Yaz aşkı yoktur, yaz tutkusu vardır

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Aşkım Kapışmak, bu aralar hem yeni kitabını yazıyor hem de sosyal sorumluluk projelerine destek veriyor. Kitap yazarken bu kez Balkanları tercih eden Kapışmak’la bir araya gelmişken yaz aşklarını da sorduk. Kapışmak; “Yaz aşkı diye bir şey yoktur. O yaz libidosudur. Yaz aşkı yoktur, yaz tutkusu vardır...” diyor. 

Yeni kitabınızı Montenegro’da yazdığınızı okudum. Balkanları tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?

Takipçilerimin talebiydi. Her sene başka bir ülkede olduğumu biliyorlardı ve Belgrad, Makedonya, Montenegro’da sevenlerimin rehberliğiyle gezdim. En son Karadağ’a (Montenegro) yerleştim ve kitaba başladım. İnanın Karadağ’a âşık oldum. Bu sene ilham perilerim oradaymış. Deniz, dağ ve ağaçlar… Kotor Kalesi yeni kitabımın doğduğu yer oldu.

Daha önce yayınlanan “Kalbin Anahtarı” kitabınızı Mekke’de, “Aşkımın Beden Dili”ni İspanya’da, “Dolce Vita” yı Tayland’da yazdığınızı biliyorum. Neden kitaplarınızı farklı farklı ülkelerde yazmayı tercih ediyorsunuz?

Bu çocukluğumun yeminiydi. Çok çalışmam gerektiğini biliyordum; ama bir yanımda dünyayı keşfetmek istiyordu. Yaptığım işler niteliksel olarak başarı göstergesi olabilir; ama nicelik bakımından gelişmem için keşfetme arzumu gerçekleştirmem gerekiyordu. Uzaklaşmadan yakınlaşamıyorum ilhama. Bilmediğiniz sokaklar, cafeler, yollar, tanımadığınız insanlar maskesiz oluyorlar. Daha açıklar. Ben alışkan ve her yeri bilen zihnimle yazamıyorum. Dünyayı gezerken, bilmediğim yerlerdeki şaşkınlığım ve merakım zihnimi canlandırıyor. Bu daha iyi yazmama ve okumama yardımcı oluyor. 

Yeni kitabınızın konusuyla tüyolar rica edebilir miyim?

Son 5 yıldır ülke olarak o kadar çok sorunla baş etmek zorunda kaldık ki, bu korku ve kaygılar şimdilerde daha çok kendini depresyon ve yalnızlık ile gösterir oldu. Her yer kalabalık gibi ama çoğunluk yalnız. Neşemiz azaldı. Yeni kitap neşeyi, yaşama sevincini, yeniden birlik ve beraberliği yani bizi bize sunacak. İlk defa İnsanların uygulayabilecekleri teknikler hazırladım. 

Yaz aylarındayız ve “Yaz Aşkları” çok gündemde… Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Yaz aşkı diye bir şey yoktur. O yaz libidosudur. Yaz aşkı yoktur yaz tutkusu vardır... Güneş terapisi diye bir gerçek var. Hiçbir ilaç ya da uzmanın başaramayacağı bir etkiye sahip. İnsanın kendini bırakması, akış ve özgürlük adı altında birçok duygusal boşalma genellikle yaz aylarına denk geliyor. Sonbahar ve kış ayları hepimiz için renginden dolayı kapalı ve kasvetli. Özellikle şehir de yaşıyorsanız her yere yetişme telaşı, trafik, sorumluluklar ve yönetmeniz gereken durumlar ciddi bir boyutta. Toplum olarak dinlenmeyi de pek bilmediğimiz için saatlerle yarışır durumdayız. Bu sebepten sürekli hedef ve sorumluluk içinde boğulan insan, özel hayatını araya sıkıştırıp duruyor. Aşk falları, reiki, enerji işleri. Astroloji, kuantum, yogayla geçen hafta sonları sadece Umut vadediyor. Şehirli insan yaza doğru yorulduğunu ve artık tatil yapmak, rahatlamak istediğine karar veriyor. Eğer zor bir evlilikten ya da ilişkiden çıktıysanız ya da uzun zamandır ciddi bir ilişki yaşayamamışsanız bu durumun depresifliği, üzüntüsü, kaygısı üstünüze sinmişse yaz ayları farklı bir dışa vurum yaşayabilirsiniz.

ÖRNEKLEMEK GEREKİRSE…

Bazı insanlar kısa yaz aylarında gittikleri tatil beldelerinde karşılarına çıkan kişiye ilgi duyarlar, âşık olduklarını zannedeler. Gerçekte aynı kişiyi, kışın şehirdeki koşuşturmacanın içinde görseler o kadar etkilenmezler. Bunun sebebi şu; normalde insanlar beklentide olduklarında ve duygu durumlarında bir problem varsa karşılarına çıkan kim olursa olsun beklentileri yüksek olduğu için etkilenmezler. Kişi zamanla beklentisini yitirir bu durumu kabullenir, başka şeylere odaklanmaya başladığında ayni kişi karşılarına çıktığında ilgi duyar ve arzularlar. Yaz ayları bunun için  gayet ideal bir illüzyon ortamıdır. Kişi, iyice kendini bırakmış, görüntüsüne daha çok ilgili, güneşin verdiği mutluluk hormonları, denizin aldığı stres, eğlence, dans, müzik derken iyice kendini akışa bırakır. Bu bırakışta bedensel arzular her iki cinste de ön plana çıkar. Aşk zannettikleri aşırı hoşlanma kişileri yakınlaştırır. Tabii bu yakınlaşma da her iki taraf eğlence öncelikli olduğu için birbirilerine keyifli yanlarını gösteriler. Taki bu durum tatil bitene kadar devam eder. Gerçek aşk, yaz, kış diye mevsimlere göre gelmez; ama birey yaşadığını aşk diye betimlemek ister.