Tövbenin zamanı ve süresi yoktur

“Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır” ifadesiyle, kıyamet kopana kadar insanların tövbe edebileceği anlatılmak istenmiştir. Bu bir müjdedir, Allah’ın kullarına olan sevgi ve merhametinin sonsuzluğunu göstermektedir. 

Tövbenin işlenen günahtan vazgeçmek mânasına gelir. Daha açık bir söyleyişle, yapılan bir günahı, suç olduğunu bilerek ve onu yaptığından dolayı pişmanlık duyarak terk etmektir. Tövbede önemli olan, yapılan fiilin çirkinliğini bilmek ve ondan iğrenerek vazgeçmektir. Tövbe eden kimse çirkin davranışları güzelleriyle değiştirdiği, Allah’tan uzaklaştırıp şeytana yaklaştıran yolları terk ettiği için takdire şâyandır. İnsan kötü yolu terk etmekle kalmamalı, kusurlarını telâfi etmek için ibadet ve tâatla Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmalıdır. 

Allah’a dönün 

Tövbenin belli bir zamanı yoktur. İnsanın ne zaman öleceği belli olmadığı için ilk fırsatta tövbe etmelidir. Bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre, en güzel ibadet zamanı olan seher vakti kalkmalı, Allah rızası için iki rekât namaz kılmalı, sonra da tövbe ve istiğfâr etmelidir. Allah Teâlâ’nın emirlerine herkesten çok uyan Peygamber Efendimiz, tövbe emrine uyarak, günde yetmiş defadan fazla tövbe ederdi. Peygamberimizin günah işlemekten korunduğunu, dolayısıyla onun hiçbir günahı bulunmadığını biliyoruz. Buna rağmen onun her gün birçok defa tövbe etmesinin sebebi, ümmetine tövbe ve istiğfârın önemini göstermek ve hiçbir kimsenin Allah Teâlâ’ya, O’nun lâyık olduğu şekilde ibadet edemeyeceğini belirtmektir. Peygamberler, Cenâb-ı Hakk’ı en iyi bilen ve tanıyan kimseler oldukları için, O’na herkesten çok ibadet ederler; herkesten çok şükrederler ve O’na gerektiği şekilde ibadet edemediklerini itiraf ederler. Peygamber Efendimiz de yeme, içme, yatma, uyuma, eşleriyle beraber olma gibi mubah işlerlerle meşgul olurken veya ümmetinin çeşitli problemleriyle uğraşırken Allah Teâlâ’yı gerektiği şekilde zikredip düşünemediği için tövbe ve istiğfâr ederek O’ndan af dilemektedir. Peygamberimiz  şöyle buyurmuştur: “Benim de kalbime gaflet çöküyor. Ben de Allah’a günde yüz defa istiğfâr ediyorum” (Müslim, Zikir 41).  

Yetimler için dünyanın dört bir yanında sofralar kuruldu

Türkiye’nin dört bir tarafında şubeleri aracılığıyla, iftar programları düzenleyen Türk Kızılayı, on binlerce yetimin yanında oldu. Saldırılarda ailelerini kaybeden Gazzeli yetimler, kuraklık nedeniyle ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı Somalili çocuklar ve 8 yıldır süren savaşta babalarını yitiren Suriyeli çocuklar Kızılay’ın iftar sofrası buluştu.