Bedduadan kaçının döner sizi bulur

Beddua dinimizce çok kötü görülen davranışlardan biridir. Diyanet, “Kişi haksız ve yersiz beddua ediyorsa bu kötü duası döner kendisini vurur” açıklamasında bulunarak insanları iyi davranışlarda bulunmaya davet etmiştir.

Beddua etmek dinimizce büyük günahtır. Ne kadar kızgın olursak olalım, karşı taraf ne kadar hakkımıza girmiş ve hukukumuzu çiğnemiş olursa olsun, insanların kötülüğüne dua etmemeli, hayrına ve iyiliğine dua etmeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizde beddua etmenin yerinin olmadığını belirtirken ‘Beddua eden kişi haksız ve yersiz bir beddua ediyorsa bu bedduası döner kendisini vurur’ dedi.

Hz. Peygamber’in sadece Bi’r-i Mâûne’de yetmiş İslâm davetçisini şehît eden Kilab kabîlesine karşı beddua ettiğini hatırlatan Diyanet, "Hz. Peygamber kendisine zulmeden kişilere bile beddua etmemiştir. Beddua dinimizce çok kötü görülen bir davranıştır. Müslüman sadece Müslüman kardeşlerinin iyiliği için dua eder” açıklamasında bulundu ve şu hadislere yer verdi:

SADECE İYİ DUA EDİN

“Kendinize beddua etmeyiniz; çocuklarınıza beddua etmeyiniz; mallarınıza beddua etmeyiniz. Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir”, “Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap! Aleyhine de olsa hakkı söyle!”, “Birbirinize Allah’ın lâneti, gazabı ve cehennem azabı ile lânet ve beddua etmeyiniz!”

LANETE DÖNER

“Kul, herhangi bir şeye lânet ettiğinde o lânet gökyüzüne çıkar. Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola bakınır, girecek yer bulamaz da lânet edilen kişiye döner. Eğer gerçekten lânete lâyık ise onda kalır, değilse lânet edene döner.”

MAZLUMUN AHI ÇETİNDİR SAKIN ALMAYIN

Allah’ın mübârek esmâsı içinde; “el-Hak, el-Adl ve el-Muksıt” isimleri yer alır. Cenâb-ı Hak; adâletlidir, adâletle muâmele edenleri sever. Allah, mazlumların haklarını zalimlerin yanında bırakmaz. Hakkı tecellî ettirir ve sahibine verir. Bu dünyada dahi zalim zulmünün cezasını bulur ve mazlum, hakkına kavuşur. Bu dünyada tahakkuk etmese de ahirette mutlaka cezasını çeker. O gün hiç kimse en küçük bir haksızlığa uğramayacak, bütün mazlumlar ise haklarına kavuşacaktır. Âyet’te buyrulur ki: “Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir? (Elbette öyledir!)” (et-Tîn, 8)