Real Madrid ile Atletico Madrid arasındaki karşılaşmayı izlemek üzere İtalya’daydım. Real Madrid’de efsane olan Zizu ile Atletico'nun efsane ismi Cholo arasındaki rekabeti de temsil eden mücadelede, kazanan Zizu oldu. Cholo ise başı dik bir şekilde San Siro’dan ayrıldı.
Bir tarafta Fransa ile Dünya ve Avrupa şampiyonu olarak futbolun nirvanasına ulaşıp Real Madrid’de efsane olan Zizu (Zinedine Zidane) diğer tarafta gittiği her takımda efsane olan Cholo (Diego Simeone)… Futbolcu olarak defalarca İtalya’da karşı karşıya gelen ikili, son olarak 1998-1999 yılında San Siro’da Şampiyonlar Ligi maçında rakip olmuşlardı. Zizu Juve’de Cholo ise İnter’de ter döküyordu. Büyük çekişme içinde geçen maç 0-0 bitiyordu. İkili bu defa da 18 yıl sonra yine San Siro’da karşı karşıya geldi… 90 dakikası 1-1 sonuçlanan maçın galibini penaltılar belirledi… Zizu futbolculuğunda aldığı bir kupayla teknik direktörlük kariyerine 'Merhaba' diyor, 2 yıl önce bu kupayı Lizbon'da Ancelotti'ye kaybeden Cholo ise 'Bir daha ki sefere" diyordu… O anda Madrid'in ünlü meydanı Cibele'de ise 'Hala Madrid' sloganlarıyla Güney'in çocukları zafer turları atıyorlardı.
YILLAR SONRA GELEN BÜYÜK BULUŞMA
Günler öncesinden dünyanın büyük ilgi gösterdiği finale akredite olduktan sonra hazırlıklara başladım. Ben de diğer gazeteciler gibi 18 yıl sonraki buluşmaya tanıklık etmek istiyordum. Futbolcu olarak bütün kupaları kazanan Zizu ile teknik direktör olarak sadece şampiyonlar ligi kupasını kazanamayan Cholo’nun buluşmasına taraftarlar da büyük ilgi gösteriyordu. Biletler günler öncesinden tükenmişti. Maça daha 24 saat varken karaborsada en ucuz bilet 800 euro’dan satışa sunuluyordu.
BOMBA İHBARI PANİK YARATTI
Pagano’ya ilerlerken benim de içinde olduğum metroda bir anons yapıldı. Anons İtalyancaydı. Metro içinde bulunan bazı insanlar anonsla birlikte oturdukları yerden kalktılar. Bizse olanlara bir anlam veremeden etrafa bakıyorduk. Sonra anonslar tekrar tekrar edilmeye başlandı. Sirenler çalmaya başladı. Pagano’ya vardığımızda metro boşaltıldı. Beş dakika sonra ihbar asılsız çıkınca yeniden metroya binerek San Siro’ya doğru ilerledik.
PANKART SAVAŞI
Maça saatler kala taraftar grupları stadyuma girerek pankartlarını yerleştirdi. Atletico Madrid’in taraftar grubu Frente Atletico (Atletico Cephesi) ile Real Madrid’in taraftar grubu Ultras Sur (Güney Ultras) adeta pankartlarla konuşuyorlardı. Ultras Sur, 'Hasta El Final (Finale kadar)' pankartı açarak ezeli rakiplerine 'Buraya Kadar' mesajı veriyorlardı. Atletico Cephesi ise buna 'Tus Valeros Hacen Creer (Sana inanmamızı sağlayan senin değerlerin)' pankartıyla karşılık verdi. Yıllardır dünyanın farklı yerlerinde maç izleyen bir Türk olarak Atletico taraftarlarının beni büyülediğini söyleyebilirim.
HEM TAKIMI HEM TRİBÜNÜ YÖNETTİ
2014 yılında yine Real Madrid’e uzatmalarda kupayı kaybeden Cholo, teknik direktör olarak CV’sinde tek eksik kalan kupayı bu defa kazanmak istiyordu. Maça Real Madrid çok hızlı başladı. İngiliz hakem Mark Clattenburg’un bile atladığı bir karambolde Ramos’un dokunuşuyla Real 1-0 öne geçti. İşte bu dakikadan itibaren Ateltico Cephesi’nden ses çıkmıyordu. Bu arada kulübeden fırlayan Cholo birden tribünlerin önüne kadar koşarak elleriyle “Hadi hadi” diye bağırmaya başladı. İşte o dakikadan sonra Atletico Cephesi San Siro’yu Güney’in çocuklarının başına yıkıyordu. Zizu ise daha çok futbolcularını yönetmekle ilgiliydi.
YİNE Mİ UZATMA!
Atletico, ikinci yarı dünyanın en antipatik futbolcusu olan Pepe’nin Fernando Torroes’e yaptığı ‘tartışmalı’ bir kararla penaltı kazandı. Hareketi Pepe yaptığı için kimse pozisyonu bile tartışmadı. Topun başına Antoine Griezmann geçti. Bu dakikadan sonra dünyanın en çirkef İspanyolu Sergio Ramos devreye girdi. Griezmann’ın konsantrasyonunu bozmak için elinden geleni yaptı. Başarılı da oldu. Griezmann topu direğe nişanladı. Ancak bu defa ikinci yarı oyuna giren Carrasco devreye girdi. Harika bir dokunuşla Atletico Cephesi’ni umutlandırdı. Ancak kalan dakikalarda gol olmayınca maç uzadı. Maçın uzaması akıllara iki yıl önceki finalleri getirdi. Benim gibi stadyumda ve TV başında olan insanlar “Acaba mı?” dediler. İki takım da gol bulamadılar ve maç penaltılara gitti.
İNANMAYI BIRAKMA!
Atletico taraftarları finalden günler öncesinde Twitter’da 'Nunca Dejes De Creer (Asla İnanmayı Bırakma)' başlığıyla bir hashtag açtılar. Artık kupaya çok yakındılar. Ancak iki penaltı kaçınca yine Güney’in çocuklarına kupayı kaybediyorlardı. Madrid Cibele Meydanı kaçan penaltılardan sonra bayram yerine dönüyordu. Futbolculuğu döneminde kazanmadığı kupa bırakmayan Zizu, teknik direktörlüğünün acemilik döneminde Avrupa’nın en büyük kupasıyla ilk yılını taçlandırıyordu. İki finali de uzatmalarda ezeli rakibine kaybeden Cholo ise başı dik bir şekilde San Siro’dan ayrılıyordu. Eminim benim gibi futbolu seven büyük çoğunluk Çeyrek Final’de Barcelona’yı, Yarı Final’de ise Bayern Münih’i eleyen Atletico’nun bu kupayı sonuna kadar hak ettiğini düşünüyordu. Tabi bir de buna Sergio Ramos ve Pepe gibi iki antipatik eklenince bu istek daha da zirve yapıyordu ama olmadı… Bir kez daha iyiler kaybediyordu.