kaos bekliyor musunuz?
Asla kaos beklemiyoruz ancak sıra dışı minimal örnekler mutlaka olacaktır. Ortaokullarda da var şimdi. Millet şöyle diyor ortaokulların yakınına taşınıyor ama biz adres kayıtlarını da izliyoruz. Mutlaka olacaktır kuralsızlıklar. Biz adresleri aldığımız için bu esnada adresini değiştirdi bu sayıların çok çok düşük olacağını tahmin ediyoruz.