Kuran’daki emirleri sünnet tamamlar ve açıklar

  “Kuran bize yeter, sünnete de peygambere de gerek yok” deyip de sünneti ve Peygamber-i Zişan Efendimizi (hâşâ) bir kenara itip “Sen ne anlarsın Kur’an’dan” der gibi, görmezden gelenler, zaten imanını da kaybederler, dinden de çıkarlar.

Sünnet, farzı güzelleştiren unsurlar gibidir. Farzı bir iskelet gibi düşünürsek, sünnet de bu iskelete lazım diğer bütün organlar gibidir. El ayak, göz kulak, dil dudak ve yaşamak için lazım olan her şey… başka bir örnekle de farzı bir kabul sünneti onun protokolü sayabiliriz. Sünnet farzın mukaddimesi başlangıcı takdimcisidir. Rabbinin karşısına çıkan insan, herhangi birinin karşısına çıkmadan önce hazırlanıp da sonra çıktığı gibi çıksa daha güzel olmaz mı? Siz herhangi bir kişinin karşısına çıplak veya çamaşırla çıkabilir misiniz? Derhal kovulursunuz veya yadırganır dışlanırsınız… 

Manevi güzellikle donattı

O halde neden şu dünyevi zatlara verdiğiniz değeri sizi, bir iskelet gibi değil de mükemmel azalarla ve hatta yüz hatlarınızdaki incelikler gibi bir sürü güzelleştirici aksesuarla yaratan ve güzelliklerle donatan… Konuşma, ses, eda, endam gibi daha bir yığın özellikler yükleyip sevgiye saygıya uygun hale getiren, akıl, fikir, hayal, tasavvur gibi manevi güzelliklerle de donatan Rabbinize de aynı kıymeti neden vermeyesiniz… 

Edeb ve adabı öğretmiştir

İşte Peygamber Efendimiz sünnetleriyle bize bu edebi adabı öğretmiştir. Çünkü Kuran’da her şeyin en azı ve hatta sadece kuralları emredilmiştir. Sünnet onu tamamlar ve açıklar. Yemek yemenin bile bir usulü adabı olur da huzur-u ilahiye çıkmanın olmaz mı? Mesele yemek değil ama nasıl ki bir yemeği bile gerekli malzemeler olmadan yemeyi düşünmeyen hatta vahşilik sayan, sünnet olmadan farzları yapmaya kalkan ve “Kuran bana yeter, sünnete ne gerek varmış” diye, yapmaya kalkan kimse de böyledir. Ayrıca burada peygamberimizi yok saymanın yanı sıra bir de iftira etme, suçlama, sen bu işi abartmışsın deme gibi bir yığın da saygısızlık vardır. O zaman yapmasan da olur artık. Çünkü onu yok sayanı veya hafife alanı Allah da yok sayar ve önemsemez! 

Anlamını bilerek okuyun

Şimdi aklımıza ister istemez; “Peygamberimiz neden bunu yaptı, açıkladı, teferruata girdi; yoksa ona Kur’an yetmiyor muydu?” gibi bir soru akla geliyor. Cevabını o devirde Efendimiz yaşarken vermiştir: Ebû Hüreyre (r.a)’den; Resülullah (s.a.v), şöyle buyurdu: “Ümmetime yakında bir zaman gelir ki, Kuran okuyacak çok, fakihler az olur. İlim kabz olunur. Kargaşalık çoğalır. Ondan sonra bir zaman gelir ki, ümmetimden birtakım adamlar Kuran okurlar ama bu, gırtlaklarını geçmez. Bundan sonra yine öyle bir zaman gelir ki, müşrik müminle aynı mevzuda söylediğinin mislinde mücadele eder.”  Gerçi bunlar Kuran da okumuyorlar; sadece meal okuyorlar! 

Üzerinde nur dolaşan şehir

 Evliya Çelebi'nin "Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir" diye bahsettiği Bursa'da yaşamış, kentin manevi direkleri arasında gösterilen İslam alimi Üftade Hazretleri'nin cami ve türbesi, manevi atmosferiyle yurtiçinden ve yurtdışından gelen ziyaretçilerde etki bırakıyor. Uludağ sırtlarında, Kestanelik bölgesinde yer alan Üftade Tekkesi'nde ise Üftade Hazretlerinin eşyaları sergileniyor.  

Dualar ve niyazlar

Hz. İbrahim'in dualarından 

Ey Rabbimiz! Sen bizim gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da şüphesiz bilirsin. Çünkü yerde ve gökte, hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. İhtiyarlık halimde bana İsmail’i ve İshak’ı lütfeden Allah’a hamd olsun. Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitir. 
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! 
Ey Rabbimiz! duamı kabul et! 
Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!” (İbrahim, 14.38-41) 

İlmihal Köşesi

Bir günahı inkâr etmek insanı dinden çıkarır

Evet, çıkarır. Kur’an-ı Kerim’de açıkça belirtilerek yasak edilen içki, kumar, zina, sihir, gıybet, iftira, yalancı şahitlik, ana babaya asi olmak, kul hakkı yemek, çalmak, adam öldürmek vs. gibi günahlardan herhangi birini bir sebeple inkâr edip hafife almak dinden çıkarır. Küfür, Allah ile aradaki bağı koparır, iman köprüsünü havaya uçurup yıkar. Ayrıca bir farzın farz olduğunu inkâr etmek de dinden çıkarıp küfrüne sebep olur. Fakat, ne günah işleyen inkâr etmedikçe dinden çıkar ne de farzı ihmal eden. İnkâr etmek başkadır, tembellik veya meşguliyetten dolayı ihmal etmek başkadır. 

İsimlerimizin esmasıyla dua edin

İsminin ebcedi ve esması 

Mükerrem: 300.Ya RahmanYa Sabûr: 298 
Mükrime: 305.....................Yâ Kadir: 305 
Mülayim: 121.....................Yâ Muizz: 117 
Mümtaz: 488....................Yâ Fettah: 489 
Münevver: 296..Yâ Rahman; Yâ Sabûr: 298 
Münib: 102.................Celle Celâlüh: 102 
Münife: 185...............Yâ Mukaddim: 184        
Münir: 300..........................Yâ Basîr: 302 
Münire: 305........................Yâ Kadîr: 305 
Mürsel: 330.................Yâ Musavvir: 336 
Mürşit: 544......................Yâ Mukıyt: 550 
Mürüvvet: 646...........Yâ Müntekim: 630     
Müslüm: 170...................Yâ Kuddûs: 170 
Müstesna: 1060............Yâ Ğaniyy: 1060 
Müşerref: 620............Yâ Müntekim: 630 
Müzeyyen: 107...................Yâ Hakk: 108 

RABBiM SENDEN iSTiYORUM 

Esmâ-i İlahi kendi miktarınca (55) defa “Yâ Mücîb” diye okunduktan bu isim ve Resülullah Efendimiz şefaatçi yapılarak şöyle dua edilebilir:   
Allah’ım! Rahmet Peygamberi ve senin Peygamberin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ile sana yöneliyor ve senden istiyorum ki, “el-Mücîb” ism-i şerifin hürmetine benim dualarıma kabul et, istek ve ihtiyaçlarımı ihsan eyle! Beni koru ve rahmetini üzerimden eksik etme! Sözlerimi tesirli ve geçerli kıl, anlattıklarımı dinlenir hale getir, kendimi ifade etme gücümü artır, etkili bir hitabet gücü ve yeteneği ihsan eyle!   
Allah’ım! Kendisiyle sana yöneldiğim ismin ve Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v)’i bana şefaatçi kıl ve benim duamı kabul eyle, isteğimi ihsan eyle! Âmin! 

Şiir köşesi

BİR SEN VARSIN

Kimse bilmez halimi bir sen varsın anlayan, 
Güldüğüm zaman gülen ağlıyorsam ağlayan. 
Dili bağlı kalbimin dertleşmez hiç kimseyle, 
Bir sen varsın anlayan, beni dinleyen, duyan. 

Bir sen varsın gönlümde bir de hatıralarım, 
Bir de hiç kapanmayan şu gönül yaralarım… 
Unutmak istedikçe hepsi üst üste gelir, 
Yol almak istedikçe hep yollarda kalırım… 

Sen olmasaydın eğer ben yollarda kalırdım, 
Kime dert yanabilir kimlerle yol alırdım… 
Sen yanımda olmasan cinnetle kucaklaşır, 
Bir gecede tükenir, son uykuma dalardım… 

Günün Hadis-i Şerif'i

Bir hadis-i şerif Peygamberimiz (s.A.V) beyaz sarayın fethedileceğini haber veriyor: “Müslümanlardan küçük bir cemaat beyaz sarayı çok kolaylıkla ele geçirecekler. Kisrâ’nın başı olan Kisrâ’nın sarayını fethedecekler.” (Müslim, Kitabü’l İmâre 1, 10 (1822); Ahmet Davutoğlu, Müslim Tercüme ve Şerhi, c.8.s.676.)

Günün Ayeti

“Bu Kur’ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir.” (İbrahim, 14.52)

İSLAMi RÜYA TABİRLERİ

KADiR SURESi

İbni Sîrin: Kadir Suresi'nikısmen veya tamamen okuyan veya dinleyen, sevabının ve makamının derecesini görmeden ölmez. 

 Kirmânî: Ömrü uzun, isteği gerçek olur, yardım ve zafere ulaşır. İşlerinin mükâfatını zannettiğinden kat kat fazla bulur. 

Câfer-i Sadık: Dünya ve âhirette kadri yüksek olur. 
Abdülgani en-Nablûsî: Hayırlı işler, güzel hal ve sevabı çok olur. 

Nâfi ve İbni Kesir: Çok uzun yaşar, dünya ve âhirette değerli, saygın ve şerefli bir kimse olur.