uygartaylan@gmail.com
Hayat hikayesiyle filmlere konu olan dünyaca ünlü piyanist David Helfgott, 360 derecelik sahnede çalmak üzere İstanbul Volkswagen Arena’ya geliyor! Dâhi piyanistle Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu’nu seslendireceği İstanbul konseri öncesi görüştük.
Bir piyano konçertosunu çalmak için aklınızı feda eder miydiniz? Yaşayan en önemli piyanistlerinden biri olan David Helfgott, piyano için aklından fazlasını feda etmiş bir dahi.
Hayatı hikâyesi bol ödüllü “Shine” filmine konu olan Helfgott, kendini oynayan ünlü aktör Geoffrey Rush’a da “En İyi Erkek Oyuncu” dalında OSCAR ödülü kazandırdı.
Dâhi piyanist 12 yıl psikolojik tedavi görmesine sebep olan Rahmaninov’un 3. Piyano Konçertosu’nu çalmak üzere 9 Kasım’da İstanbul Volkswagen Arena’ya çıkmaya hazırlanıyor. Çift piyano ile gerçekleşecek konserde Helfgott’a Limelight’ın “30 Yaştan Küçük 30 Muhteşem Müzisyen” listesinde yer alan Vietnam asıllı Avustralyalı Hoang Pham eşlik edecek. PIU Entertainment organizasyonuyla İstanbul’a gelen David Helfgott’la 360 derecelik sahne performansı öncesi görüşme fırsatı bulduk.
Hayatınızı piyanoya adamışsınız. Bu durum konserlerinizde de kendini belli ediyor. Piyanoyu çalarken adeta bambaşka bir boyuta geçiyorsunuz. Seyirciden bunun karşılığını tam olarak aldığınızı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Evet piyano benim hayatım. Ama bu hayat, seyirciyle paylaşıldığında çok daha inanılmaz oluyor. Tüm dünyayı sadece piyano için geziyorum, görüyorum ve bu inanılmaz bir deneyim oluyor. Gittiğim her ülkede pek çok insanın beni dinlemeye geldiğini görmek eşsiz.
Yeteneğinizi ortaya çıkarmada babanızın büyük payı olduğunu söylüyorsunuz. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Piyanoya çocuk yaşlarımdan itibaren çok meraklıydım. Babam bu merakımı çabuk fark etti, bana bir piyano aldı ve ilk öğretmenim oldu. Beni her zaman destekledi, çok iyi hocalardan dersler almamı sağladı. Şimdi düşünüyorum da belki babam sahip olamadığı piyanist kimliğini bana kazandırmak istedi.
Peki David Helfgott ne dinler, en sevdiğiniz besteci kimdir?
Kesinlikle Liszt. Bestelerindeki özgürlük ve akıcılık beni çok etkiliyor.
Piyano çalarken seyirciyle aranızda bir bağ kurulduğunu düşünüyor musunuz?
Piyano başına geçtiğim zaman içgüdüsel olarak büyük bir aşk ve mutlulukla çalıyorum. Elbette ki sonucu beni dinleyen kişilerin değerlendirmesini isterim.
Sırrınız nedir?
Benim müziğe olan sevgimin ve bunu herkesle paylaşmamın sınırı yok. Aldığım en büyük zevklerden biri, beni izlemeye gelen birçok insanın ilk kez bir klasik müzik konserine gelmesinden kaynaklanıyor. Bunun olması harika bir şey.
Hayat hikâyenizin anlatıldığı “SHINE” filminin üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçti. Neler oldu o günden bu yana?
Büyük bir kısmı aynı ancak filmden bu yana hayatımda büyük yollar katettim.
Elbette hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu bu film. İlk olarak müziğimi dünya çapında 34 farklı ülkede insanlarla paylaşabilmeme sebep oldu. Zihinsel sağlık yolculuğum, zihinsel sağlık zorluklarıyla karşı karşıya kalan bir sürü kişiye kendi zorluklarıyla başa çıkma ve onları benimle paylaşma cesareti verdi.
İstanbul’a geleceğim için heyecanlıyım
Sahnede beraber çalacağınız Hoang Pham ile bir araya nasıl geldiniz?
Aynı menajerlik ajansına bağlı olarak çalışıyoruz. Birlikte ilk provada harika bir uyum sağladık. Kendisiyle bu beraberliği ilk kez sahnede Türk müzikseverlerle paylaşmaktan dolayı oldukça heyecanlıyım.
Türkiye’ye pek çok geldiniz ama bu kez ilk kez performe edeceğiniz bir konseptle geliyorsunuz; 360 derece. Biraz anlatır mısınız?
Evet doğru Türkiye’ye pek çok kez geldim. Her birinde de çok mutlu ayrıldım. Şimdi yeni geliştirdiğimiz bir konsepti ilk kez İstanbul’da sergileyeceğiz. Daha önce piyano tuşlarını, parmaklarımı, tüm detayları tam olarak göremediğinden yakınan seyirciler vardı. Şimdi salonun ortasında bir sahne olacak ve seyirci etrafında olacak. 360 derece buradan geliyor. Performansı en ince detaylarıyla izleyebilecekler. Açıkçası bunun için ben de heyecanlıyım. Ve ilk kez İstanbul’da gerçekleştireceğim için de çok mutluyum.