İslam'da güzel ahlâk ibadetle bir bütündür

İslamiyet'in Müslümanlarda görünen en güzel yansıması güzel ahlaktır. Güzel ahlak imanla birdir. Hz. Muhammed “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır” diye buyurmuştur.

Yüce Allah’ın buyurduğu namaz, oruç, hac ve zekat gibi ibadetler hepimizin üzerine farzdır. Ancak bu ibadetlerin dünya ve ahiretteki rahmetinden ancak güzel ahlak sahibi olanlar istifade edebilir. İslam’ın özü olan güzel ahlak olmayınca ibadetler tehlikeye girerken sosyal hayatın da dengesi bozulur. Namaz kılarken fitne - fesat peşinde koşanlar, zekat verirken haram yiyenler, hac ibadetini yerine getirirken kul hakkını gözetmeyenlerle güzel ahlakla bu görevleri yerine getirenler bir değildir.

İSLAM’DAN ÇIKARLAR

Hz. Peygamber (s.a.v.); kabir azabını ve şefaati inkâr eden, sünneti reddeden ve bid’ate dalmış olan özel bir anlayış grubundakileri tanımlarken çok hassas bir tanımlama yapmıştır: “Siz onların alınlarının çok secdeden dolayı nasır bağladığını görürsünüz. Namazınızı veya orucunuzu onların namaz ve oruçlarının yanında azımsarsınız. Ama onlar bu ifsatlarından dolayı -okun yaydan çıktığı gibi- İslam’dan çıkarlar.” Çok namaz, çok oruç, çok hac, çok zekât içinde ahlak olmadığı zaman bir anlam taşımayabilir. Takva, ahlak, istikamet, samimiyet, kâmil iman olmadan bu ibadetler kişiyi hiçbir yere götürmez.

DİLİMİZİ, AKLIMIZI TERBİYE EDELİM

Ramazan bir tefekkür mevsimidir. Kendimizi, bütün niyet, söz ve davranışlarımızla külli bir muhasebeye tabi tutalım. Hoşnut olmadığımız; İslam’ın izzetine, müminin iffetine, güzel ahlakın asaletine yakışmayan bütün tutum ve davranışlarımızı bu mübarek zamanı vesile kılarak terk edelim. Oruçlarımızı, Rabbimizin rızasına muvafık olan söz, eylem ve tutumlarla destekleyerek tutalım.