Yüce Allah’ın bizlere lütfettiği nimetlerden en büyüğü Mübarek ramazan ayıdır. Ramazan ayı kadın- erkek, büyük- küçük halkımızın tüm kesimleriyle; oruçlarıyla, teravihleriyle, mukabeleleriyle, salatü selamlarıyla, fitre ve zekâtlarıyla, mahyaları ve iftarlarıyla büyük bir coşkunun ve dirilişin gerçekleşme ayıdır. Ramazan ayı ibadet, rahmet ve mağfiret ayıdır. Bereketi bol, hayrı çok olan bir aydır. Bu ay yardım, bağış, rahmet ve ihsan ayıdır. Ramazan ayı, bir yıllık maddi ve manevi kirlerden temizleneceğimiz, insanî duyguların coştuğu, tövbe edip Hakk'a yönelme şuurunun geliştiği bir terbiye ayıdır.
ORUÇ FARZ KILINDI
Orucun farz oluşu ayet ve hadislerle sabittir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, günahlardan korunmanız için sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günlerde oruç, farz kılındı.” (Bakara: 183)
Ramazan ayının fazileti hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân, 28) “Mübarek ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Nesâî, Sıyâm, 5) buyurmuşlardır.
VÜCUT ARINIR
Oruç tutmaktan maksat, dini bir vazifeyi ifa ederek Allah’ın emrini yerine getirmektir. Bununla beraber orucun sıhhî, ahlakî ve içtimaî bir takım faziletleri ve hikmetleri de vardır. Oruç kişiyi sağlıklı kılar. Bu sayede sürekli çalışarak yorulan mide ve sindirim sistemi dinlenmiş olur. Orucumuzun kâmil anlamda bir oruç olması için gözümüzü Allah’ın yasakladığı şeylerden, dilimizi yalan, gıybet gibi kötülüklerden korumalı; oruçlu iken her türlü münakaşadan ve kavgadan kendimizi korumalıyız.