Biz bu filmi defalarca gördük, talep düştüğü gibi çıkar

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, 2001 ve 2008 yıllarında da gayrimenkul sektörünün durgun dönemler yaşadığını hatırlatarak, “Sonrasında hep talep patlamasıyla karşılaştık. Artık Türkiye’de krizlerin süresi 6 ayı geçmiyor. Yukarı çıkış başladı” diyor.  

Şenay BÜYÜKKÖŞDERE

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşlarından İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ve Teknik Yapı‘nın yönetim kurulu başkanı Nazmi Durbakayım, sektörde talebin tekrar yükseleceğini, ancak bu kez aynı hataların yapılmaması gerektiğini dile getiriyor. Durbakayım, “Yaptığımız işte risklerin hepsi bizim üzerimizde. Bizim artık arsa sahibi firmayla, ortaklık tesis etmemiz lazım. Banka da ‘bu projeyi desteklerim’ derse, artık buranın geliri, o bankanın denetimiyle gelmeli” diyor.

TAPUYU SEVİYORUZ

Son aylarda gayrimenkul talebi düştü. Nasıl bir süreçten geçiyor sektör?  

Ülkemizde barınma ihtiyacı hiç bitmeyecek. Türk insanı tapuyu sever. Bazı dönemlerde alım satım rakamlarında uyuşmazlık olduğunda talep azalabiliyor. Alım gücü arttığında da konuta doğru tekrar hücum oluyor. Bu filmi daha evvel de gördük. 2001’de de 2008 sonrasında da bunları yaşadık. Son birkaç ayda ülkemize yapılan finansal saldırılar neticesinde döviz olması gerekenin çok üstüne çıktı. Fakat şimdi tekrar düşüyor. Tabii kredi faizlerinin de inmesini bekliyoruz. Faizler de makul seviyelere geldiğinde alım başlayacak. Şimdi insanlar faizle paralarını artırıyorlar, ama yarın gayrimenkulün geldiği noktaya yetişemeyecekler. 

Geçen hafta sektörün çatı dernekleri olarak, üyelerinizden stok oranlarını talep ettiniz. Amaç neydi burada? 

Bundan sonra sektörde ihtiyaca yönelik üretim yapmak önem kazanacak. Devlet kanalıyla da araştırmalar yapılıyor. Belli bölgelerde yoğunluk ne olmalı, ne tip konuta ihtiyaç var gibi çalışmalar olacak.   

Bu arada sektörde bir paket beklentisi de var değil mi? 

Bizim sektör olarak faizin düşmesi için bir temennimiz var. Bakanımız Emlak Bankası kurulacağını açıkladı. Gayrimenkul sertifitası, sukukla ilgili çalışmalar var. Tabii henüz nasıl bir işleyiş olacak bilmiyoruz. Biz ise sivil toplum kuruluşları olarak data topluyoruz. Kimin ne kadar stoğu var, kim ne yapıyor gibi bilgiler çok flu. Önümüzdeki günlerde sağlıklı datalar olacak. Bir takım kararlar alınırken bunlar etkili olacak.  

BANKA VE ARSA SAHİBİYLE ORTAK OLALIM 

Sektörün bu noktada bir özeleştirisi var mı? 

Geçmişteki hatalardan ders almak lazım. Sektörün en büyük özeleştirisi şu olur; Biz üreticiyiz. Bizim elimizdeki sermayemiz, bilgi birikimimiz. Arsa spekülatörü değiliz. Paramız yok, banker değiliz. Dolayısıyla yaptığımız işte risklerin hepsi bizim üzerimize toplanıyor. Bugün arsa sahibiyle kat karşılığı anlaştığımızda, o hasılatını garanti altına alıyor. Ama maliyetlerle ilgili hiçbir dahli yok. Bizim artık arsa sahibi firmayla, ortaklık tesis etmemiz lazım. Sonra dönüp bankaya diyeceğiz ki, biz bir ortak girişimiz, projemiz bu. Banka ‘bu projeyi desteklerim’ dediğinde, artık buranın geliri, bankanın denetimiyle gelmeli. Aynı Emlak Konut modeli gibi.

Hepimiz bir nevi ortak olalım diyorsunuz...   

Evet tabii bunun için inşaat sektörüyle ilgili ihtisas bankaları kurulmalı. 

BAKANLIKTAN GECE  01.30 TELEFONU 

2018 bitmek üzere. Son 1,5 aydan beklentiniz nedir? 

Yeni hükümet geleli 4 ay oldu, bu 4 ayda 1 senelik hükümet gibi bir çalışmaya şahit olduk. Bakanlıklardan gece 01.30’da telefonla toplantıya çağrıldığımız oldu. Bu tempoya söyleyecek laf yok. Sanırım bakanımız Murat Kurum, bu 4 ayda 10 kilo vermiştir. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın da inanılmaz bir temposu var. Kriz başlayalı 3 ay oldu, ben artık yukarı çıkış başladı diye görüyorum. Artık Türkiye’de krizler 6 ayı geçmiyor. En babası 6 ay. Bu yılın bitmesine 1.5 ay var. Bu süre zarfında şok bir faiz indirimi olduğu takdirde sektörde çok ciddi bir hamle olabilir diye düşünüyorum. 

EN ÇOK DEDİKODU EN AZ HASAR 

Bu arada bu sene en çok konuşulan sektör de gayrimenkul oldu sanırım…   

Bize en çok zarar veren şey dedikodular oluyor. En çok bizim sektörün dedikodusu yapıldı. En az hasar da bizde. Buradan da sektörün direncinin ne kadar yüksek olduğu görülüyor. 

BAĞDAT CADDESİ ESKİ GÜNLERE DÖNER

Bağdat Caddesi’nde inşaatlar büyük ölçüde durdu. İlgilenir misiniz yarım kalan projelerle?  

Ne yazık ki son dönemde pek çok inşaat yarım kaldı. Bir sürü atıl kalmış bina için kapımızı çalıyorlar. Bağdat Caddesi benim çıktığım yer. Orada tabelamız olsun isteriz. Ama prensip olarak yarım iş almayız. Ancak sıfırlamak suretiyle alabiliriz. Bağdat Caddesi dünyanın en önemli alışveriş caddelerinden biri. Mutlaka eski günlerine dönecek.    

"‘Faizden, dövizden kazanmayacağım’ noktasına gelmek lazım. Bazıları hala dövizin çıkacağını hayal ediyor."

MALİYETİN ALTINA SATIŞ UZUN SÜRMEZ

Peki fiyatlar nasıl şu anda? 

Müteahhitler kısa bir süre için maliyetlerinin altına satış yapıyorlar. Sektörde yeni ruhsat sayısı yüzde 60-70 azaldı. Dolayısıyla mevcut stok eriyor, arkadan yeni proje gelmiyor. Buradan da fiyatların süratle artacağını söylemek yanlış olmaz. Piyasalar biraz hareketlenmeye başladığı vakit, insanlar tekrar konut almak isteyecekler. Ama bu fiyatları bulamayacaklar. Bu ilk değil. Daha evvel bunları yaşadık. 2001’de, 2008’de de böyle oldu. Bir süre piyasa durdu, sonra yüksek bir talep ve fiyat artışı oldu. 

"Bu sene sektörde doğal bir seleksiyon oldu. Önümüzdeki yıl ise daha ayağı yere basan, daha fizibıl projeler göreceğiz."

AFRİKA VE AVRUPA'DA PLANLARIMIZ VAR

Sizde işler nasıl, şantiyeler çalışıyor mu?  

Yavaşlamış olan bir sektörde 6-7 şantiyemiz çalışıyor. Halk GYO’ya birlikte İzmir projemiz devam ediyor. O zaten büyük bir iş. İstanbul’da da devam eden şantiyelerimiz var. Yeni projeler için ise daha titiz davranıyoruz. Elbette yeni projeler de olacak ama ruhsatını almadığımız bir projeyi şimdilik telaffuz etmiyoruz. Diğer yandan yurtdışında da planlarımız var. 

Yurtdışında hangi bölgeler üzerinde yoğunlaşıyorsunuz? 

Afrika’da ve Avrupa’da planlarımız var. Almanya’da ve İngiltere’de taahhüt işlerine bakıyoruz.