Sözlük anlamı olarak bakıldığında zekât; artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hâl ve övgü anlamlarına gelmektedir. Dînimiz açısından bir terim olarak bakıldığında ise “belirli bir malın bir kısmının Allah(cc) rızası için belirli kişilere verilmesi” demektir. Zekâttaki minimum ölçü kırkta bir oranıdır yani zekâtı verilecek malın en az kırkta birini ihtiyaç sahiplerine vermek gerekmektedir. Malî yani zenginlik şartına bağlı ibâdetlerden biri olan zekât, İslâm'ın beş temel esâsından olup, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de zekât ile ilgili olarak “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” (Bakara-43,110, Hac 78, Nur 56, Mücadele 13, Müzzemmil 20) ve “Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için duâ et; çünkü senin duân onlara huzur verir. Allah(cc) işitendir, bilendir.” (Tevbe 103) buyrulmaktadır.