Tuğba Özerk ve bizim çocuklar

ONUR AKBAŞ
onurakbastde@gmail.com

En çok içerlediğim ekran hadiselerinden biridir, 'Doksanlar' dizisinin kısa ömürlü olması. Zira teknoloji ve bilişim dünyasındaki hızlı gelişmeler, yeni neslin hayallerinin ve akıllarının akıllı cep telefonlarının ufkuna hapsolmaya yüz tuttuğu bir zamanda, bu baş döndürücü durumdan onların başlarını kaldırabilecek, maziyi ve geleceği anda yeniden yoğurarak, yaşama ve yaşatma adına kulaklarına bir şeyler fısıldayacak, son nesildir bizim kuşağın çocukları. Zira bugün tarihin ve talihin -her kuşağa sırası geldiğinde sunduğu gibi- sanatta, edebiyatta, basında, müzikte, sporda “sıra senin” dediği bir kuşaktır doksanların ergenleri. Bu bağlamda 'sokakta oynayan ve bakkaldan en son horoz şekerini alan' kimi bizzat stüdyolarında kimi ekranın karşısında TRT’nin tezgahından geçmiş, bizim kuşağın çocukları endişe duyduğumuz gelecek nesiller adına son şansımızdır. Çünkü siz onların kahir ekseriyetini 'evlenme programlarından', günübirlik 'star' üreten yarışma programlarından bir şeyleri hazır bularak gelmiş olarak bulamazsınız karşınızda. Her biri kendi sahasında mektepli olarak girdikleri bu turnikeye, alaylı amcaları, abileri ve ablalarından aldıkları birikimlerle girdiler. İşte ben o yüzden 'bizim çocuklar'ın ortaya koyduğu çalışmaları daha bir önemser daha bir heyecanla karşılarım. Sevgili Tuğba Özerk de bu isimlerden biri. Tuğba’nın son çalışması 'Aynı Semtin Çocukları'nı dinlerken dilimden merhum şair Karakoç’un şu mısraları döküldü: 'Hayalin gerçekten en bariz farkı/Uzağa atarsın yakına düşer./Öyle günler öyle simalar var ki/Unutmak istersin aklına düşer.'

KAYNAĞI YİTİRMİŞ DİZİLER

Dizilerin çoğunun aşk konuları etrafında çekildiğine dair bıkkınlıklar artık en küçük WhatsApp gurubunda bile dile getirilir hale geldi. Oysa bu konu insanlığın var olduğu günden bugüne her sanat dalının hakim konusu olmuştur. Bugün aynı konular etrafında çekilmiş eski Türk filmleri bile bu dizilerin çoğuna göre muteber ise sorun işlenen konuda değil, ortaya konulan tip ve karakterler itibarıyla bize dair olanın yitirilmesindedir. 

BİZ ÇAYI ONLARLA SEVDİK

Bir çay reklamının eski Türk filmlerinden aldığı repliklerle film mazimize dolayısıyla bizim mazimize yaptığı gönderme çok yerinde olmuş. Zira çay bizim için sadece bir içecek değil, bir kahve kadar olmasa da, tarihtir. Özlenen mazidir. Maziyi anda yaşatan reklam yapımcılarını kutluyorum.