İBRET VERİCİ MENKIBELER (24.06.2016)

Büyük bir zâta sormuşlar, “Sen bu güzel ahlâkı nerede veya kimden tâlim ettin?” diye. O da, “Ahlâksızdan öğrendim.” demiş. “Yâhû bu nasıl olur?” diye sorulunca “O ahlâksızın yaptığı şeyleri gördüm ve yakışmadığını fark ettim, ‘Ben böyle hareketler yapmayayım.’ diyerek o davranışlardan uzaklaştım. Şâyet bende güzel bir ahlâk görüyorsanız bu, ahlâksıza benzememek için gayret etmemden ibârettir.” diye cevap vermiş. 

Cenâb-ı Hakk bizi ibret alanlardan eylesin, ibret olanlardan eylemesin. Âmin.
Kantor, Okmeydanı’ndan aşağıya inerken Sütlüce sırtında bulunan büyük bir konağın sahibiymiş ve o konağın altında silme altınları varmış. En büyük zevki her akşam evdeki hizmetliler gittikten sonra inip altınlarını saymakmış. 
Günün birinde Kantor yine altınlarını saymak için aşağı inmiş fakat hava cereyanından mı yoksa başka bir şeyden mi bilinmez, kapı üzerine kapanıvermiş. Kantor içeride altınlarla beraber kilitli kalmış. Ne kadar bağırdıysa da kimseye sesini duyuramamış ve orada öleceğini fark etmiş. Elindeki kalem kâğıtla bir vasiyet yazmış: 
“Para içerisinde açlıktan ölüyorum. Bu, insanlara ibret olsun. Cenazem İstanbul sokaklarında ‘parası olduğu halde açlıktan ölen insan’ diye dolaştırılsın, sokaklardan geçilirken de ahâliye para dağıtılsın.”