Yunus Emre Enstitüsü gerçek bir kültür diplomasisi yürütüyor
ARZU AKYOL arzu.akyol@aksam.com.tr
Darbe Girişimi’nin ardından yurtdışındaki tanıtım faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Yunus Emre Enstitüsü de bu amaçla 2009 yılında kuruldu. 45 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’yi dünyaya doğru kaynaklardan tanıtarak gerçek bir kültür diplomasisi yürütüyor. Öyle ki FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaptığı açıklamanın iki yerinde enstitüyü hedef gösterdi. Çünkü Yunus Emre Enstitüsü, örgütün yurtdışındaki negatif faaliyetlerine büyük darbe vuruyor. Enstitü, bu faaliyetlerin bir parçası olarak, bu yıl yedincisini düzenlediği Türkçe Yaz Okulu programı kapsamında 46 ülkeden 550 öğrenciyi Türkiye’de ağırladı. Program 27 Ağustos'ta Ülker Arena’da düzenlenecek ‘Türkçe Bayramı’yla finali yapacak. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’le hem Türkçe Yaz Okulu ve Türkçe Bayramı’nı hem de Yunus Emre Enstitüsü’nün faaliyetlerini konuştuk.
Yunus Emre Enstitüsü’nün kuruluş amacını anlatır mısınız?
Yunus Emre Enstitüsü 2009 yılında devlet tarafından kurulan bir kamu vakfı. Temel amacı, Türk dilini, kültürünü, edebiyatını, sanatını dünyaya tanıtmak. Bu amaçla yurtdışında kültür merkezleri kuruyoruz ve çeşitli faaliyetler organize ediyoruz. Enstitümüz devlet tarafından kurulduğu halde vakıf statüsünde ve Devlet Memurları Kanunu’na tabi değil. Hızlı hareket edebilmek adına özerk bir yapısı var.
Enstitünüzün adının ‘Yunus Emre’ olması tesadüf değil herhalde?
Elbette değil. Yunus Emre kültürümüzü en iyi şekilde yansıtan, Türkçeyi en arı, en temiz kullanan âlimlerimizden biridir. Enstitümüzün misyonuna da çok uygun bir isimdir. Vakti zamanında iktidarıyla muhalefetiyle bütün meclis ittifak halinde Yunus Emre ismini kabul etmişler. Ne mutlu ki yine Yunus Emre Enstitüsü’nün bütçesinin artırılması gerektiği konusunda da iktidar ve muhalefet hemfikir. Bu da herkesin enstitünün işlevinin öneminin farkında olduğunu gösterir.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından yurtdışındaki tanıtım faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Yurtdışında kendimizi doğru anlatabilmeye şu an çok ihtiyacımız var değil mi?
Kesinlikle… Batılı ülkeler yüzyıllardır bunu yapıyor. İngilizlerin British Council’i, Almanların Goethe Enstitüsü var mesela. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de 2009 yılında bu ihtiyacı karşılamak için Yunus Emre Enstitüsü’nü kurdu. Şu anda Almanya, Fransa, Hollanda, Balkan ülkeleri, Arap ülkeleri, Japonya, Amerika gibi 45 ülkede 45 merkezimiz, toplam 400 personelimiz var. Bunun yanında özellikle üniversiteler bünyesinde 80’den
fazla irtibat ofisimiz mevcut. Yunus Emre Enstitüsü’nün rolü nedir tanıtım faaliyetlerinde?
Olağanüstü önemi var kanaatimizce. Dünya siyasetinde farklı diplomasi türleri var. Bizim çalışma alanımız akademik ve kültürel diplomasi. Bakın dünya artık global bir köy ve kültürlerarası iletişim çok önemli. Bu alanda devletlerin gücü azaldıkça sivil toplum örgütlerinin ve bu tür lobi faaliyetlerinin etkisi artıyor. Bu tür faaliyetler ticari ilişkilerinizi de geliştiriyor. Bakın Fransız Kültür’ün sadece Amerika’da 50’den fazla enstitüsü var. Goethe’nin 20’den fazla… Bu tesadüf değil. Bakın; Amerikalılar önce bombalıyorlar, sonra filmini çekiyorlar, biz de seyredip acıyoruz onlara. Hiç kimse “Amerika’nın Irak’ta, Afganistan’da ne işi var?” diye sormuyor. Oysa askerimiz içine sinsice sızmış teröristler bizi bombalıyor ama biz bunu anlatamıyoruz. Halkın sivil bir şekilde militarizme, baskıya ve iradesinin elinden alınmasına karşı duruşunu, bu onurlu duruşu anlatamadık. Bu tabii ki bizim eksiğimiz. Bıkmadan usanmadan anlatmak gerekiyor. İşte Yunus Emre Enstitüsü bu bilinçle çalışıyor. Darbe Girişimi’nin ardından neler yaptınız?
Biz bütün bu network ağımızı Türkiye’nin çıkarları için, Türkiye’nin haklı argümanlarını ve Türk insanını tanıtmak için kullanıyoruz. Bu bağlamda 15 Temmuz gecesi de, 45 merkezimizle irtibata geçerek darbe girişimini ve milletimizin kendi hür iradesine nasıl sahip çıktığını tüm dünyaya duyurduk. Zaten bu nedenle FETÖ lideri yaptığı açıklamada iki defa Yunus Emre Enstitüsü’nden bahsetti. “Yunus Emre Enstitüsü kurdu devlet ama başaramadı” diye bizi aşağıladı, küçümsedi aklınca. Bu bile aslında bizim ne kadar başarılı olduğumuzu gösteriyor. Yurtdışında Türkiye’ye, Türk insanına ve Türk kültürüne olan ilgi her geçen gün artıyor. Bu yapı bugüne kadar ‘Türk okullar’ adı altında bu ilgiyi absorbe etti. Uzakdoğu’da, Avrupa’da, Amerika’da Türk algısını ve Türk imajını kullandı. Oysa Yunus Emre Enstitüsü vasıtasıyla Türkiye’nin gerçek
kimliği, gerçek değerleri, kültürel zenginliği bütün dünyaya doğru kaynaklardan tanıtılıyor. Nasıl geri dönüşler aldınız?
Balkan ülkelerinden yoğun bir destek var ama özellikle Amerika ve Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya gibi Batı Avrupa ülkelerinden gelen tepkiler çok kötü. Şu anda üstü kapalı bir şekilde faaliyetlerimiz engelleniyor. Müzeler gibi paydaşlarımız etkinliklerden geri çekiliyor. Bize tahsis edilen mekânlar birdenbire başkalarına tahsis ediliyor. Buna rağmen biz network’ümüzü işletiyoruz. Tanıtımlarımızı yapıyoruz. Onlara kızacak, küsecek durumumuz yok. Bizim üzerimize düşeni yapmamız lazım. Yolumuza devam ediyoruz. Önünde sonunda anlaşılacak. Anlaşılmayacak bir tarafı yok. Siyah beyaz kadar net. Türkiye’de bir askeri darbe girişimi oldu ve bu girişimi lanetlemek her demokratın vazifesi. Biz de o sözde demokratlardan daha demokrat olduğumuzu halk olarak gösterdik. Bunu kültürel olarak da yansıtıyoruz. Bunu dışarıya doğru yansıtmak için çalışmalara devam ediyoruz.
FETÖ YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ’NE DE SIZMIŞTI
FETÖ’den kurumunuza da sızmalar olmuş mu?
Tabii… Biz 2014 yılından sonra bu durumu fark edip bir temizlik operasyonuna girişmiştik zaten. Özerk yapımızın sağladığı mevzuat kolaylığı nedeniyle de hızlı hareket edebildik. Şu ana kadar 94 personelimiz görevden uzaklaştırıldı. Tabii ki haksız yere kimsenin görevine son vermek istemiyoruz. Bunun için de titiz bir çalışma yürütüyoruz. Kurumumuzu arındırma çalışmaları devam ediyor.
TÜRKÇE YAZ OKULUNA KATILAN ÜLKELER
Afganistan (Kabil), Almanya (Köln), Ürdün (Amman), Arnavutluk (Tiran, İşkodra), Avusturya (Viyana), Azerbaycan (Bakü), Belçika (Brüksel), Bosna Hersek (Saraybosna, Mostar, Foynitsa), Cezayir (Cezayir), Fas (Rabat), Fransa (Paris), Gürcistan (Tiflis), İngiltere (Londra), İran (Tahran), Filistin (Kudüs), İtalya (Roma), Japonya (Tokyo), Karadağ (Podgoritsa), Kazakistan (Astana), Kırgızistan (Bişkek), Kosova (Priştine, Prizren, İpek), Lübnan (Beyrut), Macaristan (Budapeşte), Makedonya (Üsküp), Mısır (Kahire, İskenderiye), Polonya (Varşova), Romanya (Bükreş, Köstence), Sırbistan (Belgrad), Sudan (Hartum).
‘TÜRKÇE BARAMI'NDA BARIŞ VE DOSTLUK MESAJI VERECEĞİZ
Bu kapsamda Türkçe Yaz Okulu ve Türkçe Bayramı projesini anlatır mısınız?
Yunus Emre Enstitüsü yurtdışında düzenlediği Türkçe kurslara katılanlar arasında başarılı olan 46 ülkeden 18 yaş ve üstü 550 öğrenci için Türkiye’de bir aylık bir yaz okulu programı düzenledi. Program, 20 Temmuz’da yani darbe girişiminden sadece 5 gün sonra başlamasına rağmen olağanüstü bir katılım oldu. Özellikle Japonya’dan ve Almanya’dan 40’ın üzerinde öğrenci var. Çünkü bizimle temas halindelerdi ve doğru bilgilendirildiler. Güvenerek geldiler ve akşamları da kendi istekleriyle demokrasi mitinglerine katıldılar. Bir de ‘Dostluk Tırı’nız var…Evet, program Türkiye’nin 16 farklı şehrindeki 20 üniversitede yürütülüyor. Türkçe Yaz Okulu için özel olarak hazırlanan ‘Dostluk Tırı’ bu şehirlere giderek kültür elçilerimizle buluşuyor. Bu buluşmalarda Türkçe bilgisi yarıştırılıyor, çeşitli etkinlikler düzenleniyor, öğrencilerin izlenimleri toplanıyor. Yaz Okulu güzel bir de finalle, ‘Türkçe Bayramı’yla veda edecek değil mi?
Evet. Programın son haftasında öğrenciler İstanbul'da bir araya gelerek 27 Ağustos'ta Ülker Arena’da düzenlenecek ‘Türkçe Bayramı’na katıldıktan sonra Türkiye'ye veda edecekler. Türkçe Bayramı’nda misafir öğrencilerimiz ‘İnsan ve Türkçe’ temalı kapanış gösterisiyle dünyaya ‘Türkçe’ barış, dostluk ve sevgi mesajları gönderecek. Bu yıl ki final konseptimizi, çok kültürlülüğün güzelliğini ve kültürlerarası diyalogun önemini anlatan “Allah insanları kavimler şeklinde yaratmıştır ki birbirileriyle tanışsınlar” diyen Ayetten yola çıkarak hazırladık. Bu konseptte bir oyun koyacağız sahneye.
Üstelik ücretsiz. Tüm halkımızı davet ediyoruz.