Yüce Allah, insanların / kullarının iman etmelerini, ibadet yapmalarını, güzel ahlâka sahip olmalarını, kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiş ve bunları emretmiştir. Hucurât suresinde, inanan tüm insanların da kardeş olduklarını ilan etmiştir. Toplum hayatında, insanların karşılıklı hakları ve görevleri vardır. Eğitim hakkı, çalışma hakkı, mülkiyet hakkı, seyahat hakkı gibi. Hak sahibi olanın, bu hak karşılığında bazı sorumluluk ve yükümlülüklerinin de olması doğaldır. Allah'ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir.
MUTLAKA HELALLEŞİN
Hz. Peygamberimiz şöyle buyurur; "Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helâlleşsin! Çünkü âhirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir." Yine Peygamberimiz (s.a.s.), imkânı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: "Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür." (Buhârî, Havâle, 1) Kul hakkı, kişinin cennet ya da cehenneme girişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Veda hutbesinde Resûlullah (s.a.s.), "Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır)." (Buhârî, Hacc, 132) buyurmuştur. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah'tan af ve mağfiret dilenmelidir.
GÜZEL AHLAKA TESLİM OLALIM
Ramazan ayı bir tefekkür mevsimidir. Kendimizi, bütün niyet, söz ve davranışlarımızla külli bir muhasebeye tabi tutalım. Hoşnut olmadığımız; İslam'ın izzetine, müminin iffetine, güzel ahlakın asaletine yakışmayan bütün tutum ve davranışlarımızı bu mübarek zamanı vesile kılarak terk edelim. Oruçlarımızı, Rabbimizin rızasına muvafık olan söz, eylem ve tutumlarla destekleyerek tutalım. Bu şehrâyin havasına evlerimizdeki çocuklarımızı da mutlaka dâhil edelim. İbadetlerimizi ahlaka, ilişkilerimizi samimiyet ve muhabbete, hayatımızı Ramazan iklimine dönüştürebilirsek, dünyamız da ahiretimiz de bayram olacaktır.