Tam İspanya vakti

Abdurrahman Cüneyd Fidancı
acuneyd@gmail.com

Tarih, kültür, sanat, doğa, futbol, spor, ticaret, yemek, festivaller, mimari şaheserler, müzeler, meydanlar… Özellikle İslam, Katolik ve Musevi kültürlerinin aynı potada eriyip mükemmel bir karışım oluşturduğu, dünya mirasına önemli eserler bırakmış bir medeniyeti, Endülüs’ü anlamak isteyenler İspanya'yı mutlaka ziyaret etmeli.  

İspanya 17 özerk bölgeye ve 2 özerk şehre ayrılmış bir ülke. Bugünkü Endülüs, İspanya’nın güneyinde özerk bir bölge… Endülüs nüfus olarak da İspanya’nın en büyük bölgesi… 

Endülüs'ün başkenti Sevilla

Sevilla, Endülüs’ün başşehri ve en kalabalık şehri. Bölgenin kültür, sanat ve ekonomi merkezi de olan Sevilla’nın her yanı turunç ve portakal ağaçlarıyla kaplı. Tek kelimeyle muhteşem İspanya Meydanı (Plaza de Espana) bir yarım daire şeklinde. Meydanda çok büyük bir çeşme, muhteşem seramikler ve çiniler bulunuyor. Endülüs mimarisinin en çarpıcı ve en renkli örneklerinden olan Alcazar Sarayı, İslam ve gotik mimari üsluplarının sıra dışı birlikteliğini yansıtıyor. Günümüzde çan kulesi olan devasa La Giralda ise Sevilla Ulu Camii’nin minaresi. Sevilla'nın başlıca yapılarından biri, Endülüs Emevileri'nden kalan bir caminin üzerine inşa edilen ve Avrupa'nın üçüncü büyük katedrali olan Sevilla Katedrali.  

GÖZ KAMAŞTIRAN AL CAZAR

İsmini, Arapça’dan İspanyol diline girmiş olan Al-Kasr kelimesinden alan Al Cazar Sarayı, Müvahhidler döneminde Toledolu mimar Calubi tarafından yapılmış. O dönemin geniş bahçeleriyle göz kamaştıran bir esermiş. Sevilla depreminin ardından  pek çok bölümü yıkılan saray, Gaddar Pedro lakablı I.Pedro El-Cruel tarafından Müslüman usta ve işçilerine yeniden yaptırılarak günümüze kadar gelmiş.  

ŞEHRİN EN GÖRKEMLİ YAPISI

Şehrin en görkemli yapısı Giralda Katedrali ve Giralda Minaresi (Kulesi). Minare orijinal haliyle bugüne kadar gelmiş. Endülüs Emevileri’nden kalan büyük caminin kubbesi yıkılarak üzerine üzerine bu katedral inşa edilmiş. 

görülesİ şehİr kurtuba Endülüs’ün merkezi Kurtuba, en büyük  ve en ileri şehir özelliğini Endülüs Emevi Devleti zamanında kazanmış. 10. yüzyılda Sultan III. Abdurrahman zamanında İspanya’nın başkenti olan Kurtuba’nın nüfusunun 500 bin civarında olduğu ve şehrin Vadi el-Kebir boyunca 5 kilometre uzandığı biliniyor. Avrupa’da ilk sokak lambaları burada yanmış ve ilk eczane burada açılmış. Şehrin ortasında cami vardır ve şehrin planlamasında tüm yollar camiye çıkar. Daracık ve tertemiz Kurtuba sokakları, pencerelerden çiçeklerin sarktığı beyaz badanalı evleriyle hoş bir görüntü sunar. Gücü simgeleyen portakal ağaçları ve her yeri saran portakal çiçeği kokularıyla görülesi bir şehir Kurtuba.

KURTUBA BÜYÜK CAMİ (MEZQUİTA)

Kurtuba Camii’ne girer girmez sizi haşmetiyle sarar. Sütunlar ormanı içinde  ismiyle musemma bir ulu camidir o… I. Abdurrahman tarafından 785 yılında inşasına başlanan ve bir yılda tamamlanan cami, dünyanın en büyük ve en eski camilerinden biridir. endülüs'ün en masalsı şehri Endülüs’ün en masalsı şehri olan Granada, eski adıyla Gırnata şehrinin ilk yerleşim bölgesi olan Albayzin semti, iki-üç katlı, teraslı beyaz evler, dar sokaklar, yaz sıcağını serinleten palmiye ağaçlarının yer aldığı, Elhamra’nın en iyi seyredildiği yerdir. Göz kamaştıran bir sanat estetiğinin en güzel örneklerini yansıtan El Hamra (El-Hambra) Sarayı’na gidiyoruz. 

“VELA GALİBE İLLELLAH”

Temelleri 1232 yılında Benî Ahmer Devleti’ni kuran I. Muhammed zamanında atılan bu saray, Saraydaki tüm oda ve salonları çepeçevre dolaşan bir sözcük, Elhamra’nın sırrını adeta özetleyen Arapça şu cümledir; 'Vela Galibe İllellah'. Anlamı, 'Allah’tan başka galip yoktur.'

MADRİD VE BARSELONA

Madrid, zengin tarihi mirasının yanı sıra canlı bir kültür ve sanat merkezi olarak önem taşıyor. Cervantes, Donkişot heykel gruplarının bulunduğu meydan ve alışveriş caddeleri dikkat çekiyor. Barselona ise, şehre hayat veren muhteşem Gaudi eserleri ve güleryüzlü insanlarıyla İspanya’nın en güzel şehirlerinden biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde 8 adet eseri bulunan Mimar Antoni Gaudi’nin eserleri, Barselona’nın en önemli gezilecek yerlerini oluşturuyor. Bunların başında ise, ‘Bitmeyen Kilise’ olarak bilinen Sagrada Famillia’ geliyor. Barselona’nın en ünlü caddesi olan La Rambla şehrin en önemli gezilecek diğer noktası.

Dikkatimi çekenler…

- Siestaya büyük önem veriyorlar ve öğleden sonra dinlenmeye çekiliyorlar. Öyle ki siesta saatinde telefon açmak bile saygısızlık olarak değerlendiriliyor. Akşam yemekleri uzun sürüyor. Yani ehl-i keyf bir millet.

- Son derece sosyal bir ülke. Kafeler, barlar, restoranlar, sokaklar, meydanlar her daim insanlarla dolu. - İspanyol mutfağı dendiğinde aklınıza paella gelmeli Valencia yöresinin çok meşhur yemeği neredeyse İspanyol mutfağına damgasını vurmuş. 

- Hediyelik için, boğa güreşlerini temsil eden objeler, futbol takımlarının arma, forma, atkı gibi ürünleri, yelpaze, Flamenko elbisesi, ayakkabısı, peynir alınabilir.

- Günümüzde İspanyolca’da üç binden fazla Arapça kelimenin yer alıyor. 500 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen mimaride hâlâ Müslümanların etkilerini görmek mümkün. Ülke genelinde binlerce dönüm alanlarda bakımlı, düzenli zeytin bahçeleri dikkat çekiyor. Şehir merkezlerindeyse geniş cadde ve sokaklar, oturma grupları, çok sayıda yayalaştırılmış cadde, ortasında havuz ve şelale olan dinlenme alanları, çok fazla heykel, figür dikkat çekiyor. Adeta dönüp baktığınız her nokta, fotoğraf karesi gibi…

- Deneyimli rehberimizin anlatımına göre, bölgede hüküm süren Müslümanlar Palmiye ağacı, Hristiyanlar portakal ağacı dikmiş. Gırnata’nın sembolü ise nar ağacı.