Acılarımızı birlik içinde saralım

Türk popunun en özel sesi Aşkın Nur Yengi, müzik ve ülke gündemini AKŞAM’a değerlendirdi: 15 Temmuz’da büyük felaket atlattık. Acılarımızı millet olarak beraber sarmaya devam edeceğiz.

Tuba KALÇIK

Son albümünüzü daha önce çıkarmayı planlarken yaşanan terör olaylarından dolayı bir süre ertelemek zorunda kalmıştınız. Böyle zamanlarda müzik yapmak da zorlaşıyor değil mi? 

Bir sene kadar ertelemek zorunda kalmıştım ama böyle üzücü terör olayları karşısında insanın gözü hiçbir şey görmüyor. Ülkemin iyi olması benim için her şeyden önemli. Her şeyin en güzelini hak eden bir toplumuz. Türkiye hem ticari hem de konum olarak çok değerli bir ülke. Bölgedeki en güçlü ülkelerin başında geliyoruz. Ülke olarak bizi çok güzel bir geleceğin beklediğini düşünüyorum. 15 Temmuz’da da büyük bir felaket atlattık. Dünyanın gözü önünde yaşandı bu korkunç gece. Acılarımızı millet olarak sarıyoruz ve sarmaya da devam edeceğiz. Umarım bir daha böyle bir şey yaşamayız. 

HER KONUDA ÖRNEK BİR MİLLETİZ 

Yanıbaşımız Suriye’de yıllardır devam eden bir savaş var. Bu savaştan da kuşkusuz en büyük zararı çocuklar görüyor. Siz bir anne olarak neler hissediyorsunuz? 

Her şeyden önce insani açıdan çok üzücü şeyler yaşanıyor. Savaştan kaçan insanlar can havliyle evlerini, topraklarını bırakıp gelmek zorunda kalıyor. Türkiye, bu insanlara hep sarıldı. Misafirperverliğimizi bir kere daha dünyaya göstermiş olduk. Avrupa bu konuda ne yazık ki bizim gibi bakmıyor. Kendi düzenlerini bozamamak adına sınırlarını kapatıyor. Batı’nın kültüründen kaynaklanıyor. Avrupa’da da şahit oluyorum, insan ilişkileri de çok sınırlı ve katı kuralları var. Türkiye’nin geleneği ise bambaşka. Biz sıcacık, sevgi dolu, misafirlerini hep el üstünde tutan bir toplumuz. Bu bakımdan da örnek bir milletiz. 

Melodileri korumaya alamadık

90’lardan bahsetmişken, Türk popunda eskisi gibi kaliteli müzik üretilmediği yönünde eleştiriler var. Siz katılıyor musunuz bu eleştirilere? 

Melodinin çok kaliteli ve insanın ruhunu okşadığı dönemlerden geçen biri olarak, bu eleştirilere katılıyorum. Teknolojinin burada büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Akustik hayatı bir kenara bırakıp, teknolojik insanlar olmaya başladık ve yalnızlaştık. Bu yalnızlaşma başlayınca da melodilere yeterince sahip çıkılmadı. Çabuk tüketilen ve çabuk dinlenip, yok edilen bir tür ortaya çıktı böylece. Kaybettiğimiz o güzel melodileri de bir daha bulamadık.

Sözler artık tekerleme gibi oldu

Günümüzdeki müziklerde melodiler birbirinin tekrarı olmaya başladı, sözler ise tekerleme gibi yapılıyor. Aslında 95’ten sonra tekerlemevari sözler yazılmaya başlamıştı ama sonradan bu durum çok yaygınlaştı. Şunu da söylemek isterim ki, müziği ticarileştirenler kadar işini her şeye rağmen işini çok düzgün yapan insanlar da var. Kaliteli müzik üretmeye çalışan bu insanlara da büyük saygı duyuyorum.

Müzik hesap, kitap işine dönüştü günümüzde. Halbuki eskiden müzik çok daha saf, çok daha sahiciydi...

Ben saf bir başarının ürünüyüm 

Artık şarkıların internette tıklanma sayısı ön planda. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Paranın gücüyle bu tıklanma sayılarına ulaşılıyor ne yazık ki.. Örneğin, yeni çıkan bir isim Rihanna’yla aynı tıklanma sayısına ulaşıyor. 10 milyon tıklanma nasıl oluyor? Tuhaf bir durum. Bunların hepsi ticari oyunlar. Böyle abartılı tıklanma sayıları karşısında bizim gibi gerçekten dinleyicileri tarafından tıklanan sanatçılar da başarısız gibi görünüyor. Bu da büyük bir haksızlık bize. 

Yeni şarkıya klip çektim

Yakında yeni klip çalışmanız oldu sanırım?

'Çağırma Lütfen’ isimli slow şarkıma çektim. Bu şarkım radyolardan çok istek alıyordu. Ben de bu yüzden ‘Çağırma Lütfen’e klip çekmek istedim. Klip çok güzel oldu, umarım beğenilir.

AVRUPA BiRLiĞi PARÇALANABiLiR 

Yengi: AB'nin mevcut haliyle varlığını sürdüreceğinden şüpheliyim, parçalanabilir.

Avrupa’dan bahsetmişken, geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi’nden çıkan karar, AB ile ilişkilerimizi olumsuz yönde etkiledi. Siz bir sanatçı olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Avrupa Birliği’nin mevcut yapısıyla gelecekte varlığını sürdüreceğinden şüpheliyim. AB parçalanabilir diye düşünüyorum. AB’nin katı kurallara sahip bir yapısı var. Koşullarımız uygun olursa Türkiye’nin AB’ye girmesini isterim tabii. Ama illa birlik içinde olmak zorunda değiliz. İngiltere çıktı mesela birlikten. Kendi menfaatine uymadığı için ayrıldı. Bu açıdan baktığınızda bizim de illa girmemiz gerekmiyor. Tıpkı İngiltere gibi ülkemizin menfaatine uymazsa girmezsek de olur.

HEP DAHA iYiSiNi YAPMAK iSTERiM 

Türkiye’nin en iyi kadın seslerinden birisiniz. Müzikte hayal ettiğiniz yere ulaştığınızı düşünüyor musunuz? 

Müzik sınırsız, ucu açık ve gelişme çok açık bir yapıya sahip. Müzikte sürekli olarak kendimi geliştirdiğim ve yenilediğim için hedeflerimi de buna göre değişiyor. Hep daha iyisini yapmak istiyorum. Bu yüzden de müzik kariyerimdeki hayalimin de sınırı yok. 

‘Sevgiliye’ albümü dönüm noktam 

Müzik hayatınızdaki ‘en büyük dönüm noktan’ dediğiniz bir an var mı? 

1990’da ilk çıkan albümüm ‘Sevgiliye’ benim için çok önemlidir. Bu albüm benim için hem bir dönüm noktası olurken hem de bana sıkıntı verdi. Çünkü ilk albümümle farkında olmadan çıtayı öyle yüksek bir yere yerleştirdim ki hep üstüne bir şey koymam gerekti. 

Şarkıları listeye para karşılığında sokuyorlar

Müzik kanalları var ama? 

Müzik kanallarında da canlı performansımızı gösterebileceğimiz programlar yok denecek kadar az. Ayrıca müzik kanallarının da radyoların da bir çoğu parayla şarkıları listeye sokuyorlar. 90’lar da böyle değildi. Biz ne ilişkiler kurarak şarkılarımızı listeye sokmaya çalıştık ne de bunun için para verdik. Biz arslan gibi şarkılar söyledik, melodiler yaptık ve hakkımızla listeye girdik. Bu açıdan baktığımızda ben saf bir başarının ürünüyüm. 

Müzikal yalnızlaşma yaşıyoruz

Onna Tunç, Sezen Aksu, Uzay Heparı, Atilla Özdemiroğlu gibi önemli müzisyenlerle çalıştınız. Çok şanslı olmalısınız?

90’ların en büyük büyüsü bu insanlardı zaten. Müzikal kalite açıdan gerçekten standartların çok üstünde olan, yerleri doldurulamayacak isimler. Sadece müziklerine konsantre olan isimlerdi. Böyle değerli müzisyenlerin besteleriyle konservatuvarlı ve Sezen Aksu’ya uzun süre vokal yapmış olmamın avantajları birleşince ortaya untulmayan şarkılar çıktı.

Ancak şu anda müzikal açıdan yalnızlaştığımızı düşünüyorum. Bir Onna, bir Uzay gelmeyecek bir daha. Şimdikiler gibi aranjörüm, magazinim,  şarkıcıyım demiyorlardı.

Kaliteli şarkı programları artık yok 

Uzun bir aradan son ‘Aşktan Olsa Gerek’ ile dinleyicilerinizle buluştunuz. Albüm beklediğiniz ilgiyi gördü mü? 

Çok olumlu geri dönüşler aldım. Albüm satışlarım da içinde bulunduğum döneme göre gayet iyiydi ama Türkiye’de 3.5 milyon albüm satmış biri olarak tabii ki bu satış rakamları bana yeterli gelmiyor.

Nefes alamıyoruz

Bunun yanı sıra müzik dünyasının bir başka dikkat çekici problemi de artık müzik programlarının olmayışı. Eskiden çıkardığımız albümleri tanıtacağımız, şarkılarımızı söyleceğimiz programlar vardı. Şu anda şarkı söylebileceğim, nefes alabileceğim müzik programları yok. Bu büyük bir problem. Evlilik programlarıyla, dizilerle doldurdular televizyonları. Halbuki bizim gibi sanatçıların kendilerini gösterebilecekleri programlar da olmalı. Ama ne yazık ki yok…