1- Zekât zenginle yoksulu birbirine yaklaştırır, zengin yardım etmenin sevincini yaşarken, yoksul da zengine karşı sevgi ve saygı duyar. Kıskançlıklar ortadan kalkar.
2- Zekât, çalışmaktan âciz olanlara normal bir hayat sürme imkânı sağlar. Toplumu yoksulluktan, devleti zayıflıktan korur. Allah’ın Rasûlü şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü yoksullar sebebiyle vay zenginlerin haline! Yoksullar şöyle diyecekler: Rabbimiz! Senin bize ayırdığın hakları vermemek suretiyle bize zenginler haksızlık ettiler. Allah teâlâ şöyle buyuracaktır: “İzzet ve celâlim hakkı için, sizi kendime yaklaştıracağım, onları ise uzaklaştıracağım” Bundan sonra Hz. Peygamber: “Zenginlerin mallarında dilenen mahrûm olanlar için belli bir hak vardır” âyetini okumuştur.
3- Zekât, kişiyi cimrilikten korur, cömert ve eli açık yapar, diğergamlık duygularını güçlendirir. Servetinin bir bölümünü sırf Allah rızası için yoksul dindaşlarına veren ve buna karşılık onlardan bir şey beklemeyen kimse, sürekli olarak toplum yararını kişisel yararı üzerinde tutma alışkanlığını kazanmış olur.
4- Zekât malın bir şükrüdür ve Allah teâlânın gazabını söndürür. Gerçekte malı azaltmaz, bereketlendirir ve arttırır. Kur’ân-ı Kerîm’de; “Eğer siz şükrederseniz, mutlaka verdiğim nimetleri artırırım” (İbrâhim, 7) buyurulur. Malın zekâtını vermek, baharda üzüm bağlarından fazla filizleri temizlemeye benzer. Bunlar temizlenmezse bütün çubuklarda gelişen üzüm salkımlarını kök besleyemez, salkımlar zayıf ve verimsiz kalır. Zekâtı verilmeyen servetin durumu da bunun gibidir.
5- İnsan sosyal bir varlıktır. Toplum dışı kalarak yalnız başına yaşamını sürdürmeye insan yaratılışı ile çelişir. Herkes gelir ve kazanç elde etmede birbirinden yararlanır. Bu yüzden de meydana gelen servetlerde, başkalarının hakkı bulunur. Zenginin servetinin meydana gelmesinde, içinde yaşadığı toplumun katkısını kim inkâr edebilir? İşte bütün nimetleri veren Allah’a şükür ve içinde yaşadığı topluma teşekkür borcu zekât emrine uymakla ödenmiş olur.
6- İnsanın mayası toprak olduğundan, toprağın suyu emip tutması gibi insan da malı tutma özelliği vardır. Toprağın aldığı rutubetle bitki bitirmesi gibi, insanın başkalarına vermek suretiyle, cimrilik duyguları azalır. Zekât, en az alan kadar, veren için de yararlıdır.