Hicretten bir buçuk sene önce Peygamber Efendimiz’in(sas) Mi’râc yolculuğu gerçekleşti. Cebrâil(as) bir gece geldi ve Efendimiz’i(sas) yanına aldı. Kâbe’nin yanından Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ’ya götürdü. Daha sonra Efendimiz(sas) göklere yükseltildi ve kendisine âlemler seyrettirildi. Kendisine sayısız sır ve ilimler ihsân olundu. Cenâb-ı Hakk’ın haremi kabul edilen Sidret’ül-Müntehâ’ya dâhil oldu ve Allah Teâlâ’nın kelâmını bizzat işitti. Cemâlullah’ı müşâhede etti ve aynı gece evine geri geldi.
Bu mübârek gecede ümmetine 3 hediyeyle döndü:
• Allah Teâlâ’ya şirk koşmak dışındaki bütün günahların affedileceği müjdesi
• Müslümanlara 5 vakit namazın farz kılınması
• “Amenerresûlü” olarak bilinen Bakara Sûresi’nin son âyetleri
Efendimiz(sas) mi’râc gecesinde yaşananları ümmetine anlattı. Anlattıklarına Ashâb-ı Kirâm şüphe etmeden inandılar. Ebû Bekir Sıddık(ra) Efendimiz’in(sas) anlattıklarını henüz kendisinden dinlememişken, bu gece yaşananlar anlatıldığında inanmayan müşrikler kendisine geldiklerinde “Bu sözleri Allah Resûlü(sas) söylediyse muhakkak doğrudur.” demiştir.
Bu gecede verilen namaz müjdesi Süleyman Çelebi(ks) tarafından şöyle anlatılmıştır:
"Sen ki mi'râc eyleyûb etdin niyâz,
Ümmetin mîrâcını kıldım namâz.”