İmrenerek örnek almak sevaptır

Bir kimsede bulunan nimetin, onda olduğu gibi, kendisinde de olmasını istemek haset, kıskanmak değildir. Bu duyguya ‘gıpta etmek, imrenmek' denir ve İslamiyet'te sevaptır. Kibir ise en büyük günahtır.

İslam güzel ahlakı buyurur. Kin bağlamak, başkasında bulunan nimetin onda olmayıp, kendinde olmasını istemek haset, kendini büyük bilmek, üstün görmek kibirdir. Bir kimsede bulunan nimetin, onda olduğu gibi, kendisinde de olmasını istemek haset değildir, buna gıpta etmek, imrenmek denir. Kibirli olana karşı kendini büyük göstermek, kibir olmaz, sadaka vermek gibi sevap olur.

“Dört esas iyi huya karşılık, sekiz ana kötü huy olur ki bunlar:

Sekiz kötü huy

Cerbeze olup, hikmetin aşırı olmasına denir. Ahlakı ve işleri incelemek, anlamak kuvvetini, lüzumsuz yerlerde kullanmaktır. Hile yapmak, aldatmak, haram işleri neşretmek, yaymak gibi. Ruhun fen kuvvetini yani aklı, aşırı kullanmak cerbeze olmaz. Kötü olmaz.

 Belâdet; eblehliktir, aklı kullanmamaktır. Öğrenmesi ve işlemesi, yapması kusurlu olur. İyiyi kötüden ayırt edemez.

 Tehevvürdür; Çabuk kızmak demektir. Şecaat, kahramanlık iyi huyunun aşırı olmasıdır. Akıllı tanınan kimselerin beğenmeyeceği işler yapmaya kalkışmaktır. Ruhunu veya bedenini boş yere yorar.

 Cübndür; Korkaklık demektir. Şecaatin lüzumundan az olmasıdır. Korkmak caiz olmayan yerde korkaklık gösterir.

 Fücûrdur; İffetin aşırı olmasıdır. Dünya lezzetlerine düşkün olur. İslâmiyet’in ve aklın beğenmediği taşkınlıkları yapar.

 İffetin az olmasıdır; İslâmiyet’in ve aklın izin verdiği arzularını bırakmaktır. Bedeni zayıflar, kuvveti gider, hasta olur, nesli tükenir.

• Zulümdür; Adaletin sınırını aşmaktır. Başkasının hakkına tecavüz etmektir.

 Haysiyetsizliktir; Kendisine karşı yapılan zulüm, işkence ve hakaretleri kabul eder. Adaletin noksan olmasıdır.”

Süleymaniye Camii’nde salgın mahzunluğu

Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a inşa ettirdiği ve görkemini bir mühür gibi koruyan Süleymaniye Camii, koronavirüs salgını nedeniyle 463 yıldan bu yana en sessiz günlerini yaşıyor. Süleymaniye Camisi Müezzini Mehmet Koçyiğit, “Neredeyse iki aydır camimiz çok mahzun. Cemaat yok, ses yok, cıvıltı yok, giren-çıkan yok. Hakikaten çok buruk bir şekilde Ramazan-ı Şerif’i karşıladık. Dua edelim inşallah, bir an evvel eski halimize dönelim. Bu 25 yıllık süreç içerisinde böyle bir olayla karşılaşmadım, hatırlamıyorum” dedi.