İsraf, nimetlere ve hayata nankörlüktür

Namaz kalbi temizler. Günahların affedilmesini sağlar. Ancak dünya çıkarlarını düşünerek kılınan namazın dünyada ve ahirette mümine bir faydası olmaz.

Dinimize göre israf haramdır. Cenâb-ı Allah "Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez" buyurmuştur. Medine'de sıcağın ve kıtlığın yaşandığı günlerden biriydi. Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer ile birlikte sahabeden birini ziyarete gitmişti. Sahabi, bu değerli misafirlerin ziyaretinden son derece mutlu olmuştu. Bir ağacın altına oturan misafirlerine o anda elindeki en güzel nimetler olan taze hurma ve soğuk su ikram etti. Rahmet Elçisi, hurmayı yiyip suyu içtikten sonra Allah'a şükretti ve şöyle buyurdu:

KİBRE KAPILMAYIN

"Serin bir gölge, lezzetli bir hurma ve soğuk bir su... Allah'a yemin ederim ki, kıyamet günü bütün bu nimetlerden hesaba çekileceksiniz."

Peygamberimiz (s.a.v.), yokluğun kol gezdiği zamanda bile nimetlerin hesabını hatırlıyor ve hatırlatıyordu. O, darlıkta da bollukta da her bir nimetin kıymetini bilmeyi ve israftan kaçınmayı öğretiyordu. İsraf, nimetin sahibi olan Yüce Allah'ın er-Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bu yüzdendir ki Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de müminleri bize anlatırken "Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar" buyurmuştur. Peygamberimiz de, "Kibre kapılmadan ve israfa kaçmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz" hadisiyle tüketimin de bir ahlakı olduğunu dile getirmiştir. İsraf Allah Teâlâ'nın bahşettiği nimetlere karşı nankörlüktür.