Yeldeğirmeni’nde vintage bir butik

UYGAR TAYLAN
uygartaylan@gmail.com

Kadıköy Yeldeğirmeni'nde The Stuff adında vintage bir butik açıldı. Labirenti andıran dükkânın içinde tel dolaplar, renkli danteller, retro fotoğraf makineleri, eski porselenler ve tahta valizlerle zamanda yolculuğa çıkacaksınız.

Çok değil birkaç sene önce Kadıköy Yeldeğirmeni’nde kırk kedili bir Madam yaşarmış. Sokakta ne varsa çer çöp her şeyi evine toplarmış... Mahallede herkes onu sever, yardım edermiş. Madam da isteyenlere muskalar yazar, dualar edermiş. Gün gelip yaşlı Madam hayata gözlerini yumunca kedileri ortada kalmış evindense kırk bin lira para çıkmış. Şimdiyse Madamın evinde bir Vintage dükkânı açan yeni sahibesi Elif Erkaya bulunuyor. 

Eskici dükkanı değil, butik

Madam’dan sonra artık mahallenin sahipsiz kedilerini Elif Erkaya besliyor. Bu masal gibi girizgâhın nedeniyse son 

günlerin popüler semtlerinden Yeldeğirmeni’nde labirenti andıran bir Vintage dükkânı 'The Stuff'. Retro fotoğraf makineleri, eski televizyonlar-müzik setleri, lambalar, tel dolaplar, emaye tencereler, porselen takımları, daktilolar, eski valizler, hatta valiz sehpahalar...Burası bir butik aslında. Eskici dükkânı değil. Labirenti andıran koridorlarında her köşe başka bir dönemin parçalarıyla dekore edilmiş. Sanki bir köşe 60’lar köşesi bir köşe 80’ler ortada ise 70'ler köşesi. Dükkânın sahibesi Elif Erkaya aslında bir reklamcı ve eski eşya tutkunu. Fakat bir antika sever değil. Çünkü yakın geçmişten hoşlanıyor. 60-70’li yılların stiline karşı olan tutkusu onu evine oradan buradan topladığı eşyaları doldurma noktasına getirmiş. Ta ki hayvan sevgisi bir gün ağır basıp arkadaş tavsiyesi üzerine ‘thestuffvintage’ adındaki Instagram hesabını açana kadar. Sahipsiz hayvanların bakımı için açtığı Instagram hesabında elden çıkarttığı ürünler kapış kapış gitmeye başlayınca da bir dükkân açmaya karar vermiş. Kuzeni Aslı Nacak'la işlettiği dükkânın adı yine çocukken birlikte izledikleri 1986 yapımı korku filmi ‘The Stuff’ dan geliyor. 

Burada kutuplaşmadan çok kucaklaşma var

İlk başlarda dükkân ararken eve yakın olsun diye Moda’da bakıp her köşeye açılan kafelerden isyan edip vazgeçmişler. “Evimize çok yakın olduğu için Moda’da çok istedik. Ama esnaf erimiş tamamen kafe odaklı olmuş. Sonra Yeldeğirmeni geldi aklımıza. Uzun zamandır gelmiyorduk. Yeldeğirmeni’ndeki değişimi gördük. Ama bu bir kentsel dönüşüm değil, kültürel dönüşüm olmuş çok güzelleşmiş burası. Hem de ruhunu kaybetmemiş. Bizi en çok etkileyen tarafıysa muhafazakâr bir semt olmasına rağmen kutuplaşmadan çok kucaklaşma var burada”. İki gün önce dükkânın bulunduğu İskele Sokak'taki, sokak düğününü anlata anlata bitiremiyor.Dükkânın benzerlerinden en büyük farkı atölye usulü çalışıyor olması. Eski bir asker bavuluna dört tane ayak ekleyip sehpaya dönüştürüyorlar. Bir parçayı başka bir şeyle birleştirip yeni bir ürün haline getiriliyor yani. Aldıkları Gomalak cila eğitimiyle eski cilaları zımparalayıp yeni cilalarını çekiyorlar. Hatta köylü kadınlardan alıp boyayıp kasnaklara gerdikleri renkli danteller dükkanın en güzel parçalarını oluşturuyor. “Burda elişleri de yapıyoruz. Bir ürünü olduğu gibi satışa koyduğumuz da oluyor. Ama hiçbir şeyi kırık, bozuk ya da kirli dükkâna koymuyoruz. Aldığımız müzik setinin dahi bakımını, temizliğini yaptırıp insanlara o şekilde sunuyoruz” diyor Elif.

Fiyatlar göz korkutmuyor

Dükkânda fiyat aralığı yok. 10 TL’ye çok güzel bir emaye tabak bulabilir ya da 1000 TL’ye kanepe de alabilirsiniz. Ne kadar para öderseniz ödeyin bir parçadan bir tane bulabiliyorsunuz. Piyasada uçuk fiyatların aksine ‘The Stuff’da fiyatlar göz korkutmuyor. Üstelik dedenizden anneannenizden kalma herhangi bir parçayı az bir komisyonla kendi belirlediğiniz fiyattan bırakıp satışa çıkarabiliyorsunuz. Satışlardan elde edilen gelirin bir kısmı ise sahipsiz hayvanların bakımına gidiyor.