Bir mescitte ibadet niyetiyle belli kurallara uyup dış dünyayla ilişkileri asgari düzeye indirerek kişinin kendisiyle baş başa kaldığı "itikaf", modern hayatın yoğunluğu içinde nefis terbiyesi ve ibadetine yeteri kadar zaman ayıramayan Müslümanlar için Ramazan'ın ayrılmaz bir parçasıdır. Pandemi nedeniyle 2 yıldır sınırlı sayıda yapılan itikaf için bu Ramazan camilerin kapıları müminlere açıldı. Son 10 günde Allah'a yönelmek, nefsi dünya nimetlerinden terbiye etmek için müminler camilere koştu. Gece gündüz camide kalan insanlar, tüm ihtiyaçlarını burada karşılayarak zamanlarını sadece ibadetle geçiriyor. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak gibi ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması hâlinde başka bir camiye gitmek üzere içerisinde bulunduğu cami veya mescitten çıkabilir. Bu zorunlu hâllerin dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulur. (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291-293).
İTİKAFTA 10 GÜN
Hz. Peygamber'in (S.A.V.) Ramazan'da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok Hadis-i Şerif vardır. Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 290). Camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler.
NAMAZDA SUREYİ MEALİYLE OKUMAK CAİZ DEĞİL
Kur'an evrenseldir. Ancak tercümesiyle manası arasında dilden dile farklılıklar oluşur. O nedenle özellikle namaz surelerin Türkçe okunması konusunda Diyanet, 'caiz değildir' açıklamasında bulunmuştur. Kur'an'la meal arasında çok fark vardır. Tercüme, "hiç mümkün değildir" denilecek kadar zor bir işi yüklenmedir. Kur'an'ı kendi dilinden yani Arapça okunması daha uygundur. Zira Kur'an da bir insan kadar insanı anlar, dinler ve insanla konuşur gibi özellikleri vardır. Namazda ise hiç meal veya tercüme okunmaz. Hadis-i Şerif'te sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur; "Fâtiha'sız namaz olmaz." "Namazı benden gördüğünüz gibi kılınız!" Namazın kendine göre kuralları vardır. Bunlara uyulmazsa namaz, namaz olmaz.