Yeni oyun 2 yıllık bekleyişimize değiyor mu?

ENDER EREN

endereren@gmail.com

Günümüzün en çok AAA oyun üreten firması konumunda olan Ubisoft, yıllar içerisinde Assassin’s Creed markasının bir taraftan suyunu sıkarken, diğer bir taraftan ortaya oyuncuları heyecanlandıracak içerikler koymaya çalıştı. Gözünü para hırsı bürümüş yatırımcıların ve yeni bir şeyler üretmek isteyen geliştiricilerin arasında sıkışıp kalan Assassin’s Creed oyunları kimi zaman bizi heyecanlandırsa da, kimi zaman ilgimizi hiç çekmeyen temalar ile ile karşımıza çıktı. Tarihler 13 Kasım 2007’yi gösterdiğinde, kilise çanının sallanması ile ortadan kaybolup kardeşlik için suikastini gerçekleştiren Altair’i gören oyuncular, Assassin’s Creed için heyecandan yerlerinde duramamışlardı. Yakın dönemde Prince of Persia markası sayesinde kasasını dolduran Ubisoft, artık video oyun dünyasına yeni bir şeyler katmak istiyordu. Ancak muhtemelen kendileri de Assassin’s Creed markasının Ubisoft’un önüne geçeceğini tahmin edememişlerdi. İlk önce aynı Prince of Persia’da olduğu gibi sadece bir üçleme olarak düşünülen Assassin’s Creed’in milyonları aşan başarısından sonra, seri maalesef avuçlarını birbirine sürten yatırımcıların eline düştü. Assassin’s Creed markası her zaman başarılı yapımlar ile karşımıza çıkmasa da, ilk oyunda sahip olduğu temayı hiç bozmayarak istikrarlı bir şekilde devamlı olarak karşımıza çıkmayı başardı. Diğer bir büyük oyun markası olan Call of Duty’nin aksine aynı marka adı altında başka evrenlere giriş yapmayan Assassin’s Creed, zaman zaman tekrar eden hikayesini temcit pilavı gibi oyuncuların önüne sunsa da ana karakterler açısından kısmen zengin sayılabilecek bir evren oluşturmayı başardı.