Bu canların hesabını nasıl vereceksin!

FETÖ birçok can, birçok insanın itibarını elinden aldı. 15 Temmuz sonrası her gün mağdurların hikayesine tanık olduk… Oysa ki bilmediğimiz gizli saklı kalmış birçok insan hainlere kurban gitti. AKŞAM bu eli kanlı canilerin hayatını kararttığı insanların dosyasını açıyor.

FETÖ MAĞDURLARI 1- HAZIRLAYAN: ERCAN ÖZTÜRK 

Türkiye ilk olarak 17/25 Aralık’ta Fetullahçı Terör Örgütü’yle tanışsa da örgütün gerçek yüzünü 15 Temmuz gecesi gördü. Oysa Yarbay Ali Tatar, bu örgütün mahkemelerinde yargılanmayı onuruna yediremeyip intihar ederek aslında mesajı yıllar önce vermişti.  Ali Tatar’ın aksine onurlarına sürülen lekeyi temizlemek için mahkemelerde mücadele etmeyi tercih edenlerin sayısı da bir hayli fazlaydı. Kimi sağlığından oldu, kimi üzerlerine sürülen bu lekeyi temizleme uğruna mücadele ederken hayatlarından oldu... İşte o gizli saklı kalmış kararan hayatlar…

Emekli Deniz Kurmay Murat Özenalp 

Tek isteğim şehit kabul edilmesi 

Kendi militanlarına yer açmak için kumpas kurduğu mağdurlardan biriydi Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp… Cezaevinde eşiyle çocuklarının geleceğini konuşurken bir anda komaya girip ölen Özenalp ailesine miras olarak sadece onurunu bıraktı.

FETÖ mağdurlarından biri de Emekli Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’ti. Eşiyle çocuklarının eğitimini konuştuğu sırada fenalaşıp yere düşerek komaya girdi. Bir hafta süren mücadelenin ardından hayatını kaybetti. Murat Özenalp’ın eşi Sema Özenalp o kara günleri AKŞAM’a anlattı: Kumpas davaları ilk ortaya çıktığında eşim Bangladeş’te ateşeydi. Tanıdığımız arkadaşların isimleri geçiyordu. Daha sonra eşimin ismi karşısına ‘Güvenilir’ olarak geçti. Murat daha sonra Komodorluk görevine başladı. Türkiye’ye dönüşümüz yakındı. Cem Aziz Çakmak da o grubun içerisindeydi.

Suçsuzları ayıklıyoruz mesajı

Bir hafta sonra çağırdılar. Her hafta iki kişi beş kişi çağırmaya başladılar. Eşimin çağrıldığı dönem bu sayı beşe çıkmıştı. Bu beş kişiden üçünü tutuklayıp ikisini serbest bırakarak. ‘Suçsuzları ayıklıyoruz’ mesajı veriyorlardı. Şimdi düşündüğümüzde bu serbest kalan isimlerin bugün FETÖ’den tutuklandığını görmemiz mümkün…  

Neden birinci oldunuz?

Önce Ankara’ya sonra da ifade için İstanbul’a gitti. Eşim sınıf birincisi olarak okulu bitirmişti. Ona sorulan sorulardan ilki ‘Neden birinci oldunuz?’ olmuş. Daha sonra ise “Birileri sizi bir yere mi getirmeye çalışıyor?’ gibi saçma bir soru gelmiş. Böyle sorular sorulunca içinden ‘Beni tutuklamayacaklar’ diye içinden geçirmiş. Daha sonra tutukladılar hiçbir şey anlamadık. 

Hep çocuklarını düşündü

O hafta görüşe gittik. Emekliliği onaylanmıştı, Ankara’da yaşama planımız yoktu. Bana ‘Emekli ikramiyesini al ama OYAK’taki paraya dokunma. O çocukların eğitimi için” dedi. Daha sonra ablama dönerek, “Çocukları çok şımartıyor. O yüzden onları sana emanet ediyorum” dedi. Konuşmanın ardından ayağa kalktı bir anda şiddetli bir şekilde yere düştü. 5 gün komada kalıp hayatını kaybetti. 

Artık itibarı iade edilsin

Murat’ın ilk günden beri şehit olarak kabul edilmesi gerekiyor. Bir örgütün kurduğu kumpas sonucu vatan hainliği suçlamasıyla cezaevine düştü. Dolayısıyla Murat bunu onuruna yediremedi. İçten içe hasta oldu. Sonuç olarak o bir şehittir. Bize hep bir ümit verdiler. Bir yasa çıktı ama daha sonra mahkeme bunu iptal etti. Artık yasa çıksın ve Murat ve onun gibilere itibarları iade edilsin. 

Askerleri düşünürken kendi öldü

Murat cezaevine girerken konuşuyorduk. Yaşları ilerlemiş askerlerin durumuna üzülüyorduk. Onların bu suçlamaları kaldıramayacağını. Sağlıklarından, canlarından olacağını düşünüyorduk. Onları düşünürken kocamın başına geldi.

BİR HAFTA GÖRÜŞMEDEN YAPAMIYORUZ

Murat gibi bu davada hayatlarını kaybeden insanlarla aile olduk. Örneğin Cem Aziz Çakmak’ın eşi, Ali Tatar’ın ağabeyi. Hepsiyle birer aile olduk. Bir hafta görüşmediğimiz zaman hemen  bir birimizi ararız. Bu süreçte kimseden destek görmedik.

Emekli Albay Ali Tarık Akça

Babamın intihar notunu görmedik

FETÖ mağdurlarının bir diğer ismi de Emekli Albay Ali Tarık Akça. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni Yıkmaya Teşebbüs’ suçundan tutuklanan Akça, cezaevinden çıktıktan iddialara göre intihar etti. Akça’nın işlerinin kötüye gitmesi buna bahane olarak gösterilse de intihar mektubu aileye hiç gösterilmedi. Akça’nın mühendis olan oğlu Bahadır Akça, babasını ölüme götüren süreci AKŞAM’a anlattı.

Araştırılsın dedik reddedildi

Kumpas davaları ile tanışmam 2007 senesiydi. Babam tutuklanmak istemediği için o dönem evde kalmıyordu. 2010 Nisan’ında evimizin arandı. O dönem babam iş bulamadığı için Cezayir'de bir fabrikada çalışmaya gitmişti. Babam cebren ve hile ile Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüsten yargılandı. İntihar olduğuna henüz inanmış değiliz. Babamın intihar notu bile bizlere gösterilmedi. Ölümünün tekrar araştırılması için başvuru yaptıysak da iki kez reddedildi. Tekrar başvurumuzu yapacağız. İntihar olmadığının gerekçelerini şöyle açıklayabilirim: 

Zorla emekli edildi

Uzman Çavuş’un oğlusunuz. 1962’den 1976 yılında kadar Güneydoğu Anadolu’da ‘Paşam Paşam’ diye büyütüyorlar. Hava Harp Akademisi üçüncülüğü ve İstihbarat Okulu birinciliği ile kariyerinize devam ettiniz. Kuzey Irak, Saraybosna ve MİT'te görev yaptınız. Generalliği beklerken bir anda zorla emekli edildiniz. 

Cüzzamlı muamelesi gördük

Bu olaylar olduktan sonra arkadaşları babamla görüşmek istemedi. Cüzzamlı muamelesi gördük. Ben şahsen Türk subaylarına yakışır bir davranış olarak değerlendirmedim.  Açıkçası hayata tutunmaya çalıştık. Fakat bahsettiğim farklı sorunlar ile beraber daha kötü ne olabilirdi diye düşünürdüm. Bunun üzerine babam vefat etti. Böyle güçlü bir Subayın Kızılay'da tek başına bir odada ölü bulunmasını ben hazmedemedim. Evin direği derler ya biz hayatımızın direğini kaybettik. Her daim arkamızda olan büyüğümüzü kaybettik. Canımız çok yandı. 

Çok savunmasız kaldık

Bir anda hiç bilmediğimiz alakamız olmadığı konularla savaş vermeye başladık. Kardeşim başarılı bir öğrenci iken dersleri bozuldu. Annemin kendini toparlaması zaman aldı. Babamın hayatı boyunca kazandığı içerisinde tüm emeklerinin olduğu ve tek mal varlığı olan evimizi şu an kaybediyoruz. Açık konuşmak gerekirse iade-i itibar bizim tek hayalimiz olarak kaldı. Şu an dünyaları verseler babamın şehit sayılmasına değişmem.

Hayatımızı bitirdiler
Çok kalabalık bir aile değiliz. Annem, kardeşim, ben ve eşim Ankara'da ayakta kalmaya çalıştık. Yıkılan hayallerimizi yeniden inşa etmeye gayret ediyorum. Bir yandan da tüm yapılanlar için hesap sormaya çalışıyoruz. Bu örgütün gerçek yüzü oraya çıktıktan sonra sesimiz daha da gürleşti. Dava sürecinde suçlamalar o kadar ağırına gitmişti ki şehit olan devresi Ali Rıza Şenol'u anarak keşke ben de onun gibi bir görev esnasında şehit düşseydim demişti.

YARIN: FETÖ'YLE HAYATLARI ZİNDANA DÖNEN İLAHİYATÇI RUHİ ABAT İLE LEVENT GELEGEN'İN HİKAYELERİ