Tüm hayatınız sosyal medyaysa zihinsel tedbir almalısınız

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Bu haftanın gündemi Buse Terim’in sosyal medyada paylaştığı bir fotoğrafa takipçilerinden gelen hakaretler oldu. “Sosyal medyada insanlar neden birbirini linç ediyor”u yazar ve davranış bilimleri uzmanı Aşkım Kapışmak ve Kanada McGill Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Osman Metin’le konuştuk. 

Geçenlerde yeni doğum yapan Buse Terim’in fotoğrafının altına kadın takipçileri “Ayı, şişko” gibi şeyler yazdılar. Bir kadın, bir kadına nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?

Pardon ama gerçek hayatta da birçok kadın bunu dedikodu olarak arkadaş ya da akrabalarının arkasından yapıyor. Durum Tabii ki çok kötü ve cahilce ama bunu değiştirmezsiniz. O zaman kale almamayı öğrenmek gerekiyor. Beğenilme gibi bir derdiniz olmazsa bu tür yorumlar ilginizi çekmez. Eğer tüm hayatımızı burada yaşıyorsak zihinsel tedbir almalıyız. Bu tip insanlar bitmeyecek, ülkede cehalet ve yalnızlık arttıkça daha çok maruz kalacağız. Konu; kadın kadına bunu yapar mı? Televizyonda birbirinin kıyafetlerine hakaret eden ünlüler, birbirinin görüşlerine saygısızca saldıran ekran yüzleri çıkarsa olacağı bu. Eskiden güzel insan, içi güzel demekti. Şimdi güzel deyince dışına bakılıyor. Çirkinseniz linç yiyorsunuz, estetikle güzelleşirseniz bu sefer de estetik yaptırdın diye linç ederler. Onlar sizi sevmiyorlar çünkü kendilerine de saygıları yok unutmayın. 

Birçok sosyal medya kullanıcısı sahte hesap açıp kötü yorumlarda bulunuyor. Neden sahte hesap?

Sosyal medyada sizi şahsen tanımadan övenler, fake hesaplarla size sövüyorlar. Gerçek hayatta da olmadığınız şekliyle sizi aşırı öven arkadaşlarınız siz yokken başkasına sizi çekiştirenlerdir. İki tutumunda altında, kıskançlık ve mutsuzluk yatıyor. Çok dert etmeyin bitmeyecekler… 

İnsanlar aslından göründüğünden daha mı çok kötü ve kindar? Neyi paylaşamıyorlar?

Mahrem hayatların bu kadar ortaya dökülmesi sağlıklı değil. Kusursuz gözükmeye çalışmak doğal değil, fotoshop büyük bir bağımlılık ve  kandırmaca. Paranızı, eşyanızı, ailenizi bu kadar pazara çıkarırsanız her türlü eleştiriye de açık olmak zorundasınız. Hakaretler ve saldırılar başka, böyle durumlarda şikâyetçi olmak ve dikkate almamak yani sosyal medyadan cevap vermemek en iyisi. Çünkü iyi ya da kötü cevap verirseniz onlar için durum aynı. Bir şekilde fark edildikleri için kendilerini iyi hissediyorlar. Paylaşamadıkları bir şey yok, sadece kabullenemedikleri kendi iç dünyaları var. Yalnızlar, mutsuzlar, sevmeyi bilmiyorlar, tembeller, üretimsizler ve hadlerini bilmiyorlar. Bence dikkatli olmak, kendine güvenmek, dikkate almamak, mahremimizi korumak en doğrusu.

Neden hırçınlar?

Aslında hep böyleydi. Sosyal medya saklamamayı öğretti. Bu mecrada edep, hoşgörü beklemek faydasız. Özel hayatında, iş ve sosyal yaşamında fark edilmeyen, yalnızlık çeken binlerce insan var ve içlerindeki bu gerginlikleri ortaya çıkarmak için büyük bir fırsat sosyal medya. Ülkemizde yalnızlık, can sıkıntısı, kalitesiz boş zaman çokluğu, tembellik, okuma ve tüketim arttıkça bu gerginlik ve saldırılar da artacak. Artık birçoğumuz, iş yaptığımız, gezdiğimiz, güldüğümüz, eğlendiğimiz, şükrettiğimiz, para kazandığımız, kendimize baktığımız ve spor yaptığımız için bizi tanımayanlara göre tehdit unsuruyuz...

Yoksunluk hissediyorlar...

Kanada McGill Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Osman Metin 

Geçenlerde yeni doğum yapan Buse Terim’in fotoğrafının altına kadın takipçileri “Ayı, şişko” gibi şeyler yazdılar. Bir kadın bir kadına nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?

Teknolojik determinist olarak ismini zikretmek gereken McLuhan’ın “Araç iletinin kendisidir” ifadesi aslında burada söylenebilir. Küresel bir köy haline gelen dünyada insanların mesaj iletmek için kullandıkları her türlü araç artık iletinin kendisi haline gelmiştir. Sosyal medya bir araç olarak değerlendirildiğinde boşaltım valfi gibi bir işlevi karşılık gelebilir. Bu her toplum için farklı konularda gerçekleşmekte. Sosyal medyanın bu mecrada gerçekleşen linç haberleriyle gündeme gelmesi bu ortamın bir araç olarak nasıl mesaj haline gelebileceğine örnek olmakta... Sosyolojik olarak bakıldığında orta ve alt sınıfların gündelik rutinlerden kurtulmak ve rahatlamak için bu mecrayı araçsallaştırmalarıdır.

Birçok sosyal medya kullanıcısı sahte hesap açıp kötü yorumlarda bulunuyor. Neden sahte hesap?

Sosyal medyayı aktif olarak kullananlar bu ortamı kendileri için daha konforlu ve güvenilir bir yere dönüştürüyorlar. Gerek legal olarak kendi kimlikleriyle gerekse illegal olarak sahte hesaplarla gündelik olaylara yorumlarını bu şekilde gönderiyorlar. İki farklı durum var. Kimliği gizlemeyi gerektirecek bir faaliyet yapılıyorsa, ya yasalardan ve normlardan çekiniliyor demektir ya da aslında kendisi de böyle bir gönderiyi benimsemiyor demektir. Sahte kimlik arkasına saklanmak riyakâr bir kişilik ve patolojik bir duruma işaret ediyor. Durum anonim olma, görünmez olma durumunu çoktan aşmıştır.

İnsanlar aslından göründüğünden daha mı çok kötü ve kindar?

İnsanlar gündelik yaşamda üzerlerinde taşıdıkları potansiyeli uygun ortam ve zaman yakaladıklarında gerçekleştiriyor. Bu sosyal medyada da aynı şekilde işliyor.

Neyi paylaşamıyorlar?

İnsanlar neyin yoksunluğunu hissediyorlarsa onu paylaşmak istemezler. Hatta yoksunluğu yaşanmayan birçok şey de paylaşılmamaktadır. Paylaşmak istemedikleri şey onlar için kıymetlidir. Dolayısıyla insanlar için paylaşılmayacak o kadar çok şey var ki. Statü, para, refah imkânları…

Neden hırçınlar?

Sosyal medya kullanımı internetin ilk yaygınlaşmaya başladığı zamanlardaki “chat odalarındaki” gibi değil. İnsanlar kimliklerini anonimleştirmeye gerek duymuyor. Yasaların ve normların dışında davranmak isteyenlerin haricinde artık çoğu kimse kimliğini saklamıyor. Bireyler o mecrada günlük hayattaki kimlikleriyle varlar. İnsanlar gündelik hayatlarındaki rol ve statülerini ortama taşıyorlar. Bu aynı zamanda bireylerin psikolojik durumlarını oraya taşıdıklarını gösteriyor. Yine aynı şekilde toplumların sosyal reflekslerini de orada görebilirsiniz. Dolayısıyla artık mesele, o mecraya özel daha rahat davranmak, kendini özgür hissetmek değil. İnsanlar artık oraya özel hırçın davranmıyor, gündelik hayatlarında ki agresif kalıpları orada da gerçekleştirmiş oluyor. Sosyolojik olarak da toplumların karakterize edebileceğimiz bazı reflekslerini sosyal medya ortamlarında gözlemleyebilirsiniz.