Bozdağ: CHP krize ve kaosa oynuyor

Türkiye 16 Nisan’da sandık başına gitti ve yeni hükümet sistemine “Evet” dedi tartışmalar başladı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ sıcak gündemi AKŞAM Gazetesi’nden Pınar Işık Ardor’a değerlendirdi. Bozdağ CHP’ye çok sert sözlerle yüklenirken “Hayır” diyen vatandaşlara çağrıda bulundu.

1

Pınar Işık Ardor

Tarihi referandumu bitirdik. Sistem değişiyor referandum sonuçlarını nasıl okumak gerekir? Beklediğiniz bir sonuç muydu?


“SONUÇ HAYIRLI OLSUN”

Türk halkı ilk defa kendi hür iradesiyle hükümet sistemi hakkında bir tercihte bulunmuştur. Bu son derece önemli ve kıymetli bir olay.Bu açıdan tarihidir, bir reformdur büyük bir dönüşümdür. Sonuçları ben çok büyük bir başarı olarak görüyorum. Çünkü hükümet sistemi tartışmaları Türkiye'nin gündemine geldiği zaman bu tartışmaları yapmaktan kaçınan bir siyaset vardı Türkiye'de. Medya bu tartışmaya girmek istemiyordu. Bütün bu olumsuzlukların içerisinde hükümet sistemi tartışmaları AK Parti'nin iktidar olduğu günden bu güne her geçen gün daha artarak devam etti. 15 Temmuz’da yaşanan hain ve kanlı darbe teşebbüsünden sonra Sayın Bahçeli'nin açıklamasıyla yeniden gündem oldu ve bildiğimiz süreç başladı. Esasında süreç başladığında anketlere baktığımızda 36-38 arasında bir yer gösteriyordu. Şimdi oradan baktığınızda elde edilen sonuca baktığınızda gerçekten büyük bir başarı var. 12 puan geriden başlayan bir yarışın  başarıyla bitirilmiş olması önemlidir. Türk halkı iradesini ortaya koydu ve yüzde 51,5 gibi büyük bir oranla yeni hükümet sistemini belirlemiş oldu. Sonuç; hayırlı olsun.

Bir kesimde daha yüksek “Evet” çıkar beklentisi vardı. Sonuçlardan sonra “AK Parti'nin içerisinde AKP'liler” var sözleri söylenmeye başladı. Bu ne demek? AK Parti içerisinde gizli “Hayır”cılar mı var?

“TARTIŞMASIZ BİR ZAFERDİR”    

Herkes tahmin yapıyor ya o tahminlerde fark olabilir ama politik gerçekle baktığınızda yani bir o gerçekliğe uygun bir sonuç ortaya çıkıyor. Ben o yüzden de bu sonucu çok büyük bir başarı olarak görüyorum.Çünkü bir yandan Avrupa'nın, Avrupa Konseyi'nin bazı ülkelerinin AB'nin bazı üyelerinin Türkiye'nin yaptığı seçime bu kadar doğrudan ve alenen taraf olması, müdahale etmesi ilk defa yaşandı. Bütün terör örgütleri Türkiye'nin yaptığı bir seçimde ilk defa böylesine var güçleriyle bu sonucun aleyhe çıkması için uğraştılar.Bunları değerlendirdiğimizde ortaya çıkan sonuç büyük bir başarıdır ve bu başarıyı küçümseye kimsenin hakkı yoktur. Bu tartışmasız bir sonuç, tartışmasız bir başarı, tartışmasız bir zaferdir. Beklenti yüksektitartışması sadece bu başarıyı gölgelemek isteyenlerin işine yarar.Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi önemli olan maçı kazanmaktır. AK Parti'nin içerisinde hayır vermeyenler yoktur demekte reel olmaz. Her partiden hayır veren olduğu gibi evet veren de var. CHP bu kadar hayıra çalıştı evet veren yok mu? İçinde farklı tercihlerde bulunanlar elbette olabilir. Evetin iradesine nasıl saygı duyuyorsam ben hayırın iradesine de aynı şekilde saygı duyuyorum.

MHP ile ilgili bir takım tartışmalar var. Sn. Bahçeli  ya da MHP  üstüne düşen vazifeyi tamamen yapmıştır dediniz mi?

Sayın Bahçeli bu tarihi değişimi başlatan hareket fişeğini atmıştır. Sayın Bahçeli halk oylamasına giderken de bir duruş ortaya koymuştur. Bu duruşun hepsinin ben çok pozitif katkıları olduğunu ve bu başarıda payı olduğuna inanıyorum. Şimdi evetlerin içerisinde ne kadar AKP'den ne kadar MHP'den var ne kadar yok herkes kendi açısından değerlendirebilir. Ama bunu tespit etmek objektif olarak kolay mümkün değil.

Doğu ve Güneydoğu’ya bakınca  HDP'ye giden oylarda bir farklılaşma var. Devran değişti dedi Sn.Cumhurbaşkanı. Bunlar emanet oy olabilir mi?


Doğu ve Güneydoğu’da AKParti'nin aldığı oylar hep yüksek oylar oldu.. Esasında HDP'nin aldığı oylar emanet oylar. Bizden giden oylar. 7 Haziran'da 1 Kasım'da giden oylar oldu. HDP'ye çok emanet oy gitti barajı geçsin diye. Ama HDP milletin kendisine açtığı Türkiye partisi olma ve Türkiyelileşme yolunda yürümedi. Terör örgütünün koyduğu istikamette ve verdiği talimatlar doğrultusunda yürüdü. Vatandaşlarımız da bunu çok iyi gördü. Bölge halkı bu duruşu ile bu iradesi ile terör örgütüne karşı bir tavır koymuştur. Bu açıdan çıkan neticeyi son derece önemsiyorum. Bence emanet oylar geri geldi. Daha başka oylar da var.

Sn. Bakan “Hayır” diyen kesimlere söyleyecekleriniz vardır. O kesime ne dersiniz?

“HAYIR ÇIKSAYDI TARTIŞMAZDIK”


Hayır oyu verende evet oyu verende Türkiye'nin eşit vatandaşlarıdır. Her ikisi de Türkiye için verdikleri oyun en doğru karar olduğuna inanarak bu kararı verdiler. Bunda bir tereddüt yok,.Sonuçta,demokrasilerde halkın iradesi önemlidir. Bizim ülkemizde ve bütün dünyada referandumlarda kararın yüzde 50+1 oyla alınacağı karara bağlandığı için halkoylamasında bir irade ortaya çıkmıştır. Hepimizin bu iradeye saygı duyması esastır. Ben hayır çıkmış olsaydı bu sözlerimin aynısını yine söylerdim. Hayır çıksaydı "halka inandık, halka güvendik ve sandığa gittik hayır oyu çıktı' derdik ve  'hayır' kararını kesinlikle tartışmazdık.

“AYNI EVİN EVLATLARIYIZ”

Hem CHP'ye hem de diğerlerine diyorum ki "ortaya çıkan irade çok net bir iradedir ve bu irade karşısında demokrasiye inanan herkesin yapması gereken şey hayırlı olsun demektir ve buna saygı duymaktır bunu tanımaktır."Halkı birbirinin karşısına dikmek isteyen kendi gibi düşünmeyenleri düşman olarak algılatmak isteyen çevrelere prim vermemek lazım. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz aynı evin evlatlarıyız.

“KILIÇDAROĞLU ARTIK BUNA KAFA YORSUN”

Bugün halkı sokağa çağıranlar, birbirinin karşısına dikmek isteyenlere bizim söyleyecek sözümüz "Sandık kuruldu hepimiz oyumuzu gittik dürüstçe kullandık bütün herşey gözümüzün önünde gerçekleşti,bitti artık. Bırakın şu işi gidin işinize bakın bir dahaki seçimde yüzde 50+1 nasıl alacaksınız siz ona kafa yorun."Ortalığı karıştırmak isteyen, milletin evlatlarını arasına fitne fesat sokmak isteyenlere kriz, kaos peşinde koşanlara fırsat verilmemesi gerektiğini söylüyorum.

Mühürsüz oylar tartışması tüm hızıyla devam ediyor. Referandumda mühürsüz zarf mı kullanıldı? Bu hatayı YSK mı yaptı yoksa sandık başkanları mı yaptı?

“İTTİFAK OLMADAN USULSÜZLÜK YAPILMASI İMKANSIZ”

Bizim sistemimiz de seçim ile ilgili bütün iş ve işlemlerini partiler yapar,YSK yapmaz. YSK seçimlerin organizasyonu yapar, işleri parti temsilcileri yapar. İtiraz ve şikayetler olduğu zamanda YSK bu itiraz ve şikayetleri kesin karara bağlar. Sandık başında halkoylamasında en çok oyu alan beş partinin temsilcisivar,AK Parti, CHP, HDP, MHP, Saadet Partisi temsilcisi var. Seçmen sandık başına geldiği zaman işte orada isim listesi var isminin karşısına imza atıyor. Bunu parti temsilcileri beraber yaptırıyor zarf veriliyor beraber veriyorlar pusula veriliyor beraber veriliyor. Sonra sayım döküm yapılıyor, beraber yapıyorlar sonra çıkan sonuçları tutanağa bağlıyorlar, ıslak imzalarıyla da bunun doğruluğunu tescil ediyorlar. Bundan sonra bu tutanağın bir örneği oradaki temsilcilerin her birerine veriliyor bir örneği orada kapıya asılıyor. Ondan sonra o tutanakta alınıyor yine beraber ilçe seçim kurumuna götürülüyor.İlçe seçim kurumunda birleştirme tutanakları yapılıyor o tutanakları bütün parti temsilcileri gene beraber yapıyorlar. Tutanaklarda itiraz var mı yok mu ve sandıkta temsilci olan hepsi bütün olan biten bütün işlemleri itiraz etme hakkı var. Dolayısıyla bizim seçim usulümüzde oylama sırasında bütün parti temsilcilerinin  ittifakı olmadan, hep beraber karar vermeden anlaşmadan bir usulsüzlük bir kanunsuzluk yapılması fiilen de imkansız hukukende imkansız.

Mühür konusu bizim seçim kanunumuzda var. 2010'dan sonra değişiklik yapılarak sandık kurulu ve ilçe seçim kurulu mührü olacağı düzenleniyor. Çift mührü kimin vuracağı konusunda tartışmalar çıkıyor, bu tartışmalara son vermek için ilçe seçim kurulu mührü ile sandık kurulu mührü olacağı düzenleniyor.  Şimdi ana muhalefet  "Burada verilen YSK kararları geçmiş kanuna göre verilmiş kararlar. Kanun değişti, eskiden bu mühürsüz oylar iptal edilir diye bir kural yoktu,ilk defa böyle bir kural geldi o yüzden eski kararlar bu yeni dönemde geçerli olmaz" diyor. Bu da büyük bir yalan.
 YSK burada diyor ki "vatandaşın üstün ve koruması gereken hakkı seçme hakkıdır." Seçme hakkını seçilme hakkını en temel hak olarak anayasamız kabul ediyor ve Anayasa Mahkemesi de verdiği kararlar da seçme ve seçilme hakkını en önemli hak kabul ediyor. Bu konuda onlarca karar var. Şimdi siz seçmensiniz. Geliyorsunuz oyunuzu kullanıyorsunuz. Seçmen, zarfı,oyu ve mührü alarak sandığa gidip tercihini belirtmiş, sandık kurulunun vurması gereken mührün vurulmaması nedeniyle seçmenin iradesinin geçersiz sayamazsınız. Sandık kurulunun kusuru nedeni ile geçersiz hale getirilmesi seçmenin seçme hakkımın yok edilmesidir.

Siz şekil şartındaki bir eksiklikle benim seçme hakkımı yok edemezsiniz. YSK daha önceki dönemlerde bu tür kararlar verdi. Hatta CHP müracaat etmiş geçmişte mühürsüz oylar geçerli olsun diye. CHP'nin bu müracaatı üzerine geçerliliğine karar vermiş. HDP yapmış 2015'te itiraz ediyor. Hem CHP'nin hem HDP'nin itirazları var. İkisinde de mühürsüz oylar geçerli olsun demiş.İl seçim kurulu geçerli olduğuna karar vermiş. Bugün siz geçersiz olsun dediğinizde dün sizin istediğiniz kararı veren YSK  dünkü kararını tekrar eden bir karar veriyor. Siz diyorsunuz ki hukuksuz diyorsunuz şaibe diyorsunuz. Bu ahlaksızlıktır.

Siz Sn. Kılıçdaroğlu için ‘utanmadan yalan söylüyor’ dediniz. Neden böyle bir ifade kullandınız?

“DANIŞMANLARI YANILTTI”

 Sayın Kılıçdaroğlu Bitlis Güroymak'ta bir iptal edilen seçimle ilgili kararı okurken dediki; mühürsüz oy pusuları var, bak iptal edildi işte AYM kararı diye bir karar gösterdi. Bir defa Bitlis Güroymak'la ilgili böyle bir AYM kararı yok. Yani Sayın Kılıçdaroğlu olmayan bir kararı aldı, okudu. Orada anlattığı kararda Mersin Muhasebeciler Odası'nın seçimiyle ilgili bir karar. AYM'nin Güroymak ile ilgili bir kararı yok, Kılıçdaroğlu'nun anlattığı kararda da iptal kararı da yok. Talebi reddediyor ama anamuhalefet partisi böyle yapabilir mi?Siz bir karara atıf yapıyorsunuz o kararı siz açıklayınca herkes alıp okuyacak.
Sayın Kılıçdaroğlu'nu benim kanaatim danışmanları yanlış bilgi verdi o da tabii genel başkan en yakındakine güvenmeyecek kime güvenecek. Onlar o bilgiyi verince o da aldı bunu kullandı ama benim tavsiyem şu;  o bilgiyi verenleri çağırıp beni neden aldatıp milletin karşısında yalancı pozisyonuna düşüyorsun diye onları ikaz etmesi uyarması lazımdır.

Siz  Anayasa Mahkemesi ile ilgili açıklama yaptınız?  CHP sizi AYM üyelerini etkilemeye çalışmakla suçladı. Siz AYM üyelerini etkilemeye mi çalıştınız?

“ADALET BAKANI OLARAK KONUŞUNCA MI SUÇ OLUYOR”

Böyle bir şeyin olması sözkonusu bile olamaz. Anayasa mahkemesi başkanı ve üyeleri çok saygın isimlerdir. Onlar vazifelerini Türkiye'nin anayasasına ve kendi kanunlarına göre yapar. Burada bir tereddüt yok. Ben Adalet Bakanıyım. Türkiye'de bir tartışma var. Yani Adalet Bakanı'na bir tartışmada gazeteciler tarafından bir konu sorulduğunda ben görüşlerimi açıklamayacak mıyım? Onlar birçok açıklama yapıyorlar. O mantıktan bakarsak onların da hiç konuşmaması lazım. Niye konuşuyorlar? Kendileri konuşunca Anayasa Mahkemesine talimat olmuyor YSK'ya talimat olmuyor. Şimdi Adalet Bakan olarak ben konuşunca mı talimat oluyor? Bu bir çifte standarttır, siyasal polemik gibi gözüküyor. Fakat işin gerçeği şu. Bizim anayasamıza göre YSK'nın kararları kesindir.Ayrıca Anayasamız "YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz"hükmünü getiriyor.

Yani AİHM'e gidemez diyorsunuz CHP?

Anayasa Mahkemesine başvurulamaz, Danıştay'a da başvurulamaz,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de başvurulamayacağı açık ve nettir. Çok açık anayasa hiçbir mercie başvurulamayacağını düzenliyor. Başvurulamaz denilmesi dilekçe hakkını yok etmiyor. Dilekçe hakkı var gene götürüp dilekçesini verecektir. Ama Anayasa Mahkemesi bunu reddedecektir bu güneş gibi ortada.

AİHM'e başvursalar diyelim ki başvurdular ve reddedildiler. Bu daha kötü bir durum olmayacak mı CHP için?

“CHP KRİZE, KAOSA OYNUYOR”

CHP neden Anayasa Mahkemesinden netice alamayacağını bildiği halde  gideceğini söylüyor.?Ben dışarıdan bir gözlemci olarak tahminlerimi  söyleyeyim. CHP krize kaosa oynuyor. Yani bunu tartıştırarak başka yerlere götürerek Türkiye içerisinde bir farklı şey ortaya çıksın istiyor. Demokrasiye hukuk devletine uygun bir şekilde halk oylaması yapılmış. Demokratik tepki 'milletin iradesi çıkmıştır hayırlı olsun' demektir. Oy verene de vermeyene de teşekkür etmektir ve sonuca saygı duymaktır. Şimdi bunlar demokratik tepki göstermiyor. Tepkileri anti-demokratik ve gayrı meşru bana göre. "Ben halkı tanımıyorum" diyor. "Seçim sonuçlarını tanımıyorum tanımayacağım" diyor. Ya sen tanısan ne olur tanımasan ne olur? Halkın iradesi ortaya çıktığı zaman herkes buna uymak zorunda. Sen tanımıyorum dediğinde yüzde 51,5 oy buharlaşıp gidecek mi? Sen tanımıyorum dediğinde sandıklardaki sonuçlar gidecek mi?

Sokak hareketlerini bekliyor musunuz? Gezi benzeri olaylar olacak görüşünü dillendirenler oldu.

“BU MİLLET KİRİ DE KİRLİYİ DE SEVMEZ”

Ben Türk halkını tanımayanların Türkiye üzerine hesap yaptıklarını görüyorum. Bu hesaplar tutmaz. Hiçbir zaman da tutmadı. Türk milleti Türk halkı sağduyu ve aklı selim sahibidir. Her zaman kuklayı da bilir kuklacıları da bilir. Türkiye üzerinde bir takım kirli hesapları olanlar varsa, onlara benim sözüm şu. Bu millet kiri de sevmez kirli hesapları da sevmez, bu kirli hesapları yapanları da sevmez. Onların oyununu da sevmez gelenleri de sevmez. O oyuna aldanan katılanlara karşı da aklı selimle sağ duyusuyla cevap verir her zaman ve öyle olmuştur. O yüzden boş yere hayal kuruyorlar. Türk halkı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik sonuçlara hep kabullenerek yoluna devam edecektir. Hiçbir dönemde seçim sonuçları üzerine Türk halkını kimse farklı noktalara çekememiştir başaramamıştır. Bundan sonra da olmaz bu. Çünkü bizim milletimiz siyasilerimizden daha demokrat. Kılıçdaroğlu'ndan ve ekibinden beklediği de sen bu sonucu kabullen ondan sonra da önüne bak 2019'da ne yapacaksan ona hazırlan

CHP sözcüsünün Sine-i Millet kararı, ardından da kabul görmedi ama siz bu durumu nasıl okudunuz? Chp uyum yasaları çıkarken Meclisin içinde olmazsa ne olur? Bu yönde söylemleri var

“GELİN UYUM YASALARINI BİRLİKTE ÇIKARALIM”

Uyum yasaları meclise gelecek ve  görüşüldükten sonra yasalaşacaktır. Meclisin çalışmalarını tıkamak, çalıştıramaz hale getirmek mümkün değildir. Partiler içtüzükten kaynaklanan haklarını kullanırlar.CHP de bunu çok sık olarak yapıyor. Bunu yapabilirler. Ama en nihayetinde parlamento çalışacaktır. Belki bir günde yapacağı işi üç günde yapacaktır ama sonuçta uyum yasaları yapılacaktır. Anayasada ve iç tüzükte yazılanların uygulanmasını kimse engelleyemez. Benim tavsiyem şu. Bunu geciktirmek yerine uyum yasalarının daha doğru olması için daha düzgün yapılması için bilgilerini görgülerini aktararak katkı verirlerse daha iyi olur. Yeni bir sisteme geçtik bunu kabul edip bu yeni sistemin sağlıklı işlemesi konusunda önerileri varsa onlarla gelsinler. Bunun geri dönüşü yok.

Agit ön rapor yayımladı ifadeler ağır. Sn. Cumhurbaşkanı da sert şekilde eleştirdi keza sizde. Agit ne dedi? Karşılıkları ve güçleri nedir?

AGİT her seçimi izliyor, Türkiye’nin bundan önceki bütün seçimlerinde de biz AGİT’i gözlemci olarak davet ettik bu sefer de YSK davet etti ve Türkiye’nin daveti üzerine geldiler. Bundan önceki seçimlerde de gözlem yapıyorlardı bizim her defasında söylediğimiz şey şu: Türkiye’ye karşı adil olun, objektif olun, doğru olun, dürüst olun. Türkiye seçimlerini çok şeffaf, dürüst bir şekilde yapıyor. Bunu siz gelin gözlerinizle görün. Bizim bir endişemiz olsa AGİT’i niye çağıralım? Nereye istiyorlarsa oraya gittiler. Hatta cezaevlerinde baskı olduğunu iddia ediyorlar, ama biz AGİT gözlemcilerinin cezaevindeki oylama süreçlerini bile takip etmelerine izin verdik. Birtakım terör örgütleriyle,Türkiye aleyhtarı çevrelerle içli dışlı olmuş, onların programlarına katılmış  onlarla toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmış kişileri siz Türkiye’ye gönderirseniz bunlar AGİT adına değerlendirme yapmıyorlar. Aralarında yakınlık olan örgüt adına, örgütlerin propagandalarını raporlarına yansıtıyorlar. Şimdi AGİT de diyor ki bizim gönderdiğimiz adamlar bizi aldatacak değil ya. Buradan çok net söylüyorum AGİT yetkililerine sizin gönderdiğiniz adamlar sizi aldatıyorlar. Size gerçek dışı raporlar getiriyorlar. Size propagandalarına katıldığı çevrelerin görüşlerini, terör örgütlerinin görüşlerini ve taraf oldukları görüşleri Türkiye’nin gerçeğiymiş gibi yansıtıyorlar ve yalan söylüyorlar. AGİT, Türkiye ile ilişkilerini bozucu, yıkıcı rapor hazırlayanları değil Türkiye-AGİT ilişkilerini düzeltici, yapıcı rapor hazırlayanları göndersin.

Sn. Cumhurbaşkanının partili olma yolu açıldı. Ne zaman bekliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasını?

“SONUÇLAR RESMİ GAZETEDE YAYIMLANDIKTAN SONRA…”

Partide değerlendirilecek görüşülecek ve ona göre bir karar çıkacaktır. Ancak Anayasa değişikliği cumhurbaşkanının parti ile ilişki kurmasını engelleyen düzenlemeyi ortadan kaldırdı. Dolayısıyla kesin sonuçlar açıklanıp resmi gazetede ilan edildikten sonra bu madde yürürlüğe girecektir. Yürürlüğe girdikten sonra Sn. Cumhurbaşkanımız Anayasanın verdiği bu hakkı dilediği zaman kullanabilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızı partimize davet etmek bizim için bir onurdur, bir şereftir. Sayın Cumhurbaşkanımız partinin fikir babasıdır. Politikasını programlarını tüzüğünü ortaya koyan başarıdan başarıya koşturan liderimizdir.  Ülkemize çok büyük hizmetleri oldu, çok büyük eserler kazandırdı. Dolayısıyla onun partimizde olması partimize daha büyük bir güç kazandıracak bir heyecan kazandıracak

2019'da Cumhurbaşkanı seçilecek. Ak partinin adayı büyük ihtimalle Sn.Erdoğan olacak. CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu mu Baykal mı olur yoksa başka bir isim mi?

Ben partilerin yerine geçerek adaylar kim olur diye bir değerlendirme yapma hakkını kendimde görmüyorum, doğru da değil. Ama şu bir gerçek. Şimdiden Cumhurbaşkanı adaylığı düşünenler CHP ya da başka yerlerde kulislere başlayacaklardır ondan eminim, kendilerini öne çıkartmak için. Onların referandum çalışmalarına bakarsak orda da bazı isimler göreceksiniz. Her tarafa koşan giden.Benim kanaatim, isim vermeyeyim ama o isimler iyi yatırım yaptılar. Önümüzdeki günlerde bu isimler belki kendileri niyetini açık ederler mi bilmiyorum ama medya eminim ki onları isimlendirecek bir somut veriye sahip olacaktır. Ama tahmin ediyorum bundan sonra biraz daha çoklu isimler konuşulacaktır.

Peki erken seçimin ihtimali var mı? Yani AKParti ve MHP dışında CHP hodri meydan erken seçim yapalım derse ne olur?

“ERKEN SEÇİM YOK”


Seçim yok. Herkes önüne bakacak herkes işine bakacak. Hükümet vazifesini yapacak. Yasama vazifesini yapacak. Millet seçimlerden de artık yoruldu. Yani yeni bir seçim halk da istemiyor. Şimdi önümüzde seçimsiz baktığımız zaman iki yıl var 2019'a kadar. İki yılda da bizim yapabileceğimiz çok şeyler var.

FETÖ lideri  Gülen’in kaçabileceğini söylemiştiniz ve Kanada’da çok büyük arsalar satın alınıyor ifadeniz olmuştu. O konuda gelişmeler ne yönde? Gülen’in iadesi kamuoyunun en merak ettiği konu. Sn. Cumhurbaşkanı Abd’ye gidecek. Bu ziyaretin önemi nedir?

“FETÖ’NÜN İADESİNDE TARİHİ GÖRÜŞME OLACAK”


ABD ile Türkiye arasındaki her görüşmenin bir numaralı gündemi FETÖ elebaşı terörist Gülen'in Türkiye'ye iadesidir. Bu iade gerçekleştirilinceye kadar da gündemin başındaki yeri değişmeyecektir. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin iyileşmesi geliştirilmesi ve güçlendirilmesi FETÖ'nün iadesi olma halinde daha hızlı oluşacaktır. Obama döneminde Türkiye taleplerini iletti ve aramızdaki anlaşmanın gereklerini yerine getirdi ancak olumlu gelişme olmadı.  Sayın Trump'ın Başkan olmasından sonra da biz taleplerimizi yeniledik.İade konusunda üslupta bir olumlu değişiklik var ama neticede olumlu bir değişiklik yok.Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Trump'ın yapacağı görüşmenin bu açıdan son derece önemli ve tarihi bir görüşme olacağını düşünüyorum.

“DÖNÜM NOKTASI OLACAK”

Terörist başı Gülen'in ABD ve Türkiye ilişkilerine verdiği zarar ABD açısından da çok iyi görüldüğünü düşünüyorum. Ve Türkiye'de ABD karşıtlığının artmasına da yol  açıyor. Terörist Gülen ve terör örgütü kullanışlı bir malzeme vasfı da kalmamıştır. Türk halkı artık hem terörist Gülen'e hem de bu örgüte ve bu örgütün üyelerine karşı bir tavır almıştır. Ben yeni dönemde bu görüşmenin  bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum.

Firari Adil Öksüz Türkiye’de dediniz? Bu konuda da istihbarati gelişme var mı? Adil Öksüz kim? Mit elemanı bile diyenler var. Adil Öksüz’ün kim yada kimler tarafından korunduğunu düşünüyorsunuz?

Adil Öksüz FETÖ terör örgütünün en önemli teröristlerinden bir tanesi. İki, bu darbe teşebbüsünün kilit aktörlerinden bir tanesi. İkisinde de benim en ufacık bir şüphem yok. MİT ajanı kesinlikle değil ve bu iddia tamamıyla FETÖ terör örgütünün uydurması ve Kılıçdaroğlu’nun bu uydurmayı dillendirmesinden öte bir anlam ifade etmez. Peki, nerede? Ankara'da yakalanmasının ardından serbest bırakılması ve Sakarya’ya kadar gidişi var. Adil Öksüz’ün kim olduğunun ortaya çıkmasından sonra kayboluşu var. Adil Öksüz’ün kim olduğu ortaya çıktıktan sonra hem güvenlik birimleri hem istihbarat birimleri hem devletin diğer tüm birimleri onun peşine düştüler. Arayıp bulmak yakalamak için. Ayrıca resimleri, bütün görselleri medyada yer aldı ve Türk halkı da Adil Öksüz’ün görsellerini ezberledi. Yani bu açıdan baktığınızda sadece devleti görevlileri değil aynı zamanda Türk halkı da herhangi bir yerde onu görse ihbar edip yakalatabilir.

Yer yarıldı da içine mi girdi?

 Benim şöyle bir kanaatim var.Adil Öksüz Türkiye içerisinde hareket halinde olmuş olsa bir yerde görülmese bir başka yerde görülebilir, yakalanabilir. Ben yurtdışına çıkabilme ihtimalini çok zayıf görüyorum. Herkesin teyakkuz halinde olduğu ve her tarafın arandığı bir yerde kaçması kolay bir iş değil,çok zayıf bir ihtimal. Ama benim şahsi görüşüm Türkiye içinde birileri tarafından saklanıldığı ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Nerede saklıyor kim bunlar tabi bunlara dair araştırmalar vs sürüyor. Ama eninde sonunda kimler, nerede saklarlarsa saklasınlar bulunacaktır.

Adil Öksüz bulunursa çok önemli bilgilere ulaşılır mı yoksa zaten bilgiler ortada mı?

Adil Öksüz konuşursa elbette ulaşılır yani çünkü bir kara kutu gibi. FETÖ terör örgütü mensupları her şeyi reddediyor şimdi, örgütten talimat geldi her şeyi reddedin diye onlar da her şeyi reddediyor.Kemal Batmaz diye birisi var, kamerada görüntüsü var, fotoğraflarını gösteriyorlar adam ben değilim diyor. Kendisi orada, kendi görüntüsünü reddediyor. Hatta parmak izleri çıkmış bazı yerlerde bilirkişi raporu ile sabit, benim değil diyor nasıl gitmiş o parmak izi oraya diyor.

Tirajı komik hale gelmiş yani

Bu  kadar aleni örgüt ve örgüt üyeleri herkesin aklıyla alay ederek milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Bu yalanı söylerken de ibadet yaptıklarını düşünüyorlar. Yani büyük bir şey yaptıklarını düşünüyorlar. O nedenle Adil Öksüz konuşturulduğu zaman ben elbette çok şeyin aydınlanacağını düşünüyorum.