Gümüşhane akşam ezanı kaçta okunuyor? Gümüşhane imsak, iftar, sahur vakitleri 2019 Ramazan İmsakiyesi
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte Gümüşhane sahur iftar vakitleri merak edilmeye başlandı. Gümüşhane'de sahur ve iftar saat kaçta ne zaman sorusuna yanıt aranıyor. 2019 Gümüşhane Ramazan imsakiyesi ilde yaşanan vatandaşlar tarafından sorgulanıyor. Bereketin ve mağfiret mevsimi olarak bilinen Ramazan ayı, oruç ve diğer ibadetlerin yerine getirileceği bir ay olacak. Ramazan ayında oruç tutmanın faizletleri oldukça fazla. Müslümanlara farz olan oruç ibadeti için vatandaşlar hazırlıklarını yaptılar. Ramazan ayında ilk oruç, 5 Mayıs Pazar gününü, 6 Mayıs Pazartesi gününe bağlayan gece kalkılacak olan sahur ile başlayacak. Sahur saatleri, Ramazan ayının sonlarına doğru geriye doğru gelecek. Gümüşhane iftar vakitleri haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz. Gümüşhane Ramazan İmsakiyesi sizlerle...
Gümüşhane iftar vakitleri 2019 yılında da herkes tarafından araştırılıyor. Gümüşhane imsak vakti, iftar vakti sahur saati kaçta? sorusunun yanıtı araştırılıyor. Gümüşhane Ramazan İmsakiyesi yayınlandı. On bir ayın sultanı olarak bilinen Ramazan ayı içerisinde müslümanlar oruç ibadetini yerine getiriyorlar. Bu ayda oruç tutmanın birçok fazileti bulunuyor. Nefis muhasebesinin yapılacağı Ramazan ayında ilk oruç, 5 Mayıs Pazar gününü, 6 Mayıs Pazartesi gününe bağlayan gece kalkılacak olan sahur ile başlayacak. Sahur saatleri, Ramazan ayının sonlarına doğru geriye doğru gelecek. İftar vakitleri ise ileriye doğru gidecek. Gümüşhane Ramazan İmsakiyesine haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz. Gümüşhane iftar ve sahur saatlerine haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz....
GÜMÜŞHANE İMSAK VAKTİ SAHUR SAATİ KAÇTA?
Gümüşhane imsak vakti 03:29 olarak açıklandı.
GÜMÜŞHANE İFTAR SAATİ- AKŞAM EZANI KAÇTA?
Gümüşhane iftar vakti Diyanet Ramazan İmsakiyesi ile açıklandı. Gümüşhane'de ilk iftar 19:29'da olacak. İlk oruç bu saatte açılacak.
2019 GÜMÜŞHANEİMSAKİYESİ
Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Gümüşhane imsakiyesinin tamamına haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz.
İnsanların yaratılış gayesi olan ibadet görevi; ya namaz, oruç, zekat ve hac gibi belirli bir zamanda, belirli bir mekanda ve belirli kurallara uyularak yapılır ya da her hangi bir zaman, mekan ve şekille kayıtlı olmaksızın yerine getirilir.
Allah’ı zikretmek, ana babaya iyilik etmek, şahitliği, tartı ve ölçüyü dosdoğru yapmak gibi emirlere; alkollü içkiler içmek, uyuşturucular kullanmak, kumar oynamak, hırsızlık yapmak ve cana kıymak gibi yasaklara uyularak yerine getirilir.
Orucun kötülük ve haramlardan korunmak için farz kılındığının bildirilmesi ibadetin insanın kişisel ve sosyal hayatındaki yerini ve etkisini bildirmeye yöneliktir.
Nitekim yüce Allah günde beş vakit kılınan namazın insanı hayasızlık ve haramlardan alıkoyduğunu bildirmektedir.40 Aynı şekilde orucun da insanı haram ve kötülüklerden alıkoyması gerekir. Peygamberimiz (a.s.); Oruç kalkandır. Biriniz oruçlu iken çirkin, kötü ve kaba söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, kavga etmesi. Birisi kendisine söver ya da çatarsa ona ‘ben oruçluyum’ desin buyurmuştur.
Orucun şehvetini kıran bir özelliği vardır. Hadis-i şerif, orucun gayesinin insanın edep ve ahlakını güzelleştirmek olduğunu açıkça ifade etmektedir. Eğer oruç, insanı kötü söz, eylem ve davranışlardan uzaklaştırmıyor, edep ve ahlakını güzelleştirmiyorsa amacına ulaşamamış demektir, böyle bir oruçtan istenilen sevap da elde edilemez.
Nitekim Peygamberimiz (a.s.), Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah’ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur ve Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan nasipleri sadece aç (ve susuz) kalmalarıdır. Nice geceleri namaz kılanlar vardır ki onların namazdan nasipleri sadece uykusuz kalmaktır buyurmuştur.
Dolayısıyla oruç tutan insan; yalan, yalancı şahitlik, gıybet, iftira, hile, aldatma, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak, iş ve işlemlerinde, söz ve sözleşmelerinde, alım ve satımlarında dürüst ve dosdoğru olmalıdır.
ORUCUN RUH SAĞLIĞINA FAYDALARI NELERDİR?
Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz:
* Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şey'e saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.
İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.
* İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar.
İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler…