Çalışkan insan daima çevresi tarafından sevilir sayılır ve itibar görür. Allah da hiç şüphesiz yanlış yolda gitse, yanlış işler yapsa bile çalışana çalışmasının karşılığını verir ve vereceğini vadedip “İnsan için çalışıp kazandığından başkası yoktur” (Necim, 53/39) buyurarak, çalışmaya teşvik etmiştir. Bu nedenle, başkalarının sırtından geçinmek, tembel tembel oturup yatmak, iş beğenmeyip çalışmamak, hazır yiyicilik yapmak, tufeyli yaşamak, ne dinin ne de aklı başında bir insanın tasvip edeceği bir şey değildir.
Boş duran yaşlanır
Bu tür kimseler hep başkalarının eline bakar durur. Ya da gayrı meşru yollarla kısa yoldan kazanç elde etme hayalleri kurar durular. Oysa bizim dinimizde çalışmak ve kazanmak öyle kutsal bir yere koyulmuştur ki, Rasülullah; “Çalışıp kazanan habibullah’tır yani Allah’ın sevgilisidir” buyurmuştur. Boş duran insan çabuk yaşlanır, hayattan zevk almaz ve kimseye hayrı olmadığı gibi kendine de hiçbir faydası olmaz. Çalışkan insan her yerde iş bulur, her işi yapar ve her şeyden kendisine bir kazanç yolunu da bulur çıkarır.