Duanız kabul olmuyorsa hakkına girdiğiniz kula bakın

Dualarınız kabul olmuyorsa bunun sebebi kul hakkıdır. Şehitlerin bile üzerinde kul hakkı varsa, sen önce ağlatıp inlettiklerinin hakkını ver, gönlünü al, sonra dua et ki haykırışın, yalvarışın semaya ulaşsın.

Çoğu kimselerden duyduğumuz şey budur, dua ediyorum ama kabul edilmiyor. Eğer ısrarla dua ettiğimiz halde kabul edilmiyorsa, bunun bir veya birkaç sebebi vardır. Yoksa Allah kimseyi kapısından geri çevirmek istemez ve hatta çevirmez bile. Bu sebeplerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 

Mesela, dua etmesini bilmiyor olabiliriz, usulüne uygun dua etmiyor olabiliriz, vaktini veya şeklini bilmiyor da olabiliriz, haram yemiş olabiliriz, üzerimizde kul hakkı olabilir… Belki de en önemli sebeplerinden biri ve birincisi de kul hakkı olabilir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah, “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. 

KARŞILIKLI RIZA ÖNEMLİ

Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin.”(Nisa, 4.29)buyurarak, kul hakkı yemenin kendimizi helak etmek olduğunu anlatıyor. Helak olmuş birinin işi bitmiş hakkında hüküm verilmiş olacağı için duadan önce yapması gerekenler vardır. Bunları halletmeden dua etse bile duası reddedilir ve sen önce ağlatıp inlettiklerinin hakkını ver, gönlünü al, sonra dua et ki yüzün olsun diye, duası kabul edilmez. Çünkü, şehitlerin bile üzerinde kul hakkı varsa Rasülullah Efendimizin buyurduğu gibi, diğer günahları affedildiği halde kul hakkı affedilmez, hakkını aldığı kimselerle yüzleşmeye yani mahşer günündeki büyük hesaplaşama bırakılır.  

Şöyle düşünelim: 

Fakirsiniz ve yardıma ihtiyacınız var. Birine sordunuz ve o kişi size; “Belediye fakir ve muhtaçlara yardım ediyor, git müracaat et…” dedi. 

YARDIM DİLİNİZİ DEĞİŞTİRİN

Siz de gittiniz. Çoluk çocuğu da yanınıza alıp, belediyenin önünde; 

“Hey, Başkan, biz ailecek açlıktan ölüyoruz, bize yardım et” diye bağırmaya çağırmaya başladınız. Sonra olacaklar şunlar olabilir: 

1. Polis görürse, “Bunlar galiba protestocu terörist, yakalayıp nezarete atın” der ve ekipleri çağırır, sizi oradan aldırıp atar. 

2. Zabıta yakalar ya kovar ya bir şekilde sizi oradan uzaklaştırır. 

3. Sesinizi duyuramazsınız ve ümidi kırılmış halde eli boş geri dönersiniz. 

O zaman çağırma ve yardım isteme şeklini değiştireceksiniz! 

El açıp belediyenin önünde veya bir köşe başında dilenmeye başlarsanız gelip geçenlerden bazıları size üç-beş kuruş verir günlük ihtiyacınız karşılarsınız. Bu da isteğinizi yerine getirmez. 

ESMÂÜ'L -HÜSNA'YA DANIŞIN

Başka bir şekli ve olması gereken usul ve metot ise, danışmaya kadar kibarca gidip yardım edilen birimi sormak ve ilgili kişiyle görüşmek görüşüp istenenleri yerine getirip gerekli yardıma ulaşıp almaktır. Doğru mudur? Evet, doğrudur. 

Dualarda da usul aynıdır. İhtiyacınızla ilgili Esmâü’l-Hüsna’yı bulup Allah’a o ismini zikrederek ve ihtiyacınızı da belirterek istediğiniz şeyi düzgün ve usulüne uygun yoldan tatmin edecek şekilde dua etmektir. 

Rabbim, cümlemizi çok tövbe eden ve çok temizlenen, maddi manevi temiz kullarından eylesin ve dualarımızı kabul etsin… 

Eksiklerimizi kusurlarımızı mazur gör Allah’ım

Ey yüceler yücesi, ey tekbirlerle büyüklüğünü ifade ettiğimiz, gücüne kuvvetine, kudret ve iktidarına sınır olmayan, hadsiz hudutsuz büyük ve güçlü olan Rabbimiz! 

Ey Kadir-i Muktedir, ey Melik-i Muktedir ve ey Kadir-i Mutlak! Biliyoruz ki, seni hiç kimse gereği gibi övemez, emirlerinin ve yasaklarının hepsine gereği gibi uyamaz, tam ve eksiksiz olarak yerine getiremez, elbette biz de getiremeyiz. Keza hiç kimse sana mükemmel şekilde kulluk ve ibadet edemez. Hiç kimse verdiğin sayısız nimetlere kusursuz ve gereği gibi şükredemez. Hiçbir kulun seni hakkıyla takdir etmesi, sana şükretmesi ve zikretmesi mümkün değildir… 

Allah’ım! Hiç şüphesiz biz de bildiğimiz kadar seni takdir etmeye, sana iman ve ibadet etmeye, sana şükretmeye çalışıyoruz. Eksikleri ve kusurlarıyla birlikte yapabildiğimiz kadarıyla kulluk ve ibadetimizi kabul eyle, bizi huzurundan elleri boş çevirme Allah’ım! 

Ey her şeyin Rabbi ve bizim de Rabbimiz! Senin bütün emir ve yasaklarına uymaya gücümüz yetmiyor, aczimiz ve fakrımızdan dolayı bizi mazur gör ve yapabildiğimiz kadarını kabul eyle Allah’ım! 

Bize rahmetinle ve merhametinle muamele eyle, bizi mağfiret eyle, gücümüzün yetmediklerinden dolayı bizleri affeyle Allah’ım!

“Kul hakkı” nedir affedilmediği doğru mudur?

Kul hakkı kullara yani insan hayvan bütün varlıklara karşı yapılan haksızlıklardır. Eziyet etmek veya hakkını alıp gasp etmek, hak sahibinin rızası olmadan ona ait şeyleri almak, çalmak vs. gibi şeylerden oluşan haklardır. Helalleşmedikçe de affı yoktur. Kıyamet günü her hak sahibine hakkı ödeneceğine veya ödetileceğine göre orada müflis durumuna düşmemek için kul hakkına girmemek lazımdır. 

İsimlerimizin esmasıyla dua edin

Muaccel: 143 Yâ Müheymin:145 

Muaffak: 221 Yâ Bari: 213 

Mualla: 141 Yâ Müheymin: 145 

Muallim:180 Yâ Semi: 180 

Muammer: 350 Yâ Râfi: 351 

Muaz:117 Yâ Kaviyy; Muizz117 

Muazzam: 1050 Yâ Ganiyy: 1060 

Muazzez: 124 Yâ Muiyd: 124 

Mucibe: 60 Yâ Batın:62 

Mucize: 125 Yâ Muiyd: 124 

Mucize:125 Yâ Muiyd:124 

Muhammed: 92 Yâ Melik: 90 

Muharrem: 288 Yâ Raûf: 286 

Muhibbe: 55 Yâ Mücib:55 

Muhiddin: 153 Yâ Alîm: 150 

Muhlis: 760 Yâ Muzill:770 

Muhlise: 765 Yâ Muzill:770 

Muhsin:158 Yâ Kayyum; Afüvv:156 

Muhsine: 163 Yâ Mâni: 161 

Muhtar: 1241 Yâ Gaffar: 1281 

Muhterem: 688 Yâ Vâris: 707 

Muhteşem: 788 Yâ Müzill: 770 

Muine:175 Yâ Kuddüs:170

RABBiM SENDEN iSTiYORUM 

Esmâ-i İlahi kendi miktarınca (117) “Ya Muiz” diye çekilip bitirilince bu isim şefaatçi yapılarak şöyle dua edilebilir: 

“Allah’ım! Rahmet Peygamberi ve Senin Peygamberin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ile sana yöneliyor ve senden istiyorum ki, “el-Muiz” ism-i şerifin hürmetine beni şerefli kıl, ihtiyaçlarımı gider. Bana sonsuz hazinlerinden ihsan ve ikram eyle! Beni fakirlikten, el alemin eğlencesi ve horladığı biri olmaktan kurtar. Bana maddi manevi zenginlikler ver. Kimseye muhtaç etme! 

“Yâ fârice’l-hemmi ve kâşife’l-gammi ferric hemmi ve yessir emri ve’rham da’fî ve kılletî hıyletî ve’rzuknî min haysü la ahtesibü ya rabbe’l-alemin: Ey endişeyi giderip kederi bertaraf eden! Benim tüm endişelerimi gider ve işlerimi kolaylaştır! Benim zafiyetime ve güçsüzlüğüme merhamet et. Ummadığım yerden beni rızıklandır ya rabbe’l-alemin.” 

Allah’ım! Kendisiyle sana yöneldiğim ismini ve Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v)’i bana şefaatçi kıl ve benim duamı kabul eyle, isteğimi ihsan eyle! Âmin!”

İSLAMİ RÜYA TABİRLERİ

LEYL SÛRESi

Leyl Suresini rüyada görmeyi yorumlayan rüya tabircileri bu konuda şunları söylemişlerdir: 

İbni Sîrin: Bu sûre-i şerifeyi rüyada, tamamen veya kısmen okuyan veya okunduğunu gören, zekâtta cimrilik edip ya noksan verir veya hiç vermez. 

Kirmânî: Cenâb-ı Hak onu gece namazına ve itaat ve ibadete muvaffak kılar. Bir insana mal verip kerem ve ihsanda bulunursa da ondan şükür ve hamd görmeyerek zarara uğrar. 

Câfer-i Sadık: Bela ve afetlerden korunur. 

Abdülgani en-Nablûsî: Rızkını ve geçimini tedarikte güçlük çeker. 

Nâfi’ ve İbni Kesir: Rızkı az olur, gece gündüz ibadetle meşgul olmaya kavuşur ve şehadet mertebesine erişir. 

İYİLİKTE YARDIMLAŞIN

Rabbin rızası ancak takva ve iyilikte, 

Bunlarda yardımlaşın sizler de hep birlikte. 

Günah ve düşmanlıkta sakın yardımlaşmayın, 

Kötülükten kaçının, yanına yaklaşmayın! 

? ? ?  

Bu üç büyük günahtan sakının ve kaçının, 

Bunlarda rızası yok bilmiş olun Allah’ın! 

Günah ruhu karartır, düşmanlık felakettir, 

İyilik mutluluktur, takva ise nimettir.

Günün Ayeti

“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2.155)

Günün Hadis-i Şerif'i

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayetle Resülullah (s.a.v), şöyle buyurdu: 

“Musa (a.s) altı şeyden sordu. Zanneder ki o özellikler kendisi içindi. Yedinci bir soruyu ise kendisini düşünerek sormamıştı. Dedi ki: “Ya Rabbi, kullarının hangisi daha muttakidir?” Allah buyurdu ki: “Allah’ı zikreden ve Onu unutmayan.” “Hangi kulun daha hidayettedir?” “Hangi kulum Huda’ya (inzal olunan vahye) tabi ise o.” “Hangi kulun daha iyi hüküm verendir?” 

“İnsanlara hükmederken kendine hükmettiği gibi olan.” “Hangi kulun daha ilim sahibidir?” “İlimden doymayan ve insanların ilmini de kendi ilmi üzerine toplayan alimdir.” “Hangi kulun daha azizdir?” “Kısmetine razı olan.” “Kullarının hangisi en fakirdir?” “Sahibi sefer olan.” Resûlallah buyurdu ki: “Zenginlik mal zenginliği değil, kalp zenginliğidir. Allah, bir kulu için hayır murat ettiğinde onun gönlünü zengin eder ve kalbine kanaat verir. Allah, bir kul hakkında da şer murat ettiğinde onun ihtiyacını iki gözü arasına koyar.” 

(Râmûzü’l-Ehâdis, s. 294/6)