Terörle mücadele kalecilik gibidir

Tarihten günümüze intihar eylemleriyle ilgili kuşatıcı araştırmalara imza atan Doç. Dr. Salih Bıçakçı, terörle mücadeleyi kaleciliğe benzetiyor ve “100 tane olay engellenir duymazsınız, bir patlama olunca herkes ona odaklanır” diyor.

1

Mehmet ŞİMŞEK

mehmet.simsek@esmedya.com.tr

Bir hafta önce İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakını ve Maçka Parkı'nda gerçekleştirilen çifte bombalı saldırıda 44 kişi şehit oldu. Bu olayın acısını yüreğimizde hissederken bu kez bir başka acı haber Kayseri'den geldi. PKK'lı teröristlerin menfur saldırısında 14 askerimiz şehit oldu, 55 kişi yaralandı. Türkiye'yi yasa boğan bu saldırı, 'intihar saldırı'larını; bir diğer ifadeyle canlı bombaları yeniden gündeme getirdi. Kadir Has Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakçı ile olanı-biteni anlamaya çalıştık.

AMAÇ KORKUYU ARTTIRMAK

İntihar eylemleri tarihte çok eski bir olgu. Eylemlerin taktik ve kimyasal manada değiştiğini ve geliştiğini görüyoruz ama saldırıların amacı hiç değişmiyor. Bu saldırıların en önemli amacı korku ve şiddeti daha da arttırmak... İntihar saldırıların tarih sahnesinde hangi sosyolojik ve ekonomik dinamiklere bağlı olarak yükselişe geçtiğiyse, dört önemli dalgayla açıklanabilir. İlki Fransız Devrimi’nden başlayıp I. Dünya Savaşı’na kadar uzanan dönem. Bu dönemdeki en önemli gelişme Nobel’in icat ettiği dinamit lokumudur. Bu da saldırıların seyrini değiştirmiştir. İkinci dalga antikoloniyal karşıtı hareketleri gördüğümüz 1920-1960 arasındaki dönem. Üçüncü dalgaysa 1960 ile 1990 arasında Soğuk Savaş’ın en son dönemidir. Dördüncü dönemse modern dalga dönemi… 11 Eylül saldırısından sonra tanımladığımız bir dönem. 

SADECE TEKNOLOJİ DEĞİŞTİ

Bu dört dalgada da intihar bombacılığı var. Sadece kullanılan ekipman, teknoloji ve yöntemlerin değiştiğini görüyoruz. İşin sosyolojik boyutuna baktığımızda intihar bombacıları zor durumda kalmış, rahatsız, tedirgin ve mutsuz kişilerden çıkıyor. Ama bunu genelleyemeyiz. Veri tabanlarında istisnaları var. Genel portre ve akış bunu gösteriyor. Söz konusu ruh hali zirve noktasına literatürde ‘katharsis’ diyoruz. Mutsuzluk ve endişeyle başlayan katharsis ile son bulan döngü zaman içinde kişiyi radikalleşmeye doğru taşıyor. Bu radikalleşmiş insanlar böyle bir eylem için kullanılabiliyor.

100 TANE EYLEM ENGELLENİR AMA SİZ DUYMAZSINIZ

İntihar eylemleri, 1983’den beri devam eden sürecin parçası. PKK’nın eylem yöntemlerinden biri… Gayet asimetrik bir eylem tipi… Bu ne ilk ne de son olacak. Engellemesi çok zor… Terörle mücadele ekipleri yaptıkları çalışmalarla, 100 tanesini engelliyor, duymuyorsunuz ama bir tanesi patlıyor ve herkes ona odaklanıyor. Yani terörle mücadele kalecilik gibi, birçok 

pozisyonu önlersiniz ama bir gol yerseniz fatura size çıkar. 

ÖZGÜRLÜK GÜVENLİK DENGESİ KOLAY DEĞİL

Bu eylemleri minimuma indirmenin yöntemleri var. Bir kısmı uygulanabiliyor. Biz hep terörizm çalışmalarında güvenlik-özgürlük dengesine dikkat ederiz. Bir düzlem düşünün. Bir ucunda özgürlük diğer ucunda güvenlik var. En kabul edilebilir nokta düzlemin ortasında güvenlik ve özgürlüğün eşit olabildiği durumdur. Sırf güvenlik için özgürlüğü ve insan haklarını engellediğiniz için güvenliği sağlasanız da özgürlüklerden ödün vermeye başlarsınız. Düzlemin diğer tarafında özgürlüğü de fazla verdiğinizde çok özgür bir ortam olur ama güvenliği sağlayamazsınız. Dengeyi tutturmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Bu geçişi yapabilmek için birçok tedbir ve birçok yöntemin uygulanması lazım. Ama bunu yaparken halkı da korkutmamak lazım, zaten teröristlerin yapmak istediği şey korku salmaktır. Türkiye’deki rakam tabii ki çok yüksek, uzun senelerdir terörle mücadeleyi devam ettiriyoruz. Eylemler PKK’dan, DAİŞ’ten ve başka gruplardan geliyor.

MÜTEYAKKIZ OLMAK ÖNEMLİ

Türkiye’de bu artışın devam edeceği kesin. Diğer ülkelerden farklı, değişik tehditlerle mücadele eden bir ülkeyiz… Bölge olarak çok fazla çatışmanın kesişim noktasındayız. Irak, Suriye meselesi, terör meselesi devam ettiği sürece bu eylemlerin arkasının geleceğini beklemek de çok garip olmayacaktır. Belki terörizmin sofistike, modern hale gelmesi, teröristlerin kendilerine karşı kullanılan tedbirleri öğrenip daha üstün taktikler kullanılması işi zorlaştırmaktadır. Daha önce araç kiralayan, çalan teröristler şimdi araba satın alma yöntemine gidiyorlar. Siz ne kadar önlemleri yükseltirseniz, yükseltin. Karşı taraf da sizin yükseldiğiniz kadar yükseliyor, daha detaycı ve daha taktiksel olmaya başlıyor. Saldıranla saldırılan arasında bir ilişki bu… Tedbirlerin artması, haklımızın müteyakkız olması önemli… 

Bu sağlanarak belli bir nispette kontrol sağlanabilir diye düşünüyorum.