Yemen’in zâlim hükümdârı Ebrehe, Bizans imparatorunun da yardımıyla ülkesinin başkenti San’a’da büyük bir kilise yaptırdı. Maksadı, Arapları Kâbe ziyaretlerinden vazgeçirmek ve onların San’a’daki kiliseye rağbet etmelerini sağlamaktı. Bu sâyede hem inanç merkezini kendi topraklarına çekecek, hem de ticâret gelirlerine ortak olabilecekti.
Ebrehe’nin tüm çabalarına rağmen Araplar kiliseyi kabul etmediler ve Ebrehe bu duruma çok öfkelendi. Son çâre olarak aklına Kâbe’yi yıkmak geldi. Böylece San’a’daki kiliseye gelenlerin sayısı artabilirdi.
Ebrehe büyük bir ordu ile Mekke’ye doğru hareket etti. Ebrehe’nin meşhur bir fili vardı ve savaşlarda şans getirdiğine inanılıyordu. Ordu Tâif’e gelince filini ordunun en önüne kattı, Mekke-i Mükerreme’ye saldırma emrini verdi.
Ordu şehre girmek üzereyken fil yere çöktü ve öylece kaldı. Bütün çabalara rağmen fili kaldıramadılar. Filin başını Mekke’ye döndürdüklerinde duruyordu, ters istikâmete çevirdiklerinde ise hareket ediyordu.
Ordu, fili Mekke’ye doğru yürütmeye çalışırken Cenâb-ı Hakk tarafından ebâbil kuşları gönderildi. Her bir kuş ağzındaki ve ayaklarındaki ufak taşları Ebrehe’nin askerlerinin üzerine attı. Taş isâbet eden askerler âdetâ mermi isâbet edercesine şiddetli yaralar aldı ve pek çoğu telef oldu. Ardından yağan yağmur seli ölüleri denize döktü ve heder oldular. Ebrehe ise kaçıp San’a’ya varsa da çok geçmeden öldü.
Allah Teâlâ bu hâdiseyi Kur’ân-ı Kerîm’de “Fil Sûresi”nde beyân eder. Milâdî 571 tarihine denk gelen bu sene Araplar arasında “Fil Senesi” olarak adlandırılmıştır