Bayram bereketiyle donatsın tüm alemi!

Bu gece sahur olmayacak, davullar çalmayacak, çocuklar pencerelerden sarkıp “minarenin ışığı yandı baba” demeyecek ve top atılmayacak... Tüm bunların yerini bayram sevinci alacak.

Ben Ramazanı, çocukların solgun yüzlerinde, al al olmuş yanaklarında ve akşamüstü sağa sola alelacele iftara yetişmek için koşturan insanlarda bulurum hep... Kısaca içimizde biraz buruk bir sevinçle bayramı karşılayacağız ama çabucak unutup yemeye içmeye dalacağız, eski hayatımıza devam edeceğiz. Belki birkaç gün yemeklere ihtiyatlı davranıp üç öğün yemeye hemen alışamayacağız. Alışacağız ve ramazanı ne kadar üzülsek de gidişine, uğurladıktan sonra on bir ay unutacağız. 

Oruç tutmamak en büyük ceza

Bir sene kalp rahatsızlığımdan sonra doktorları dinlemeyip oruç tuttum ve hastanelik oldum. Çok dokunmuştu bana oruç tutamamak. Hapse atılsam belki bu kadar dokunmazdı. O zaman anladım ki, ramazan oruç ayıdır. Anamın tabiriyle, kurtlar, kuşlar oruç tutardı. Ben nasıl tutmazdım. Orucum yok madem başka şeylerle telafi edeyim diye okuduğum Hatmi Şerifi bitirip Tefsîr okumaya başladım. Bir Müslümana Ramazanda verilebilecek en büyük ceza oruç tutmama cezası olmalıydı… İşte bitti. Bayram geldi. Artık tam on bir ay ramazan yok. 

Bayramınız mübarek olsun…