1
AK Parti’yle MHP’nin ortaklığıyla oluşan cumhur ittifakına listelerle dâhil olan BBP bu sürece nasıl geldi? AK Parti listelerinde yer alan 18 aday yerlerini beğenmedi mi? BBP neden ittifaka liste sistemiyle girdi? Aday isimler nasıl ve neye göre belirlendi? BBP millet ittifakına nasıl bakıyor? Sn. Demirtaş’ın tutukluluğu için ne deniliyor? Ekonomide ki gelişmeler neye işaret ediyor? BBP, AB’yi istiyor mu? Eski Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu suikast kurbanı mı? Tüm bunları ve fazlasını BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’yle konuştum. Başlıklar oldukça çarpıcı.
PINAR IŞIK ARDOR
Cumhur ittifakı içindesiniz ve adaylıklarınız açıklandı. Hayırlı olsun. Nasıl gelişti olaylar?
“O GÜN DEMEK Kİ DOĞRUYU SÖYLEMEMİŞLER”
Bu seçimler çok önemli. Bu seçimde hem cumhurbaşkanlığının kazanılması hem de Meclis’in çoğunluğunun elde edilmesi gerekiyor ki sistem tam olarak uygulamaya geçsin, hem yönetimde istikrar hem temsilde adalet sağlansın. 16 Nisan referandumuna muhalefet edenler ne diyorlardı bu sistem gelirse Meclis hükmünü kaybeder. Şimdi ne diyorlar Meclis çok önemli, mutlaka kazanılması lazım. O gün demek ki doğru söylememişler. Bugün çok konuşulmuyor ama eski sistemde yargı sadece bağımsız diye nitelenirken yeni sistemde yanına tarafsızlık ilkesi de geldi. Bunun önemi bir süre geçtikten sonra ifade edilecek. Cumhur ittifakı Sn. Bahçeli tarafından gündeme getirildi. Biz bunu doğru bulduğumuzu ve BBP olarak bunun yanında olduğumuzu ifade ettik. Cumhurbaşkanımız bizi davet etti ve bizim de bu ittifak içinde yer almamız konusunu ilettiler. Biz de arkadaşlarımızla değerlendirdik.
MHP’li Kalaycı, “cumhur ittifakı iki parti arasında olmalı, BBP’nin katılmasını uygun bulmuyoruz” demişti. Siz de bize ihtiyaç var demiştiniz. Neden size ihtiyaçları vardı?
“BİZ DEVLET BEY’İN AĞZINDAN DUYMADIK BUNU”
Şöyle oldu. İttifak iki şekilde olabilirdi. Ya kendi ambleminiz, kendi aday listeniz ya da kendi parti kimliğinizi koruyarak bir başka partinin listesinden aday olarak. MHP’deki bazı arkadaşlar ki biz Devlet Bey’in ağzından böyle bir şey duymadık ama bazı arkadaşlar BBP’nin ikinci yöntemle ittifaka dâhil olması konusunda görüş beyan ettiler.
Neden öyle istekleri oldu?
“HANGİ KAYGIYLA BÖYLE DEDİLER BİLMİYORUM”
Bilemiyorum onu hangi kaygılarla yaptılar. Biz o süreçte de çok sabırlı davrandık, hiç cevap vermedik. Sadece cumhur ittifakının karşısında olanlar hemen pireyi deve yapma hevesi içindeler bunlara fırsat vermemek gerektiğini söyledim. Bu konuları Cumhurbaşkanı ve MHP’yle çözebileceğimizi ifade ettim. Bugün bunun ne kadar doğru bir yöntem olduğu da gördük. Bugün ben dâhil 18 kişi AK Parti listelerinde yer aldı.
“LİSTELERLE GİRMEK PARTİMİZİN ORTAK KARARI”
Seçilebilecek yerde ve bıçak sırtı dediğimiz noktada aday olan arkadaşlarımız var bir de bir önceki seçim sonuçlarına göre seçilme ihtimalli düşük olan arkadaşlar var. Biz bunların üçünü de belli bir amaç gayesiyle koyduk. Bizim hedefimiz cumhur ittifakına maksimum düzeyde katkı sağlayabilmek. Şimdi listeyle mi yoksa amblemi koruyarak mı girelim konusunu divan heyetimizle konuştuk. 13 arkadaşlarla tek tek konuştum hepsi listelerle girme konusunda görüş beyan etti. MKYK aynı görüşü beyan etti ve il başkanlarımızın da bir iki il başkanımız dışında hemen hemen tamamına yakını da yine bu yönde görüş beyan etti.
Neden listeyle girmeyi siz de istediniz? Gerekçesi neydi? Partinizin içinde aday yerlerini beğenmeyen kişilerin olduğuna dair bir takım iddialar ortaya atıldı. Ne oldu?
“OYUMUZU SANDIĞA TAŞIMADA PROBLEM YAŞAYABİLİRDİK”
Gerekçesi şu. BBP’nin çok büyük bir sempati alanı var çok büyük bir oy potansiyeli var ama barajdan dolayı bu potansiyeli sandığa taşıyamamış. Şimdi de her ne kadar cumhur ittifakının içinde yer alsanız da sandığa taşımada bir takım problemler yaşanabilir endişesi oluştu. Şimdi daha rahat bir şekilde taşınacak ve Meclis’te temsil edilme noktasında da büyük bir avantaj olacak.
“ARKADAŞLARIMIZ SIRALAMASINI BEĞENMEDİ DİYE BİR ŞEY YOK”
Tabi listeler açıklanmadan önce buraya dikkat çekmek istiyorum. TV’lerde BBP’ye 1-2 vekil en fazla 3 vekil verilecek diye yaygara koparanlar listeler açıklandıktan sonra ‘vay işte niye BBP’ye bu kadar az yer verildi’ diye tersten bir propaganda yapmaya başladılar. Bu ittifakın içine bir fitne ataşe yakmaya çalıştılar. Elbette her partinin içinde değişik düşünceleri ifade edebilir arkadaşlarımız ama şu olmadı. Arkadaşlarımız sıralamasını beğenmedi diye bir şey yok. Biz kendimiz için siyaset yapan kadrolar değiliz. Biz milletimiz ve misyonumuz için davamız için siyaset yapıyoruz. Bazı arkadaşlarımızı şahıslar için değil parti adına daha büyük bir beklenti içinde oldukları için bu anlamda düşüncelerini ifade ettiler. Bu da gayet doğal. Buna bazı çevreler mal bulmuş mağribi gibi saldırdılar. Hemen müdahale ettik. Bu heves içinde olanların hevesleri kursaklarında kaldı.
AK Parti listelerinde yer alan 18 kişinin ismi nasıl belirlendi? Siz kaç kişi nereden aday olacak biliyor muydunuz? Kişiler nasıl belirlendi?
“ALTERNATİFLİ ÇALIŞMA YAPTIK, ARKADAŞLARIMIZIN İSMİNİ VERDİK”
Biz Sn. Cumhurbaşkanına bir çalışma verdik. Alternatifli bir çalışmaydı. Sadece parti çıkarımız değil biz bu seçimde ittifak içinde hangi seçim çevrelerine maksimum faydalı olacaksak arkadaşlarımız oradan aday gösterilsin istedik. Çalışmamız 30-35 ili kapsıyordu. Onlara dedik ki; ‘hangi illerde bizim katkımıza ihtiyaç duyuluyorsa arkadaşlarımız buralarda değerlendirilebilir. O nu size bırakıyoruz’ Ondan sonra dedik biz isimlendireceğiz bunları. Önce illeri verdik daha sonra isimler istendiğinde o dediğimiz sayı kadar ismi bizzat AK Parti’ye bildirdik.
“40’A YAKIN İSİM VERDİK, TAMAMININ GİREMEYECEĞİNİ BİLİYORDUK”
Bildirdiğimiz isimlerin tamamının listede yer almayacağını da biliyorduk. Birinci kategoride 5, ikinci kategoride 10, üçüncü kategoride 10, dörtte on yer belirledik. Değerlendirmeyi AK Parti’ye bıraktık. Bunu da arkadaşlarımız arasında bir ayrım gözetmemek adına yaptık. 25 yıllık bir siyasi partiyiz çok deneyimli kadrolarımız var bizim. Oraya bildirdiğimiz 40’a yakın arkadaşın hepsi milletvekili olabilecek düzeyde arkadaşlarımız. Şunu da ekledik. Şu arkadaşımızın şu özellikleri var. Yani arkadaşımızla ilgili bir değerlendirme verdik. Cumhurbaşkanını takdirine bıraktık son kararı. Ama önceden elbette ki görüşmelerimiz oldu. Listelerin verileceği günde hangi arkadaşlarımızın nerede yer alacağı konusu bize bildirildi. Ufak tefek rötuşlar yaptık.
18 isimden kaç kişi Meclis’e girebilir sizce?
“CAMİAMIZI TATMİN EDECEK SAYIYLA MECLİS’TE OLACAĞIZ”
Bunu seçimlerde alınacak sonuçlar tayin edilecek. HDP’nin barajı aşıp aşamaması çok önemli. Biz AK Parti’nin geçmiş seçimlerdeki oyunu koruyacağını ve bizim de katkımızla oyların yükseleceğini düşünüyoruz. O gerçekleştiğinde camiamızı tatmin edecek bir sayıyla Meclis’te temsil edileceğiz inşallah. Burada bir haksızlık yapılıyor. Sanki sadece ben seçilecek bir noktaya konmuşum başka hiçbir arkadaşım yokmuş gibi. Ankara, Bursa, Kayseri, Kocaeli’nde İstanbul’da Mersin’de arkadaşlarımız var.
“HİÇ BİR PAZARLIK İÇİNDE OLMADIK”
HDP barajı geçemezse Diyarbakır adayımız var. Neticede bu iş milletvekili meselesi değil mesele memleket meselesi. Başından itibaren hiçbir pazarlık içinde olmadık. Alternatifli bir seçim listesi ve alternatifli bir milletvekili aday listesi sunduk. Çünkü biz bu seçimi böyle görüyoruz.
Siz 24 Haziran sonucunu nasıl tahmin ediyorsunuz?
1. turda cumhurbaşkanlığı seçimini biteceğine inanıyorum. 55’ler civarında bir oy Sn. Erdoğan alır tezini savunuyorum. Ve cumhur ittifakının da Meclis’te çoğunluğu elde edeceğini düşünüyorum. Millet güçlü cumhurbaşkanı güçlü Meclis diyecek.
Yeni hükümet sisteminde parlamento etkisini azaltacak deniliyordu ancak yarışta görüyoruz ki çok önemseniyor.
“HDP’NİN BARAJI AŞMA İHTİMALİ DÜŞÜK”
Cumhurbaşkanlığı seçiminden ümidi kesmiş durumdalar en azından Meclis’te çoğunluğu kaptırmazsak buradan işte bir yol kendimize bulabiliriz diyorlar. Bu bir hayal. HDP’nin barajı aşamama ihtimali çok yüksek. HDP barajı aşamadığı takdirde de bu sayının dört yüzün üzerinde olacağını düşünüyorum.
Doğu- ve Güneydoğu seçmeni cumhur ittifakına nasıl bir refleks gösterecek? Bu soru MHP’yle ilişkilendirilerek soruluyordu şimdi bir de BBP olarak siz de girdiniz. Denklem nasıl kurulur?
“BİZ O BÖLGELERDEN HEP TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜZERİNDE OY ALDIK”
Türkiye’de şöyle bir algı oluşturuluyor. Kürt kökenli kardeşlerimiz sadece HDP’ye oy veriyormuş gibi. Bu Kürt kardeşlerimize büyük haksızlık. Kürt kardeşlerimiz Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış vaziyetteler. BBP kuruduğu günden bu yana BBP de o bölgedeki insanlarımız arasında hep sıcak bir ilişki olmuştur. Biz o bölgelerden hep Türkiye ortalamasının üzerinde oy aldık. Çünkü biz bölge insanını hiçbir zaman ayrıştırmadık. İslami, insani olan budur. Anadolu coğrafyasında yaşayan TC devletinin bütün vatandaşları bu devletin birinci sınıf vatandaşıdır. Vatandaşlık bağı ile birbirimize bağlı olmanın ötesinde biz kardeşlik bağlarıyla birbirimize bağlıyız. Ölçü nerede terör örgütüne bulaşmamış olacak.
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş. Demirtaş’ın hapisten çıkartılmalı diyenler var. Siz hangi görüştesiniz?
“DEMİRTAŞ’I İSTİSMAR YARATMAK İÇİN ADAY YAPTILAR”
Hukuk önünde herkes eşittir ve kim suç işlemişse mutlaka cezasını çekmelidir. Milletin belli bir kesimini devlete karşı isyana teşvik etmiş, onlarca insanın ölümüne sebep olmuş ve terör örgütünün sözcülüğünü yapmış, bir sürü terörist eylemleri yapanların savunucusu olmuş bu adam hukuk önünde cezasını çekmeyecek de kim çekecek? Terör örgütü niye onu aday yapıyor? İstismar etmek ve bunlar konuşulsun diye yapıyor. Teröristi ve onların temsilcilerini meşrulaştırma adına yapıyor. Şayet Demirtaş suçsuz olsaydı ve hapse atılsaydı biz de bu yanlış derdik.
“ATATÜRKÇÜYÜM DİYECEKSİN SONRA DA BU MİLLETİN EKMEĞİNE KAN DOĞRAYANLARIN ARKASINDA DURACAKSIN”
Suçu sabit olan ve devlete millete karşı en büyük suç sayılan isyan suçunu işlemiş, bir terör örgütünün siyasetteki uzantısına sahip çıkanları ben milletime havale ediyorum. Bir taraftan milliyetçiyim ulusalcıyım Atatürkçüyüm diyeceksin sonra da bu milletin ekmeğine kan doğrayanların arkasında duracaksın. Demek ki güçleri yetse çıkaracaklar beraber halay çekerek seçim süreci geçirecekler. İnsanların suçu kesinleşmeden hapishanelerde yıllarca kalmasını doğru bulmuyorum ama az önce söylediğim suçları işlemiş birisinden bahsediyoruz. Bunun dışarı çıktığı zaman geçmişte yaptığı eylemleri tekrarlamayacağının ne garantisi var. Türkiye’de seçimler kritik. Bu sadece Türkiye’nin meselesi değil. İslam coğrafyasının da meselesi. O coğrafyalardaki bizim kardeşlerimiz, dindaşlarımız, soydaşlarımız bu seçimleri cumhur ittifakının kazanmasını bekliyor. Ben bunu sırf afaki bir söz ya da propaganda olsun diye söylemiyorum.
“MUHALİF SEÇMENİN TEMİNATI DA CUMHUR İTTİFAKIDIR”
Özellikle kendisini cumhur ittifakının dışında gören vatandaşlarımıza ve kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Muhalif seçmenin teminatı da cumhur ittifakı. Şu safsataya itibar etmesinler. Tek adamlık, diktatörlük, demokrasi ortadan kalkacak, Meclis ortadan kalkacak. Meclis’in ortadan kalkmayacağı ortaya çıktı.
“BU SİSTEMDE DİKTATÖRLÜK OLMAZ ÇÜNKÜ MECLİS VAR”
Bu sistemde diktatörlük olmaz çünkü Meclis var. Sn. Cumhurbaşkanı en güçlü figürlerini milletvekili listelerine koydu. Muhalefet de aynısını yaptı. Sn. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı değil Meclis’ten aday. Bu dönemin Başbakanı Meclis’ten aday. Meclis’in güçlü olduğu kuvvetli olduğu bir yönetim sisteminde kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin tek adamlık olmaz. Eğer birisi yetkiyi eline geçirip heveslenirse bir sonraki seçimde millet tavrını net ortaya koyar.
Rakip bloğunuz yani millet ittifakını değerlendirmenizi rica etsem. Farklı görüşlerin yer aldığı bir ittifak. Bu toplumda nasıl karşılık bulur sizce?
“İTTİFAKLARDA HER ZAMAN İKİ KERE İKİ DÖRT YAPMAZ BAZEN ÜÇ, İKİ YAPAR”
İttifak yasasına karşı çıktılar, doğru olmadığını söylediler hatta AYM’ye taşıdılar. Şimdi de bu yasaya sarıldılar ve bu yasanın sıfır baraj getirdiğini söylediler. Demek ki neymiş referandumdaki sistem değişikliği doğru olduğu gibi uyum yasası paketi de doğruymuş. İtiraz ettikleri bir diğer konu seçim güvenliğiyle ilgili maddelerdi. Oradaki değişikliklerin tamamı seçimi daha güvenli bir hale nasıl getiririniz çabaları. PKK’nın Doğu ve Güneydoğu’da özelikle mezra ve köylerde vatandaşa cebren oy kullandırdığını bilmiyor muyuz? İşte bu değişiklik bunu ortadan kaldırıyor. Mühürsüz oylar meselesi bu da manipülasyona açıktı. Tersten düşünün. Seçimlerin sonucundan memnun olmayacak birisi mühürsüz zarf sürer ve o sandıklarda kullanılan oyları geçersiz kılar. Normal olarak oyunu kullanan vatandaşın suçu ne. Bu iddialar tamamen kafa karıştırmak ve şimdiden mağlubiyetini hissettikleri seçim sonuçları üzerinde bir takım spekülasyonlar oluşturma gayretinden öte bir şey olmadığını düşünüyorum. Bizim ittifakımız azami müşterekleri olanların ittifakı. Dolayısıyla çok hızlı kolay bir kaynaşma oldu. Ama diğer ittifaka baktığımız zaman onun içinde her türlü görüşten ideolojiden insan var. Dolayısıyla ben o ittifakın bu anlamda bir başarı elde edebileceğini düşünmüyorum. Bu ittifaklarda her zaman iki kere iki dört yapmaz bazen üç yapar bazen ikide kalır.
İttifak yapıldı evet ama seçmen kendi partisine de oy verebilecek.
“SP’Lİ SEÇMEN OY ATACAK BİR BAKACAK FARKLI İDEOLOJİ VEKİL OLMUŞ”
Diyelim ki SP’li bir seçmen kendi partisine oy verecek fakat o ilde kendi partisi milletvekili çıkaramadığı zaman onun oyu CHP’ye gidecek ve CHP onun sayesinde milletvekili çıkaracak. Şimdi oy oranlarına baktığımız zaman bu ittifaklarda şunu kabul etmek lazım oy oranı yüksek olan partiler her zaman daha avantajlı. Dolayısıyla burada şöyle bir şey çıkacak CHP’li bir seçmen CHP’nin adayı oy çıksın diye oy verdiğinde bir bakacak ki başka birisi çıkmış. Ya da Saadet Partili seçmen kendi adayı kendi dünya görüşüne uygun birisi milletvekili olsun diye oy verecek bir bakacak ki kendi görüşüne çok zıt bir adam Meclis’e gidebilecek.
BBP, MHP içinden çıktı aynı şekilde İP’de MHP içinden çıktı ne farkınız var?
“İP, MHP İÇİNDEN ÇIKTI DİYEMEYİZ”
İP, MHP içinden çıktı diyemeyiz. Meral Hanım’ın MHP’den önce bir DYP geçmişi var. Dolayısıyla ilk köken olarak baktığınızda DYP kökenli. DYP başarısız olup Türk siyasetinde ivme kaybettikten sonra MHP’ye geçmiş ve orada belli bir süre siyaset yaptıktan sonra ayrıldı ve İP kuruldu. İP’nin içine baktığınız zaman Türkiye’deki birçok siyasi eğilimlerden insan görebiliyorsunuz. Dolayısıyla onu MHP’den ayrılmış ve ülkücülük iddiasında olan ya da Türk milliyetçiliği iddiasında olan bir parti olarak şahsen kendileri değerlendirmiyorlar yani ben söylediğim zaman bazıları tepki gösteriyor ama kendi ifadeleri bu. Türkiye’nin partisi olacağız diyorlar. Sanki biz başka ülkenin partisiymişiz gibi. PKK’nın partisi HDP hariç bütün partiler Türkiye’nin partisi.
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sıkıntılar ortada. Özellikle ekonomi cephesindeki gelişmeler tartışılıyor. Siz yaşananları nasıl okuyor ve bu anlamda nasıl önlemler alınmalı diyorsunuz
“EKONOMİYE OPERASYON, SEÇİME MÜDAHALE VAR”
Elbette Türk ekonomisinin meseleleri var. Bunları köklü değişiklikler bekliyor inşallah 24 Haziran’dan sonra da bunlarla ilgili adımlar atılacak. Evet, ekonomide problemlerimiz var ama bugün yaşadıklarımız bundan kaynaklanmıyor. Bugün bir operasyon ve seçimlere müdahale var. Ne oldu da dövizde birden yüzde 20’lere yakın bir yükseliş meydana geldi.
“TÜRKİYE BATMADI, KURAKLIK OLMADI, FABRİKALAR KAPANMADI, PEKİ NE OLDU?
Türkiye batmadı, kuraklık olmadı, fabrikalar kapanmadı. Çark dönüyor. Dövizdeki yükselişin durdurulamamasının manipülasyon dışında bir izahı yok. Ekonomideki temel meseleler nedir derseniz. Türkiye’de cumhuriyetin kuruluşundan bu yana üretime özellikle katma değeri yüksek üretimine geçemedik. Son dönemdeki ataklar güzel savunma sanayinde çok güçlü adımlar atılıyor ama bunları Türkiye elli yıl öncesinde başarmalıydı. Ekonomideki temel mesele cari açık. Bir ülkenin cari açığı varsa orada problem vardır. Amerika’nın cari açığı var ama bunu sübvanse edebiliyor çünkü doların patronu. Ekonomisi çok büyük olduğu için çevirebiliyor. Türkiye’de cari açık için dış ticaretimizi dengelememiz lazım.
“ÇİN’LE TİCARETİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ”
Dış ticarette açık verdiğimiz ülkelerle ticareti yeniden gözden geçirmemiz lazım. Enerji ithal ettiğimiz ülkeler için söylemiyorum. Mesela Çin. Günlük hayat içinde kullandığımız her şeyi Çin’den ithal ediyoruz. 20 milyar dolara yakın Çin’le oluşan bir cari açığımız var bu niye olsun ki. 1 sene sıksak kendimizi 20 milyar doları o ülkelerden aldığımız ürünlerin imalatı için yatırıma kullansak beş sene sonra biz her şeyi kendimiz üretir hale geliriz.
BBP, AB’ye, ABD ve Rusya’ya nasıl bakıyor? ‘AB’ye Türkiye girsin’ der misiniz?
“SÖYLEMESELERDE AB BİR HIRİSTİYAN KLUBÜ”
Demiyorum. Çünkü AB’ye Türkiye’yi almayacaklarını bildiğimiz için. AB’yi bir hayal tüneli olarak görüyoruz. AB bir Hıristiyan kulübü bunu açıkça ifade etmeseler de. Türkiye’nin burada boşu boşuna vakit kaybetmemesi lazım. Bizim Gümrük Birliği’nden kaynaklanan yüz milyarlarca dolar zararımız var. Bu Türkiye’de yatırıma dönseydi cari açık oluşmazdı. Ben bunu söylerken batıyla ilişkilerin en üst düzeyde iyileştirilmesinden de yanayız. Avrupa, Türkiye coğrafyasını bir parçası.
“RUSYA’YLA KUZU SARMASI OLAMAYIZ”
Rusya güçlü bir ülke, yanlışları yok mu var. Kırım işgali olmak üzere Türkiye’yi rencide edecek ya da tam onun karşı cephesinde durmamızı sağlayacak uygulamaları var ama tabi devletlerarası hukukun bir takım gerektirdiği kurallar var mütekabiliyet esasları var. Biz coğrafyamızda kimseyle kavga etmek istemiyoruz ama Kırım’dakiler zulüm çekerken biz Rusya ile kuzu sarması olamayız.
“BUNLAR OLURKEN ÇİN’E HOŞ BAKAMAYIZ”
Çin’de Doğu Türkistan’dakiler inim inim inlerken 1 milyondan fazla Uygur genci şu anda Çin tarafından alınmış ve fikri ıslahat adı altında bir takım kamplarda asimile ediliyor. Her Doğu Türkistanlının evine belli bölgelerde Çinli erkek genç yerleştiriliyor bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Bunlar ortadayken biz Çin’e hoş bakamayız.
“ABD MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA DOĞRATTIRIYOR”
ABD’ye nasıl iyi bakabiliriz ki? Terörist İsrail’le birlikte oluyor ve bütün İslam dünyasına hakaret edercesine başkentini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyor. İsrail orada 60’dan fazla masum insanı sırf eylem yaptıkları için yaylım ateşine tutuyor. Amerika’da Başkan kızını göndererek aynı gün elçilikte kokteyl yapıyor. PKK’ya ve türevlerine verdiği destek, bizim hudutların hemen yanı başında kardeş coğrafyamızın içinde terör devleti kurdurmaya çalışması vs. Terör örgütleri oluşturuyor onları sahaya indiriyor ondan sonra Müslümanları Müslümanlara doğrattırıyor.
Kurucu genel başkan Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki heyet bir helikopter kazasında öldü. Yıllarca tartışıldı ve bunun bir suikast olduğu ve failinde FETÖ olduğu iddiaları gün yüzüne çıktı. Son gelişmeler ne yönde?
“%90 SUİKAST OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Henüz hadise bir suikast mıdır, sabotaj mıdır somut delillerle ortaya konmadı ama bunun bir suikast ve sabotaj olduğu noktasında ihtimallendirir misiniz derseniz ben % 90 üzerinde bir suikast olma ihtimalini koyarım.
Yaptıran FETÖ der misiniz?
“CİĞERİ KEDİYE TESLİM ETMİŞİZ”
Hukuk ortaya çıkartacak. 15 Temmuz hain FETÖ darbesi gerçekleştiğinde bir fotoğraf ortaya çıktı. Helikopterin üzerindeki cihazları söken iki askerin 15 Temmuz gecesi Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı almaya ya da öldürmeye giden ekibin içinde olduğu belirlendi. Savcılığa başvurarak bu hadisenin araştırılmasını istedik. ‘FETÖ parmağı var mıdır’ diye ayrı bir soruşturma dosyası var. İnşallah devletimizle birlikte bu hadiseyi aydınlığa kavuşturacağız. Adam helikopterin üzerindeki en önemli cihazları sökmüş. Geçmişte sorgulandılar ama sonradan görüyoruz ki sorgulayanlar da FETÖ. Hem sorgulayanlar hapiste hem o eylemi yapanlar. Ciğeri kediye teslim etmişiz.
Sizce FETÖ gerekli kurumlardan temizlendi mi?
“SUÇUN ŞAHSİLİĞİ İLKESİNE HERKESİN RİAYET ETMESİ LAZIM”
Bu tür yapıları tamamen temizlemek çok kolay değildir. İnanç işin içine giriyor. Bu konuda alınacak epey bir mesafe var. Ama bu yapılırken de sapla samanın ayrılması lazım. Kabil’in suçu Habil’e yüklememeli. Suçun şahsiliği ilkesine herkesin riayet etmesi lazım. Bu işin bir cerrah titizliğiyle yapılması lazım. Varsa mağduriyet süratle düzeltilmesi gerekir. Mücadelede netice de buradan geçiyor. Şundan da çok memnunum çünkü OHAL komisyonu çok hızlı çalışıyor. Adalet Bakanlığı ve HSK’da aynı şekilde. Hem kanunlar hem vicdanlar devrede. Yargı üzerinde birçok iddia ortaya atılsa da ben bunun doğru olmadığını bizatihi kendim görüyorum.
BBP içerisinde de gözaltılar oldu. BBP içinde FETÖ var mıydı?
“BBP İÇİNDE FETÖ OLAMAZ. BİZİM LİDERİMİZ, FİKRİMİZ BELLİ”
BBP içerisinde FETÖ yoktu zaten. Bir gözaltı durumu oldu ama tamamen bir meczup muhbirin şikâyetiyle ilk günlerin sıcaklığıyla oluşmuş bir gözaltı ve tutuklama süreciydi. Daha sonra mahkeme de görüldü ki o arkadaşımızla ilgili hiçbir delil, bylock, ne bahış vardı. O kişinin daha sonra polis muhbiri olduğu ve o kişinin Cumhurbaşkanına hakaretten cezaevine konulduğu ortaya çıktı. Niye polis bir muhbir tutarda suçsuz insanlara suç atar? İlgililerle konuştum bu durumu. Mesela Bakanın bunlardan haberi yok. BBP’le FETÖ ilişkisi olmaz bu arada. Ne kadro ne para, ne makam verebilir. İkincisi BBP’nin zaten kendine has bir fikri var. Bir misyonu var. Biz Türk-İslam ülkücüleriyiz. Bizim liderimizde, rehberimiz de belli. Bizim o yapıyla birlikte olmamız zaten mümkün değil. Ama partimiz Türkiye’de ki bütün yapılarla sıcak ilişkiler içerisinde. Devlet millete karşı bir fenalığını görmediği sürece tabi. Biz nerede FETÖ’yü gördük söyleyeyim. 7 Haziran seçimlerinde FETÖ’nün açıktan PKK’yı desteklediğini görünce biz dedik ki burada başka bir şey var. İslami, dindar olduğunu iddia eden hiç kimse hangi sebeple olursa olsun PKK’ya oy veremez. Ondan sonra tamamen o yapının proje olduğunu bir örgüt olduğunu anladık ve karşı duruş sergiledik.