Bunun üzerine Ebu Zer (r.a): “Ya Resulallah benim malım yok ki, nereden bulup da sadaka vereyim?” deyince, Efendimiz şöyle buyurmuştur; “Tekbir getirmek sadakadır. Suphanallah demek sadakadır. Elhamdülillah demek sadakadır. La ilahe illallah demek sadakadır. Estağfirullah demek sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır. Kötülükten sakınmak sadakadır. Yoldaki taşı kaldırman sadakadır. Görmeyene yol göstermen sadakadır. Sağıra, dilsize, seni anlayana kadar anlatmaya çalışman sadakadır. Aradığı sorduğu bir şeyi nerede bulacağını bildiğin kimseye yardımcı olmak sadakadır. Zor durumda kalıp yardım isteyenin bir an önce yardımına koşman sadakadır. Güçsüze arka çıkman sadakadır. Eşinle cinsel yakınlığın sadakadır. İşte bütün bunlar kendine yardım edeceğin konulardır. Hayır çeşitleridir malın olmasa da sen sadaka vermeye devam et.”
Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?
Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Ancak, zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri uygun olur. Çünkü zekât bir borçtur, borç bir an önce ödenmelidir.