Sabrın sonu selamettir

Sabretmenin İslâm'da büyük önemi vardır. Büyük mükafatlar ağır imtihanlar gerektirir. Allah yolundan ayrılmamak, huzurun ve mutluluğun tek yoludur.

Gerçek dindarlığa ulaşabilmek için "sabır melekesi"ne sahip bulunmak şarttır. Sabrın önemi hakkında sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "İmanın bir yarısı şükür, diğer yarısı sabırdır." "Vücutta başın yeri ne kadar önemli ise imanda sabrın yeri de o kadar önemlidir." "İmanın en üstünü, sabretmek ve hoşgörü sahibi olmaktır." "Başa bir musibet geldiğinde feraha kavuşuncaya kadar sabretmek, değerli bir ibadettir." Sabretmek bize Kur'ân-ı Kerîm'in emridir. Bela ve musibetler imtihanın gereğidir... "Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden bir noksanlık ile imtihan edeceğiz. (Ey Resulüm) O halde sabredenleri (cennetle müjdele)" (Bakara, 155)

BİR ÇIKIŞ YOLU MUTLAKA VAR

Rabbimiz bir istisnada bulunmadığı için imtihanın herkesi kuşatacağından şüphe yoktur. Sabredene, bütün güç ve kuvvetin Allah'a ait olduğuna inana, O'nu çokça zikredene ve bütün benliğiyle teslim olana Allah ummadığı bir yerden rızık vermekte ve ona bir çıkış yolu göstermektedir. Bütün ibadetlerin temel ekseni, Allah'tan sakınma ve O'nun rızasını kazanmak olmalıdır. Muvaffakiyetini Allah'ın yardımına bağlayan, iyi niyetli bir kimsenin güvendiği ve sırtını yasladığı sadece Allah'tır.