İslam için iyiler de kötüler kadar cesur olmalı

Dünya zıvanadan çıktı, insanlar bozuldu. Zulüm, yalan, iftira yaygın hale geldi, çocuk katilleri ve istismarcıları, uyuşturucu müptelası ruh hastaları ve hemen her dalda ruh hastası sapıklar arttı, her türlü terör ve vahşet had safhada.

Bütün bunlar dinden imandan kopmanın, Allah korkusunu bir tarafa bırakmanın yanı sıra iyilerin korkup bir kenara çekildiği ve sesi çıkmadığı için yaygın hale gelmektedir. Acilen çaresi ve çözümleri aranmalı, daha fazla yaygınlaşıp topluca helakimize sebep olmadan önüne geçilmelidir. 

Çünkü bela geldiği zaman umumi gelir. Sadece zalimleri, sapıkları değil herkesi yakar. Tıpkı Vezüv’ün fışkırttığı lavlarla helak olan Pompei halkı gibi. Çünkü bir kavim içinde kötülükler baş gösterirse o kavmin helaki de yakındır. Önce kuraklık, kıtlık, terör gibi hususlarla uyarılırlar ama hâlâ aymazlık devam ederse depremler ve felaketlerle son doğru itilirler. Tarih boyunca ahlaksızlıkların cezası hep böyle olmuştur.  Burada örnek vermeye gerek görmüyorum, artık bunları da herkes biraz araştırıp bilmelidir. Bir Kur’an meali okuyan bile bunları gözleriyle görür ve bilir. 

Bunun çaresi ve çözümü, iyilerin harekete geçmesine bağlıdır. İyiler de kötüler kadar cesur olmak zorundadır. Bu tür kimselere asla haksızlık yapılsın, vahşet yapılsın, katledilsin veya linç edilsin demiyoruz. Hiç kimse de bunu teşvik edemez. Bizim görevimiz haktan hukuktan ayrılmadan çözümlerden biri olan Emr-i Bil-Maruf Nehyi Ani’l-Münker yapılması yani iyiliğin teşvik edilip yaygınlaştırılması, kötülüğün de önlenmek için çaba sarf edilmesidir. 

TEDBİR ALINMALI, CEZA ARTMALI

Ayet-i Kerimeler ve Hadis-i şeriflerde emri bil maruf nehyi anil-münker hakkında o kadar çok emir ve teşvik var ki, İslam âlimleri bunun “efraz” yani farzlar üstü bir farz olduğunu vurgulamışlardır. Terki ise kişiye özel vebal, sorumluluk ve günahların yanı sıra toplumu bozup da zir-ü zeber etmesine yol açmasıdır. Böylece daha önceki kavimlerde olduğu gibi her şeyin altüst olmasına sebep olur. 

Bu tür ahlaksızlıkların hep birlikte aşılması gerekir. Zira Rasülullah (s.a.v)’in buyurduğu gibi “kim bir kötülük görürse onu eliyle, diliyle değiştirmesi veya gücü yetmezse kalbiyle buğz edip karşı çıkmasıdır.” Ancak “Kalben buğz etmek imanı zayıf olanların işidir.” El (güç) ile müdahale devletin işi, dil ile müdahale dili dönen herkesin işidir ve herkes bir şekilde buna karşı koymalıdır. 

Ülkemiz çoğalıp büyüdükçe bu tür şeylerin olma ihtimalini de göz önüne alarak tedbirleri de alınmalı ve cezalarını artırılması lazımdır. Hiçbir mazeret bunu ihmal etmemizi gerektirmez. Zira bir toplumun batması zulüm ve ahlaksızlıkla doğru orantılıdır. Hepimizi sarmadan çabuk davranmalı gerekli tedbirleri almalıyız. 

Özellikle erkekler karşısında daha nahif olan kadınların ve hiç gücü yetmeyen masum çocukların istismarına ait konularda, yeni kanunî düzenlemeler yapılmalıdır. Bizim ülkemiz, vatanımız, yatağımız, yorganımız, evimiz obamız burası, başka bir yere gidip kaçmaya da hiç niyetimiz yok. Ülkemizde ve şehrimizde huzurla yaşamak istiyoruz!

İSLAMİ RÜYA TABİRLERİ  

DUA VE ZİKİR KİTAPLARI GÖRMEK 

Dua, zikir, tespih, tehlil gibi şeylerin faziletine ve önemine ait kitaplar görmek ve on¬lardan okumak, halinde ve dilinde, konuşma ve sohbetinde güzelliğe işarettir. Davranışlarındaki güzelliğe övgüye, dünya ve dünyevi şeylerden sakınıp uhrevi şeyleri istemeye de delalet eder. Dua ve hutbe kitapları görmek ve okumak duası müstecap olup ümit ettiği şeye kavuşmaya işarettir.

DUALAR VE NİYAZLAR

“RABBİM İLMİMİ ARTIR!”   

Ya Hayyu ya Kayyum! Birahmetike estağîsu! Eslıh lî şe’ni küllehû velâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin! Ey Hay ve Kayyum olan Allah’ım! Rahmetinle beni bağışla! Bütün işlerimi düzeltip yoluna koy ve beni bir an bile nefsimle baş başa bırakma!      

“FİKRİMİ, ŞÜKRÜMÜ ARTIR”   

Ey Rabbim! Benim ilmimi artır, irfanımı, izanımı artır… Fikrimi, zikrimi, şükrümü artır... İmanımı artır, ibadet ve itaatimi artır! Artır da sana tam ve kâmil bir imanla bağlanayım, razı olduğun şekilde kulluk edeyim, dua ve ibadette bulunayım… Verdiklerine razı olup onlarla mutlu olayım… İstediğim halde hikmetin gereği vermediklerinden dolayı içimde zatına karşı kırgınlık hissedip “Rabbim beni terk etti” diye, nankörlük etmeye kalkışmayayım. Sana muti bir kul olup isyan etmekten haya edeyim, sürekli tevbe eden ve günahlardan kaçınan içi dışı temiz, takva ehli iyi bir kul olmaya gayret edeyim… Şükrümü ve kanaatimi artır da kimsenin elinde olana tamah etmeden elimdekilerle yetinmesini bileyim. Bileyim de şükredenlere devam ettirip artırdığın lütuf ve ihsanlarının devama vesile olsun... Allah’ım! Bana güzel ahlaklı olmayı lütfeyle! Ahlâkî güzellikleri sevip benimsemeyi ve güzel bir kul olarak ölmeyi lütfeyle...

GÜNÜN AYETİ

“Hakk’ı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.Hem namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rükû edenlerl birlikte siz de rükû edin. (Bakara, 2.42-43) 

GÜNÜN HADİS-İ ŞERİF'İ

Rasülullah (s.a.v), şöyle buyurmuştur: “İmanın en üstünü, nerede olursan ol, Allah’ın senin yanında bulunduğunu bilmendir.”

İLMİHAL KÖŞESİ

İhtilam olmak,

duş almak, gusül abdesti

 almak orucu bozar mı? 

İhtilam olmak veya düş azması yani rüya yoluyla boşalmak orucu bozmaz. Gusül abdesti almak,sıcaktan bunalıp duş almak veya serinlemek için duş almak da orucu bozmaz. Fakat gusül esnasında ağzı çalkalarken abartmadan çalkalamak, temizlemek ve gargara yaparken boğazdan karına su kaçırmamak gerekir. Burnu temizlerken de abartmadan temizlemek su yutmamak gerekir. Eğer bu tür durumlarda kazayla da olsa su yutulursa oruç bozulur. Fakat oruç bozuldu diye yemeye içmeye devam edilmez. Oruçlu olarak devam edilir. Sonra bir gün kaza edilir. “Oruç bozuldu” diye devam edilirse ayrıca kaza ve keffaret gerekir. Çünkü esas olan oruca dikkat edip abartmadan abdest almaktır.

RABBİM SENDEN İSTİYORUM 

Selâm İsmiyle Özel İstek Duası 

Esmâ-i İlahi kendi miktarınca (131) defa “Ya Selâm” diye çekilip bitirilince şöyle dua edilebilir:  

Ey Allah’ım! Rahmet Peygamberi ve Senin Peygamberin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ile sana yöneliyor ve senden istiyorum ki, “Selâm” ism-i şerifin hürmetine, beni zatına tam güvenen ve hakkında daima hüsnü zan eden ve güvenilen bir kimse yap. İçimi dışımı güvenle doldur. Bana güvenenlere karşı beni mahcup etme. Korktuklarımdan emin kıl, umduklarıma nail eyle. Dünya ve ahiret korkularından kurtar, huzur ve saadet ihsan eyle! Beni maddi manevi güçlü kıl, istek ve ihtiyaçlarımı ihsan eyle. 

Allah’ım! Kendisiyle sana yöneldiğim ismin ve Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v)’i ve Selâm ismi şerifini bana şefaatçi kıl ve benim duamı kabul eyle, isteğimi ihsan eyle! Âmin!

ŞİİR KÖŞESİ

HER ŞEY FANİ

Allah’tan başka her şey geçicidir, fanidir, 

Hiçbir şeyin aslı yok, batıldır, hayalidir… 

Her şey bir gün aniden hepten silinir gider, 

Allah kalır sadece, O Bâki ve Daimdir. 

  *

Öyleyse Allah için çalış didin, boş durma, 

Fenaya mahkûm olan şeyler için uğraşma! 

Ebediyet yurdunu aklından çıkarma hiç, 

Mal mülk için dalaşıp kul hakkına bulaşma!