Oruç tutarken kalbini ve dilini koru

İslam alimleri üç çeşit oruca işaret ediyor. İsimleri değişse de orucun ortak noktası şu: Kalbini, dilini kötü şeylerden alıkoyarak sadece ibadetle meşgul olacaksın.

 Hazırlayan: Dr. Arif Arslan -  e-mail: arifhoca@hotmail.com 

Oruç tutmanın çeşitleri vardır. Özellikle İslam Âlimleri üç çeşit oruç vardır demişler: Avam orucu, Havas orucu, Ehassü’l-Havas orucu. Üçüncü tip oruç peygamberlere ve onlara yakın büyük zatlara mahsustur. Bunun kuralı bütün aza ve cihazlarınla oruç tutmaktır, dilini zikirle ıslak ve kalbini zikirle canlı tutarak, sürekli murakabe halinde bulunmaktır. 

Havas orucu ise ilmiyle amel eden âlimlerle ve veliler gibi büyük zatların tuttuğu bir oruçtur. Bu oruç esnasında sürekli kendini kontrol etmek, nefsine uymamak; kalbini ve dilini kötü şeylerden alıkoymak,  az yeme, az uyuma, az konuşmak ve günaha girmeme gibi kurallar esastır. Havas orucunun diğer esaslarından biri de gece ve gündüz çeşitli dua ve ibadetlerle meşgul olmaktır. 

Kimseyle dalaşmayın 

Birinci olarak saymamız gerekirken üçüncü sıraya koyduğumuz oruç ise avam orucudur. Yani birçoğumuzun tuttuğu oruçtur ki, ne ağzımızı dilimizi tutarız, ne gözümüzü ve gönlümüzü koruruz. Ne göz ve kulak yoluyla her şeyin aktığı kalbimizi. Kimileri uykuyla geçirir, kimileri boş işlerle meşgul olur ve iftardan sonra da tüm kötü alışkanlıklarına yine devam ederek bir oruç tutar.

Havas orucu üstündür

Yani oruç onu terbiye etmez ve hayatına bir şey katmaz. Genellikle bunların bir kısmını yapanlar için Rasülullah (s.a.v); “Nice oruç tutanlar vardır ki, onlar için oruç değil sadece bir açlık vardır” buyurmuştur. Elinden gelen gayreti göstererek tutulan bir oruç ise insanı yüceltip en azından havas orucu seviyesine çıkarır ve affına vesile olur. Havas orucu gibi üstün bir oruç tutmak dileğiyle!

Esmaü’l-Hüsna 

- İmam-ı Gazali’ye göre, Cuma günü 1000 (bin) kere “Allah”’ ismini zikreden kimse, evliyalar arasına girer. 

- Cuma günü, Cuma namazından önce 100 (yüz) kere “Allah” diyen kimsenin istediği şey yerine gelir denilmiştir. 
- Her gün bin defa bu şerefli ismi zikreden kimse, manen terakki eder ve selim bir kalbe ulaşır. 
Devam edecek… 

Fatiha Suresi

Rüyada Fâtiha suresini okumak, hayırlı işlere kavuşmaya, duaların kabulüne, bazen de haccetmeye yorumlanır. Rüyada Fatiha’yı ve ondan bir ayet okuduğunu yahut kendi üzerine okunduğunu görmek, o kimseye Allah’ü Teâlâ’nın şer kapılarını kapayıp, hayır kapılarını açacağına yorumlanır.

Günün hadis-i şerifi

Ubâde İbni Sâmit (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Yeryüzünde, mâsiyet (günah) veya sıla-i rahmi (akrabalık bağlarını) koparıcı olmamak kaydıyla Allah’tan bir istekte bulunan hiçbir Müslüman yoktur ki, Allah ona dilediğini vermek veya ondan onun mislince bir günahı affetmek suretiyle icabet etmesin.” Tirmizî, Daavât 126, (3568).

Dualar ve niyazlar 

Muâz b. Rıfaa (r.a.)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in arkasında namaz kıldım, aksırdım arkasından da: “Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübareken fihi kemâ yuhibbü rabbüna ve yerda: Rabbimizin razı olduğu ve sevdiği şekilde tüm bereketleriyle eksiksiz övgüler Allah’adır” dedim. Rasûlullah (s.a.v.) namazı kılıp bitirince: “Namazda konuşan kimdi?” Buyurdu, kimse ses çıkarmadı, ikinci se-

ferde aynı şekilde sordu, yine kimseden ses çıkmadı, üçüncü sefer sorunca; Rifâa bin Rafî bin Afrâ: “Benim Ya Rasûlullah!” dedi. “Nasıl demiştin?” buyurdu, bende dediğimi aynen tekrar ettim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki otuzdan fazla melek o söylediğin sözü Allah’ın huzuruna çıkarabilmek için harekete geçtiler.” (Nesâî, İftitah: 36; Ebû Dâvûd, Salat: 166)

Günün Ayeti

“Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”  (Bakara Suresi, 2.186) 

Orucu Bozan Şeyler Nelerdir?

Aşağıdaki hususlardan herhangi birini kendi isteğiyle ve unutma söz konusu olmadan isteyerek yapan kimsenin orucu bozulur ve hem kaza hem de keffaret gerekir: 
1. Cinsî münasebette bulunmak. 
2. Yemek, içmek veya ilâç yutmak. 
3. Ağzına istemeden giren yağmur, dolu ve kar suyunu isteyerek yutmak. 
4. Tütün içmek, tütün veya benzeri bir tütsü maddesini yakıp dumanını içine çekmek. 
5. Enfiye veya nargile çekmek. 
6. İçyağı, pastırma veya çiğ et yemek. 
7. Susam tanesi kadar bir şeyi ağzına alıp yutmak veya çiğneyerek yemek. 
8. Azıcık tuz yemek. (Çok tuz yemek ise, sadece kazayı gerektirir.) 
9. Zevcesinin veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü, ağız suyunu yutmak. Bu saydığımız şeylerde, bedenin tedavisi veya gıdalanması ve beslenmesi veya zevk ve lezzet alması vardır. Bu yüzden hem kaza hem keffaret gerektirir.