Kul hakkı için helalleşin

Hz. Peygamber, üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Başkasının hakkını yiyen, hak sahipleriyle helalleşmedikçe affa uğramaz. 

Yüce Allah, insanların / kullarının iman etmelerini, ibadet yapmalarını, güzel ahlaka sahip olmalarını, kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiş ve bunları emretmiştir. Hucurât sûresinde, inanan insanların da kardeş olduklarını ilan etmiştir. Toplum hayatında, insanların karşılıklı hakları ve görevleri vardır. Hak sahibi olanın, bu hak karşılığında bazı sorumluluk ve yükümlülüklerinin de olması doğaldır. 

MUTLAKA AF DİLEYİN

Hz. Peygamberimiz şöyle buyurur; “Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.” [Buhârî]  “Müflis, şu kimsedir ki, kıyâmette, amel defterinde pek çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönlerden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine verilir. Hak sahiplerinin hakları ödenmeden önce, bu kişinin sevapları biterse, onların günahları, bunun üzerine yükletilip cehenneme atılır.” [Müslim] 

Peygamberimiz (s.a.s.), imkânı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: “Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür.” (Buhârî, Havâle, 1) 

CENNETİN ANAHTARI

Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilahî adalet, bunu gerektirir. Veda hutbesinde Resûlullah (s.a.s.), “Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).” (Buhârî, Hacc, 132) buyurmuştur. Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.  

Güzel ahlaka teslim olalım

Ramazan ayı bir tefekkür mevsimidir. Kendimizi, bütün niyet, söz ve davranışlarımızla külli bir muhasebeye tabi tutalım. Hoşnut olmadığımız; İslam’ın izzetine, müminin iffetine, güzel ahlakın asaletine yakışmayan bütün tutum ve davranışlarımızı bu mübarek zamanı vesile kılarak terk edelim. Bu şehrâyin havasına evlerimizdeki çocuklarımızı da mutlaka dâhil edelim. İbadetlerimizi ahlaka, ilişkilerimizi samimiyet ve muhabbete, hayatımızı ramazan iklimine dönüştürebilirsek, dünyamız da ahiretimizde bayram olacaktır.