Şenay BÜYÜKKÖŞDERE
Son birkaç haftadır Türkiye ciddi bir dolar manipülasyonuyla karşı karşıya. Düşük hacimli piyasada dolar TL karşısında 7.20 seviyesine kadar yükseldi. Sonra alınan önlemlerle rakam geri çekilse de bu dalgalanmalar, vatandaşı ve iş dünyasını paniğe sevk etmeye yetti. Bu süreçte bir kez daha ortaya çıktı ki Türkiye’nin ticaretini mümkün mertebe yerel para cinsinden yapması elzem. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başanı İsmail Gülle, Türkiye’nin son 10 yılda bu konuda ciddi mesafe katettiğini, yerel parayla ihracatın yüzde 1’den 8’e yükseldiğini, 2023 hedefinin ise yüzde 20 olduğunu söyledi. Dolar krizinin ihracatçı için ne ifade ettiğini İsmail Gülle’yle konuştuk.
Ağustos ayında kur hızla yükselişe geçti. Nasıl yorumluyorsunuz bu süreci?
10 Ağustos’tan itibaren çok farklı şeyler yaşadık. Atılan bir tivitle birlikte, Türk Lirası üzerinde ciddi bir manüpülasyon oyunu başladı. Sonrasında alınan kararlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın duruşu, piyasada etkilerini gösterdi. Biz de bu dönemde daha önce yaşadığımız krizlerden aldığımız dersler doğrultusunda yönettik. Döviz borcu olanlara sakin olmak gerektiğini söyledik. Neticede Türkiye 170 milyar dolar ihracatı olan, müteahhitlik ve hizmet sektörlerinden 50 milyar dolar geliri olan bir ülke.
2 GÜNDE 500 MİLYAR $’LIK ALTIN SATILDI
Siz de TİM olarak hızlı bir adım attınız…
‘Gün bugündür. Elimizdeki fonları Eximbank’a kullandırmaya hazırız’ dedik. Bunun gibi davranışlar birleştiğinde anlamlı oluyor. Mesela mücevler sektörümüzün başkanı 2 günde 500 milyon dolarlık altın satıldığını açıkladı. İnsanımız yastık altındaki altınlarını çıkardı. Bu önemli bir duruş.
Trump demir-çelik ithalatına ekstra vergiler koyacağını açıkladı. Bu bizi nasıl etkileyecek?
Bir önceki demir çelik vergileri bizim ihracatımızı yüzde 60 düşürdü. İkinci vergi ise ihracatı çok zor hale getirdi. İlk konulan vergi bütün ülkelere uygulandı. Ama ikincisi sadece Türkiye’ye konuldu. Ümit ediyoruz ki karşılıklı adımlarla bu konu çözülür.
EKONOMİLERİ KAPATMEK MÜMKÜN DEĞİL
Türkiye bu konuda Dünya Ticaret Örgütü’ne itirazda bulunuldu. Bu itirazın neticesini alır mıyız?
Dünyanın uymak zorunda olduğu bir ticaret düzeni var. Vergileri canınız istediğinde yükseltemezsiniz. Trump’la birlikte dünya ticareti çok farklı davranışlar gördü. Çin’le, Avrupa’yla, benzer süreçler yaşandı. Oysa ticarette kavganın kazanananı olmaz. Ekonomileri kapatmak mümkün değil.
YENİ TİCARİ BLOKLAR KURULABİLİR
Bu süreçte Avrupa Birliği’nden de destek mesajları aldık. Türkiye - AB ilişkileri iyiye mi gidiyor?
Amerika ile bunları yaşarken, Avrupa’nın önemi bir kez daha ortaya çıktı. AB ile olan ilişkileri iyileştirmemiz ve buradan daha fazla pay almamız gerekiyor. Bu ülkelerden destekler de zamanında geldi. Bu yaşadıklarımız her ülkeye benzer bir manipülasyonun yapılabileceğinin, bundan sonra farklı bir ticari düzenin olacağının da göstergesi. Yeni ticari bloklar olabilir. Avrupa ülkeleri de bunun farkında. Dolara bu kadar bağlı olmanın ne kadar zarar getirdiğinden, Türkiye’nin içine çekildiği durumdan herkes kendine ders alacaktır.
Şu anda dünyada Türkiye’nin mal satmadığı bir ülke yok. 169 ülkeyle yerel parayla ticaret yapmışız.
ÇİN TRİLYON $’LIK İTHALAT YAPIYOR
Bu yeni dönemde Türkiye’nin hedef ihracat pazarları hangi ülkeler olacak?
AB ticaretinden aldığımız payı artırmamız gerekiyor. Komşu ülkelerle sorunlarımızı çözmemiz lazım. Kuzey Afrika ülkeleriyle daha iyi ilişkiler tesis etmemiz gerek. Çin’le olan yakınlaşmanın bize hem turizm hem ihracat açısından avantaj sağlayacak. Çin’e ihracatımızda yıl bazında yüzde 11’lik bir artışımız var. 2 milyar dolara yaklaşmışız. Yıl sonunda bu rakam 3 milyar dolara gelecektir. Çin artık eski Çin değil, trilyon doların üzerinde ithalat yapıyor. Bizim de buradan daha fazla pay almamız lazım. Asya Pasifik pazarına yüklenmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin içine çekildiği durumdan bütün ülkeler kendine bir ders çıkaracaktır. Bu herkesin başına gelebilir.
EURO SABİT KALDI DOLAR GERİLEDİ
Bu yeni ticari bloklarda ticarette doların ortadan kalkması söz konusu olabilir mi?
2008’de Türkiye’nin ihracatının yüzde 48’i dolarlaydı. 2018’de bu rakam yüzde 40’a düştü. Aradaki yüzde 8’lik payı da yerel paralarla yaptık. Euro pazarı sabit kaldı, doların yerini yerel paralar aldı. Bundan sonra da bu katlanarak gidecek. Merkez bankalarının karşılıklı anlaşmaları bu işin önünü açacaktır. Yerel parayla ihracatı 2023’e kadar yüzde 20’ye çıkarmamız lazım. 10 senede 1’den 8’e çıkmış, 2023’e kadar bunu da başarabiliriz.
BİZ 4’ÜN ÜZERİNDE REKABETÇİ OLURUZ
Kurdaki artış ihracatçının işine geliyor mu, sizin için ideal kur seviyesi nedir?
Spekülatif oynamaları, büyük dalgaları ihracata bir fayda gibi görmemek lazım. Kurun 4 lira üzerindeki yerlerinden kimse rekabetçilik açısından şikayet etmiyordu. Bizi rahatsız eden 1 günde 1 lira üstüne koyması. Bu kadar büyük dalga boyu insanları rahatsız ediyor. 4 TL’nin üzerinde nerede kalırsa kalsın Türkiye için rekabet edebilir nokta olacaktır.
Bu yıl Türkiye’nin ihracat hedefi nedir?
Hedef 170 milyar dolar ve üstü. Sonbaharda ciddi artış bekliyoruz.
Spekülatif oynamaları, büyük dalgaları ihracata bir fayda gibi görmemek lazım. Biz kurda stabiliteden yanayız.
AMERİKA İLK 10 PAZARIMIZDAN BİRİ
Rusya, Çin, Ukrayna ve İran’la yerel parayla ticaret yapmak için çalışmalar sürüyor. Bu Türkiye için ne ifade ediyor?
Malesef bu ülkeler ciddi anlamda açık verdiğimiz ülkeler. Buralarda daha fazla yol almamız lazım. Rusya’da 20 alıyoruz, 3 satıyoruz, İran’la aynı şekilde. Çin’de ciddi açık veriyoruz. Bu ticareti iyi yönetirsek, ticaretimizi TL ile artırarak hedefimize ulaşabiliriz.
Peki Amerika’yla durum nasıl?
Amerika ilk 10 ihracat pazarımızdan biri. İhracatımızın 2 misli ithalatımız var ancak bu oran son yıllarda dengelenme yolundu gidiyordu. Ağustos ayının ilk yarısında Amerika’ya ihracatımızda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artış oldu. 8 aylık süreçte de yüzde 3 artış var. Toplam ticaret hacmimiz 20 milyar dolar. Ve bu olaylara kadar artış yönünde de bir trendimiz vardı.
Bu arada biz de Amerika’ya ek vergiler koyduk...
Bu kararlar alınır. Tabii bir diyalogla telafi edilebilecek kararlardır bunlar.
Amerika’ya ihracatımız son yıllarda artış gösteriyor. İşlerimizi siyasetin etkilemeyeceği bir dengede tutmalıyız.
HERKES KENDİNİ SORGULAMALI
En büyük ihracat pazarımız Almanya mı?
Evet birinci sırada Almanya var. Yüzde 13 artarak gidiyor, yılsonunda 15 milyar doları bulacak. İkinci sırada İngiltere var. O da yıl sonunda 10 milyar dolar olur. Bu sürecin bize gösterdiği bir şey var. Bizim daha fazla üretmemiz gerekiyor. Yerli karşılığı olan ürünleri niye bu kadar çok ithal ediyoruz diye herkesin kendini sorgulaması lazım. Bu nesile tekrar yerli malı bilincini aşılamamız gerekiyor.Türkiye’nin ithalat yaptığı kalemlere bakıp, oralarda yatırımlar yapılmalı. Bunları yaparsak dış ticaret fazlası dahi verebiliriz.
Bu süreçte Katar da Türkiye’ye 15 milyar dolar yatırım yapacağını açıkladı. Arap ülkeleryle ticaretimiz hangi seviyelerde?
Bu ülkelerle olan ticaretimiz istediğimiz noktada değil. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yüzde 50’ye varan düşüşümüz var. Suudi Arabistan’da yüzde 15’lik düşüş var, Irak’ta İran’da düşüşler var. Bu ülkelerin yoğunluğunu artırmamız lazım. Rakamı da büyütmemiz lazım.
MOTTOMUZ “ÇARE İHRACATTA”
İthalatın bu seviyede olmasının sebeplerinden biri de Türkiye’nin marka eksikliği olabilir mi… Bu konuda çalışmalar nasıl gidiyor?
Artık Türkiye kendi markalarını çıkartıyor. Turquality desteklerinden 168 marka faydalanıyor. Bu duygu boşluğunu da markaların doldurması gerekiyor. Biz çare ihracatta diyoruz. Ülkenin koymuş olduğu hedeleri gerçekmleştirmesi için en radikal yol üretim ve ihracat. İhracatçıyı motive etmek lazım. Biz bunu yapacağız.