Biz mü’miniz. Bizim işimiz, kimin mü’min kimin kâfir, kimin münafık olduğunu ölçüp biçip cennete veya cehenneme postalamak değildir. İman ehli olan herkesi gücümüz yetiyorsa dilimiz dönüyorsa ve bu işe ehilsek biraz daha yükseltmek, iman ehli olmayana da incitmeden doğru yolu göstermektir.
Hiçbir mümin, karşısındaki herhangi birine veya gıyabında bir kişiye kâfir diyemez. Çünkü “kâfir” diye itham edip suçladığın kimse kâfir değilse sen kâfir olursun. Hele oruç ağzımızla çok dikkatli olmalıyız. Resulullah Efendimiz (s.a.v), “Bir kimse başka birine kâfir derse ikisinden biri kâfir olur, ya söyleyen, ya söylenen” buyurmuştur.
Yobazlık kAfirin sıfatıdır
Kâfir de o kimsedir ki: Allah’ı, melekleri, kitapları, peygamberleri, kaderi, ahiret gününü inkâr veya bunlardan birini inkâr eder. Kısaca, kendi imanına değer veren kimse, hiçbir kimseyi bu tür ağır ve büyük bir şeyle itham etmez. Biz, sevgi, hoşgörü, yumuşaklık, anlayış sıfatlarını benimseyip özümsemeliyiz. Çünkü bunlar aynı zamanda Allah’ın sıfatlarındandır ve müminin şiarı olmalıdır. Kabalık, sertlik, bağnazlık, yobazlık, müfterilik de kâfirin sıfatıdır ki, bunlardan uzak durmalıyız.