onurakbastde@gmail.com
Aslında benim için Türkiye’nin tarihi bir gazetesinde yazdığım her yazı tarihidir. Zira benim Akşam ile gönül bağım geçmişte pek çok edebiyatçının kalem izlerini sinesinde taşımasındandır. Ama bugün Türkiye’nin seçime gittiği tarihlerden biri. Ve yıllar sonra arşivler açıldığında bu sayfalar farklı bir bakışla gözden geçirilecek ben de TV düzleminde meseleyi farklı açıdan kaydedeyim dedim. Bir kere her seçim gibi raflarda yeni çıkan bir kitap kadar heyecanlanmamışımdır, bu seçimde de. Sandık başından daha fazla TV başındaki tatlı heyecan benim için daha değerlidir. Seçim yasağı kalktığında ailecek sipariş verdiğimiz pizza, hamburger ve tatlılar ya gelmiştir ya gelmek üzeredir. Benim için partilere göre ya da başkan adaylarına göre oy dağılımından ziyade sosyolojik yapı, statü, eğitim seviyesi ya da yaşlara göre oy dağılımı önemlidir.
SEÇİM SÜRECİNDE EKRAN
Şunu belirtmeliyim ki seçimlerin en komiğime giden tarafı her kesimin hamasete düşmesi. Bu aslında ilgili adayların ister dinin, ister milliyetin, ister Atatürk’ün hatta çağdaşlık ve demokrasinin hamasetini yapmaları onların ilerde yapacak çok da fazla bir şeylerinin olmadığını gösterir.
TV KANALLARINA TAVSİYEM
O zamana kadar ucuz magazin geyiklerine yer vereceğinize Türkiye seçimlerinin panoramasını veren komedi filmleri ile izleyiciyi sıkmadan ekranlarda tutabilirsiniz. Eski Türk filmlerinden “ZÜBÜK” ya da “HALİS İLE MUHLİS” neden olmasın? Altını siz doldurun…
BEN DEMİŞTİM
Toplumun eğitim, yenilik ve bilgi bağlamında tercihlerini hafife aldığınız sürece her alanda kaybetmeye mahkumsunuz demektir. Bu yakın tarih dizilerinde de böyle. Hamaset değil mirim somut şeyler. İster mehteri ver ister zeybeği olmaz…