Yanakların sarkmasını önlemek mümkün mü?

NESLİHAN DOLAR

neslihandolar@gmail.com

Cildimin sarkmasını nasıl önlerim?

Sayın Doktorum,

45 yaşındayım ve yüzümde sarkmalar başladı. Özellikle göz kapaklarım ve yanaklarım çok rahatsız ediyor beni. Önceden yakışan göz makyajım sarkmadan dolayı artık yakışmaz oldu. Şimdiye kadar çocuklar, iş güç derken kendimi ihmal etmişim. Öyle yapay görüntüye ve ameliyata da karşıyım. Ama yaşlanmak da istemiyorum. Okudukça ve araştırdıkça kafam karıştı. Sizin gibi doğal gençleşmeye önem veren bir uzmandan öneriler almak istedim. Bana yardımcı olur musunuz?

Sevgili Esra Hanım,

YERÇEKİMİNE KARŞI  KORUMALIYIZ

30 yaşına kadar cildimiz rezervleri kullanır ve sürekli yenilenir. Yaşlanma sinyallerini almak zordur. Ancak yaşla birlikte bazı yapıtaşları azalmaya, hücreler arası su, vitamin ve mineraller tükenmeye başlar. Artık cildin yenilenme kapasitesi azalmış, elastikiyet kaybı oluşmuş  ve yeni kollajen üretimi durmuştur. Yer çekimine yenik düşen cildimiz yönünü yukarıdan aşağıya değiştirmiştir. İşte tam da bu devrede dur demek gerekir. Aksi takdirde geri dönüşümsüz bir şekilde ciltteki sarkmalar ilerleyecektir. Bazı ciltler sarkmaya bazı ciltler ise kırışmaya meyillidir. Genellikle kuru ciltler kırışırken, yağlı ve kalın ciltler sarkar. Cilt sarkmalarında genetik faktörler ve cildimize nasıl davrandığımız önemlidir. Sarkma, 40 yaş civarında özellikle her iki yanağın alt kısımlarında belirginleşir ve yüz ovali bozulmaya başlar. Ayrıca  alın kısımdaki  kaslarda gevşeme  ve aşağı doğru yer değiştirme  sonrası gözkapaklarında düşme  de  görülür. Henüz daha önce cildinize herhangi bir işlem yaptırmadıysanız öncelikle azalan vitaminleri cilde geri kazandırmak cildin direncini artıracaktır. Mezolift yöntemliye hyaluronik asit, vitaminler, mineraller ve atioksidanlar cilde verilir. Artık üretemediği bu maddelerle karşılaşan cilt, ışıldamaya ve sıkılaşmaya başlar. PRP de tam bu noktada işe yarar. Kanınızdaki tamir hücreleri ciltte azalan tamir hücrelerinin görevini üstlenecek ve cildi yaşlanmaya karşı abluka altına alacaktır. PRP ve vitaminler, roller, dermapen, iğneli radyofrekans sistemlerinin de yardımıyla cilt ve cilt altını uyararak destek olacaktır. Cildin alt tabakalarında başlayan gevşemeler ve sarkmalar içinse çok severek uyguladığım ve sonuçlarından hasta ve danışanlarımın da çok mutlu olduğu hifu diye bilinen fokuslu ultrason sistemleri devreye girer. Bu sistemde ses dalgalarının mekanik etkisinden yararlanılır. Hamilelerde bile bebeğe zarar vermeden görüntülemede kullandığımız ultrason yani ses dalgaları fokuslandığında  plastik cerrahların yüz germe ameliyatlarında düzelttiği tabakaya kadar inip burada ameliyata gerek kalmadan tek seansta kollagen stimulasyonu ve germe etkisi yaratmaktadır. Bu kadar masum ve bu kadar etkili olan bu enerji ile cilt altı bağ dokusu sıkılaşır ve cilt sarkmasının önüne geçilir. Geç kalınmamışsa başlamış olan sarkma geriye çevrilir. 

Sayın Doktorum,

YAĞLI EKZEMA BULAŞICI MIDIR?

Burun kenarlarımda, kaşlarımın içinde hatta dönem dönem saçlarımda ortaya çıkan kepeklenmeler ve kızarıklıklar var. Siyah kazak giyemiyorum üzeri bembeyaz kepek doluyor. Bir de bu ekzema saçlarımı döker diye çok korkuyorum. Saç dökülmesi yapar mı? Evde aynı havluyla aileme bulaşır mı?

Sevgili Emre Bey,

YAĞLI EGZEMA BULAŞICI DEĞİLDİR

Öncelikle belirtmek isterim ki halk arasında yağlı egzema diye bilinen seboreik dermatit kesinlikle bulaşıcı değildir. Hastalık sebase gland denilen yağlı hücrenin çok daha yoğun olduğu saçlı deri, yüzün T bölgesi, sırt bölgesinin üst kısmı, göğüs bölgesinin ön kısmı, kulak içi ve kulak arkası gibi bölgelerde yerleşim gösterir. Saçlı deride oluşan kepeklenme hastalığın en sık belirtisidir. Kronik olgularda kepeklenmeye eşlik eden saç dökülme sorunları görülebilir. Ancak dökülme sorunları tedavi ile geri dönüşümü mümkün olan bir sorundur. Özellikle kişiler burun kenarlarındaki yağlı kepeklerden ve kızarıklıklardan, kaşların içindeki kepeklerden şikayetçidirler. Hastalığın nedeni olarak bazı küf mantarları suçlanır. Ayrıca stres, mevsim değişiklikleri, beslenme alışkanlıkları, baharatlı yiyecekler, bağışıklık sistemi hastalıkları da alevlenmelere neden olabilir. Ergenlik döneminde ilk olarak ortaya çıkan bu durum 25-35 yaş arasında daha sık görülür. Bu rahatsızlık bazı dönemlerde artar ve bazı dönemlerde azalır. Yani kişi ömrü boyunca bu hastalık ile mücadele etmek zorunda kalır. Kişinin kendi yağ bezlerine karşı aşırı duyarlılığı vardır ancak hastalığın etkilerini azaltmak için kullanılan ilaçlar sayesinde olumsuz etkiler büyük oranda ortadan kaldırıldığı için seboreik dermatit yani yağlı egzamayı vücuttan tamamen atacak bir tedavisi olmasa da korkulması gerekmeyen bir hastalık olarak kabul edilir. Dermatolojik bir tedavi ve uygun ürünlerin kullanımı sayesinde, bu sorunla etkili bir şekilde savaşmak mümkün olacaktır. 

Sorularınızı instagram/drneslihandolar ve  neslihandolar@gmail.com  hesabına gönderebilirsiniz.