Ayşe Akalın, Nurşen Tarkan ve Şebnem Göçmen… Biri bankada biri sanat vakfında çalışırken kariyerlerini ellerinin tersiyle itip tutkunu oldukları takı tasarımına yöneldiler. Şimdi yaratmaya ve sanata gönülden bağlı bu üç kadın tılsım anlamına gelen Maji markasıyla takı tasarlıyor.
Takı tasarımı yapmaya nasıl karar verdiniz ve bu üçlüyü bir araya getiren neydi?
Hikâyemiz tasarıma duyduğumuz tutkuyla başladı. Gençliğimde hiç takı takmayan biri olarak 2 boyutlu çalışmaların beni bir süre sonra tatmin etmediğini keşfettim. Takıyı 3 boyutlu taşınabilir ve yaratıcılıktan beslenen bir eser olarak algılamaya başlamamla takı tasarım serüveni de başlamış oldu. Her kadının kendini keşfettiği bir dönüm noktası vardır. Benim gibi Nurşen ve Şebnem de bu dönüm noktasında kendi içlerindeki cevheri keşfetmiş. Nurşen, uzun yıllar bankada çalıştıktan sonra artık rakamlarla uğraşmak istemediğini anlayarak sanata yönelmiş ve sonunda takı tasarımında karar kılmış. Şebnem ise bir sanat vakfında çalışmasının getirdiği kazanımlarla yaratıcılık tutkusunu farklı konularda deneyimledikten sonra takı tasarımında aradığını bulmuş. Bir takı tasarım programında tanışma fırsatımız oldu sonra hiç ayrılmadık. Fakat bizi asıl bir araya getiren şey pozitif enerji ve tılsım oldu. Aramızdaki uyum ve sinerji, aynı etik değerlere sahip olmamız bu birlikteliği güçlü kılıyor.