Türkistan'da yetişen büyük velîlerdendir. İsmi Ahmet bin İbrâhim bin İlyâs Yesevî olup, Pîr-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret-i Sultan, Hâce Ahmet, Kul Hâce Ahmet diye tanınır. Babası Hâce İbrâhim'in nesebi Hazret-i Ali'nin(ra) oğlu Muhammed bin Hanefiyye'ye ulaşır. Annesi evliyâdan Şeyh Mûsâ'nın Ayşe isimli kerîmesi olup, sâliha, müttekî ve afîf bir hâtun idi. Doğum târihi bilinmemektedir.
Ahmet Yesevî Hazretleri vakitlerini üçe ayırırdı. Günün büyük bölümünde ibâdet ve zikirle meşgûl olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü ve en kısa bölümde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı.
1194 senesinde Yesi'de vefât etmiştir. Kabri de buradadır. Tîmûr Han onun için muhteşem bir türbe yaptırmıştır.
Ahmet Yesevî Hazretleri sohbetlerinde talebelerine şöyle buyurmuştur:
"Ey Dostlar! Câhillerle dostluk kurmaktan sakınınız."